İBB’de veriye dayalı karar alma dönemi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü (CIO) Erol Özgüner, veri merkezinin kapılarını Dünya Gazetesi’ne açarken veriye dayalı hizmetlerden çarpıcı örnekler verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin telekom altyapı şirketi İsttelkom bünyesinde kurulan veri merkezi, İBB’nin 30 iştiraki ve iki bağlı kurumuna hizmet veriyor. Tier III sınıfındaki veri merkezi, dünya standartlarında güvenliği ve güvenilirliği üst seviyede sağlayan bir merkez. Türkiye’de bu sınıfta hizmet verebilen tek kamu veri merkezi. Yüzde 94 kapatise ile çalışan veri merkezi, gerçekleştirilen yeni ihale ile kapasitesini daha da artırarak İBB ve bağlı kuruluşları yanında dışarıya da hizmet vermeyi amaçlıyor.
İBB CIO’su Erol Özgüner, veri merkezinin kapısını Dünya Gazetesi’ne açtığında veri merkezinin özellikleri yanında İBB olarak olarak çalıştıkları dijital projeleri de anlattı. Modern belediyeciliğin veriye dayalı karar almak üzerine kurgulanması gerektiğine dikkat çekti.
Veriye dayalı karar
Veriye dayalı karar almak için öncelikle veri toplamak gerekiyor. Hem sosyal ağlardan, hem İBB beyaz masadan, hem bağlı kuruluşlardan gün boyu akan veriler hem de ana veri, hepsi işlem verisi olarak toplanıyor. Bu veriler ise şimdiye kadar çeşitli şekillerde İstanbulluların hayatını kolaylaştırmak için işlenmiş ve projeler üretilmiş.
Erol Özgüner, askıda fatura uygulamalarından bahsederek “Bu, bizim veriyi işleme kapasitemizin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Ödenmemiş faturalar, bu faturaların gittiği kişilerin maddi durumları, bizim sosyal yardım veritabanındaki bilgileri örtüştürerek bu projeyi ortaya çıkardık. Şimdi, dünyanın dört bir yanındaki belediyelere projemizi anlatıyoruz. Daha geçen gün Macaristan Budapeşte Belediyesi’ne projenin detaylarını anlattık” diyor.
Pandeminin başında, pandemi sonrasında vatandaşların toplu taşımadan uzak durarak, şahsi araçlara yöneleceğini ve bunun bir trafik yoğunluğuna sebep olacağını da öngörmüşler.
Özgüner, bu çalışmaları da şöyle özetliyor:
“Hem bizim, hem karayollarının yollarımızdaki kameraları ve sensörlerinden gün içerisinde veri topluyoruz. Bu verileri çeşitli dönemlerle kıyaslayarak, gün içerisinde İstanbul’daki trafik yoğunluğunu yüzde 97 başarı ile tahmin edebiliyoruz. Her sabah İETT’ye bu tahminimizi ileterek, toplu ulaşım ile ilgili gün içerisinde seferlerin yoğunluğu ile ilgili karar almalarına yardımcı olabiliyoruz.”
Özgüner’in verdiği diğer bir örnek ise yine pandemi döneminde sokağa çıkış yasağı olan 65 yaş üstü vatandaşlarla ilgili çalışmalar. 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkışına yasak gelince, aralarında yalnız yaşayan vatandaşlarımız hemen tespit edilerek kendileri ile temas kurulmuş.
İBB’nin ileriye yönelik önemli projelerinin arasında hemşehrisini tanımak ve her hemşehresi için bir dijital cüzdan oluşturmak bulunuyor. Yeni dünya düzeninde, şirketler için müşterisini, belediyeler için ise hemşehrisini tanımanın, kimliğini doğrulamanın önemine dikkat çeken Özgüner “İstanbul Senin, uygulaması ile sunduğumuz tüm hizmetlerden yararlanmak isteyen kullanıcılara tek bir noktadan erişim olanağı sunmayı hedefliyoruz.
Tek bir kere şifre girerek, İGDAŞ fatura ödemesinden, İSKİ abonelik değişikliğine tüm hizmetleri tek bir şifre ile çözmek istiyoruz. İlerleyen dönemde, tek giriş çözümümüzü çeşitli hizmet sağlayıcı şirketlerle paylaşmak hedefimiz de var. Nasıl e-devlet şifresi ile bazı kamu kurum ve kuruluş hizmetlerine erişiliyor, İstanbul senin uygulaması şifresi ile de pek çok hizmete erişilebilsin istiyoruz.
Ayrıca, hemşehrilerimizin kimliğini doğruladığımız noktada, garanti belgesinden, diplomaya, sabıka kaydından kimlik fotokopisine kadar çeşitli belgelerini saklayabilecekleri bir dijital cüzdan çalışmamız da var. Bu çalışma tamamlanınca, taşınan hemşehrimiz tek bir tuşla aboneliklerini sonlandırıp, taşındığı ikametgahında yine tek tuşla abonelik hizme