Gelecekten haberler
Yapay zekâ üzerine çalışmalar sürdüren araştırmacılar günlük hayatta bizi tanımayı becerebilecek sistemler üzerine çalışıyor. Yakın bir gelecekte devletler ya da şirketler sadece kameralar aracılığıyla değil, yürüyüş veya konuşma biçimimiz gibi bize özgü birçok şeyle bizi tanıyabilir hale gelecek.
Robotlar, yapay zekâ vs. derken geleceği günü beklediğimiz birçok teknoloji kapıya dayandı. Gündeme ardı ardına düşen teknoloji gelişmelerine ve haberlere bakıp da ürpermemek oldukça zor.
Bu hafta da geleceğin ayak seslerini takip etmeye ve uluslararası gündeme düşen teknoloji haberlerinin izini sürmeye devam ediyoruz.
Kaçın, bizi tanıyorlar!
Bilgi gizliliği, siber güvenlik ya da genel olarak mahremiyetle ilgili birçok gelişme ve önlem çabası gündeme düşse de, bu konularda pek de iyi bir noktaya gitmediğimiz çok açık.
Yapay zekâ üzerine çalışmalar sürdüren araştırmacılar günlük hayatta bizi tanımayı becerebilecek sistemler üzerine çalışıyor. Yakın bir gelecekte devletler ya da şirketler sadece kameralar aracılığıyla değil, yürüyüş veya konuşma biçimimiz gibi bize özgü birçok şeyle bizi tanıyabilir hale gelecek. En az parmak izimiz kadar bize özgü olan şeyler ne peki hiç düşündünüz mü? Araştırmacılar bizim yerimize de düşünüyor. Örneğin Manchester ve Madrid üniversitelerinden araştırmacılar yürüme şeklimizde bizim kim olduğumuzu ele verebilecek 24 faktörü denetleyebilen bir yapay zekâ üzerinde çalışıyor.
Bir diğer ayırt edici nokta ise yazma şeklimiz. Gün içerisinde onlarca cümle kuruyoruz, mailler gönderiyoruz ya da Whatsapp üzerinden iletişim kuruyoruz. Romanya merkezli bir şirket olan TypingDNA, bir Javascript eklentisi kullanarak klavyede yazma şeklimizi inceliyor. Sadece 44 karakteri hangi sırayla ve nasıl yazdığımıza bakarak yüzde 99,9 doğruluk payıyla bizi tanıyabiliyor.
Konuşma biçimimiz ve kelimeler arasındaki duraklamalarımız ise başka ayırt edici özelliklerimiz olarak öne çıkıyor. Kim olduğumuzu gizlemek için VPN’ler ya da farklı mahremiyet koruyucu uygulamalar pek de yeterli olmayabilir.
A, a, Alexa!
Amazon’un kişisel asistanı Alexa’yı şimdilik tanımıyor olabilirsiniz. Ancak bu haber ileride ne kadar da tanıdık bir sima olacağının habercisi gibi. İngiliz çift Lottie ve Mark’ın bir yaşındaki çocukları Joe, Amazon’un akıllı hoparlörü Echo’yu çok seviyordu. İngiliz çift yakın zamanda çocuklarının dilinden dökülen ilk sözcükle şoka girdi.
Alexa konuştuğunda çok heyecanlanan ve eğlenen çocuk anne ya da baba demeden ‘Alexa’ demeyi öğrenerek gelecek neslin nasıl evrileceğinin de sinyallerini verdi. ‘Anne bu ne’, ‘baba şu ne’ sorularından sıkılan ebeveynler ve hiçbir sorudan sıkılmadan yanıt vermeye çalışan Alexa!
Psikopat norman
Alfred Hitchcock’un kült korku filmi Psycho’nun (Sapık) başkahramanı Norman Bates’i tanımıyorsanız, korku sinemasının en önemli eserlerinden olan bu filmi bir an evvel izleyin. Filmden ve Norman Bates karakterinden oldukça etkilendiklerini tahmin edebileceğimiz MIT’li araştırmacılar bir psikopat gibi davranmak üzere kötü niyetli bir yapay zekâ ürettiler ve adını Norman olarak belirlediler.
MIT araştırmacıları Norman’a şiddet ve korku ögeleri içeren görseller göstererek onu ‘kötü’ bir karakter olarak eğittiler. Norman daha sonra birçok filmden hatırlayacağınız ünlü Rorschach mürekkep testine tabi tutuldu. Sonuçlar elbette beklendiği gibi ürpertici oldu. Standart yapay zekâ sistemlerinin ‘içinde çiçekler olan bir vazo’ gördüğü bir görselde Norman ‘bir adamın silahla vurulduğunu‘ görüyordu. Bir başka görselde ise ‘çığlık atan eşinin önünde vurularak öldürülen bir adam‘ gördü. Araştırmacılar, sürekli kötü görsellere ve depresif düşüncelere maruz bırakılan Norman’ın empati yeteneğini harekete geçiremediğini belirtti.
Görünen o ki yapay zekâ yalnızca işlerimizi kolaylaştıracak şekilde evrilmiyor. İşin sonunun nereye gideceği yine insanlığın ellerinde gibi görünüyor.