Geleceğin savaşları
Gün geçtikçe daha ciddi boyuta erişen teknolojik gelişmeler için unutulmaması, ihmal edilmemesi gereken bir soru var: Teknoloji, barışa hizmet etmiyor olabilir mi?
Teknolojinin hayatlarımıza etkisi tartışılmaz bir boyutta sürüyor. Büyük dönüşümün şafağında geleceğe dair iyimser tahminler yapıp, teknolojinin en verimli ve barışçıl çözümleri üreteceğini düşünmek istiyoruz. Peki etik, gizlilik ya da günlük hayat benzeri birçok alanda olumsuz etkilerini tartıştığımız teknolojiler, sadece barışa hizmet etmiyor olabilir mi?
Savaş nesnelerinin interneti
Geleceğin savaşları yalnızca insanın hâkim olmadığı bir zeminde, yapay zeka ile çalışan sistemlerin de desteğiyle yapılacak. Internet of Battle Things (Savaş Nesnelerinin İnterneti) diye bir şey duydunuz mu? Amerikan Ordusu Araştırma Laboratuvarı’ndan Dr. Alexander Kott tarafından hazırlanan raporda geçen bu ifade, ortak bir ağ üzerinde hareket eden makineler ve askerlerin omuz omuza savaştığı bir geleceği işaret ediyor. İnternet aracılığıyla haberleşen akıllı sistemlerin, farklı özerklik derecelerinde olsalar da savaş alanındaki etkilerinin artacağı öngörülüyor. Geleceğin savaş alanı aksiyon-bilimkurgu filmlerinin sunduğu yaklaşımı pek aratmayacak gibi görünüyor.
Biyoteknoloji ya da nörobilim gibi teknoloji ve bilimin çok farklı alt alanlarında süren araştırmaların askeri araştırmalarla karşılık bulması yeterince korkutucu değilmiş gibi, doğrudan savaş teknolojileri de araştırmalara konu oluyor. Neyse ki Alexander Kott’un araştırmasında da belirtildiği gibi, henüz durum o kadar da karanlık değil. Yapay zekanın ve robotiğin bugünkü durumu savaş alanında uzmanların hayal ettiği ölçüde destek verebilecek bir görüntü vermiyor. Ama son on yılda büyük gelişme kaydedilen makine öğrenmesi gibi teknolojiler, gerçek bir savaş unsuru olabilmek için daha çok gelişme kaydetmek zorunda. Şimdilik çok da derin olmayacak bir oh çekilebilir.
Google çalışanlarının isyanı
Geçtiğimiz hafta New York Times’da yer alan bir haber, savaş teknolojilerinin gelişimini engellemeyecek olsa da dikkat çekilmesini sağladı. Onlarca Google çalışanı, drone saldırılarının hedefini iyileştirmek için yapay zeka kullanan bir Pentagon programına destek verdiği için Google’ı protesto eden bir dilekçe imzaladılar. Google’ı savaş alanındaki gelişmelere katkı sağlamamak üzere bir politika yayınlamaya çağıran mektup henüz bir sonuç vermese de, oldukça ilgi çekti.
Peki sadece Google’ı durdurmak, geleceğin savaşlarına teknoloji üretmeyi de durduracak mı, elbette hayır. Çin, Rusya, ABD, Güney Kore ve daha birçok ülke halen savaş teknolojileri üzerine araştırmalar gerçekleştiriyor. Google’ı ya da herhangi bir teknoloji şirketini durdurmanın pek bir etki yaratmayacağını öngörmek zor olmasa gerek.
Bütün bu savaş ve teknoloji ilişkisini gözden geçirip düşüncelere dalarken, insanlık tarihinde birçok buluşun ortaya çıkmasının hayatta kalma güdüsü ve savaşlarla ilişkisini de unutmamak gerekiyor. Küçük bir araştırma yapmaya ne dersiniz: İnternet nasıl ortaya çıktı biliyor musunuz? Peki bugünkü internetin ilk adımı kabul edebileceğimiz Arpanet neydi ve hangi kurum tarafından geliştirilmişti?
Nörobilim işin içinde
Biyoteknoloji ya da nörobilim gibi teknoloji ve bilimin çok farklı alt alanlarında süren araştırmaların askeri araştırmalarla karşılık bulması yeterince korkutucu değilmiş gibi, doğrudan savaş teknolojileri de araştırmalara konu oluyor.
Araştırmalar artıyor
Çin, Rusya, ABD, Güney Kore ve daha birçok ülke halen savaş teknolojileri üzerine araştırmalar gerçekleştiriyor. Google’ı ya da herhangi bir teknoloji şirketini durdurmanın pek bir etki yaratmayacağını öngörmek zor olmasa gerek.