Finlandiya gibi küçük bir ülkeden “küresel firma” çıkarmanın sırrı nedir?
KONE Başkan ve CEO’su Henrik Ehrnrooth “şirket olarak, her geçen gün hizmet kalitemizi yükseltmek ve müşterilerimize daha iyi hizmet sunmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz” diyor.
RÜŞTÜ BOZKURT
Herkesin baktığı yerden gördükleri farklı olabilir. Benim zihnimdeki Finlandiya, Grigory Petrov’un kitabında anlattığı Beyaz Zambaklar Ülkesi’dir. “Zaruretleri her zaman maharete dönüştüren” bir halkın vatanıdır. Yoksulluk dönemlerinden bugünlere “yaşamı yenileme çabasının” sembolüdür. Yoksulluk ve yoksunlukla verilmiş amansız bir mücadelenin azmidir. Bir avuç aydının, ülkesini seven insanın yoktan var etme mücadelesinin zaferidir. Gölleri, adaları, kahve tiryakilikleri, sauna düşkünlüklerinin yanı sıra bağırlarından NOKIA ve KONE gibi öncü firmaları çıkaran çağdaş bir reflekstir. İlginç yarışları, inovasyon alanında öncü rolü oynayan yetenekli insanları ve hepsinden önemlisi de “Başarısızlık Günü” kutlayan; yaptıklarına aşırı önem verenlerin ego şişkinliklerine fırsat tanımayan özgüven diyarıdır. Nüfus bakımından küçük Suomi halkı, entelektüel anlamda büyüktür.
KONE, asansör ve yürüyen merdiven üretiminde dünyada ilk beş firma arasında yer alıyor. Kuruluşun Başkan ve CEO’su Henrik Ehrnrooth ile Başkan Yardımcısı Pierre Liataud geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Kendileriyle bir söyleşi yaparak birikimlerini bizim insanımızla paylaşmak istedim.
"Müşterilerimize iyi hizmet sunmak için çalışıyoruz"
KONE’nin yöneticilerine sordum: Nüfusu 5 milyon 500 bin olan, coğrafi konumu bakımından hiç de elverişli bir yere sahip olmayan, küçük bir ülkede çok uluslu, çok kültürlü firma yaratmanın bir sırrı var mıdır?
Başkan ve CEO Henrik Ehrnrooth “Doğru” diye söze başladı ve dedi ki: “Bazı müşterilerimiz ‘Ülkenizde hiç yüksek bina yokken nasıl asansör sektöründe dünya lideri olabiliyorsunuz?’ diye soruyor. Bunun cevabı yaptığımız işe yoğun bir şekilde odaklanmamızda gizli. Biz, kendimizi meydan okuyan bir şirket olarak görmeyi seviyoruz. Bu nedenle de KONE olarak, her geçen gün hizmet kalitemizi yükseltmek ve müşterilerimize daha iyi hizmet sunmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.”
Araya girerek sordum: Bir çok ülke, inovasyonun gelişmenin kalbinde yer alan bir yetenek ve beceri olduğunun farkına vardı. İnovasyon, slogan olmaktan çıkarılarak, sonuca götüren bir yaşam biçimine dönüşemedi. Siz, Suomi halkını bu alanda farklı kılan özellikler nelerdir?”
Başkan Ehrnrooth, “Günümüzde hemen her şirket yenilikten bahsediyor. Burada asıl nokta, müşterilerinizin kendi işlerini geliştirebilmelerine yardımcı olacak inovasyonu geliştirmek. Bu amaçla yenilikçi teknolojilerden ve buna yönelik çalışma biçimlerinden nasıl fayda sağlanabileceğini çözmek. Sadece teknolojik yenilikler geliştirmek her zaman işe yaramayabilir. Belirli bir sorunun çözümünü veya belirli bir ihtiyacın karşılanmasını sağlayacak çalışma biçimleri de bulmalısınız.”
Finlandiya firmalarının değişen koşullara uyumda gösterdikleri başarıyı merak ediyorum.
Anladığım kadarıyla ihtiyaç odaklı gelişme planlarına sahip olmak önemli… İnsanların yaşamını kolaylaştırıcı çözümler üretmek de bir o kadar gerekli. İnovasyon yeteneklerini sürekli geliştirerek rakiplerden her zaman bir adım önde olma iddiasını içselleştirmek önemli olmanın da ötesinde değerli bir yetkinlik. Firma ölçeğinde baktığımızda KONE’yi bugüne hangi özellikleri taşımış olabilir? Bu merakımızı Finli yetkililere aktarıyoruz.
Sorumu önce Başkan Henrik Ehrnrooth yanıtlıyor: “Başarımızda etkili olan birkaç unsurdan söz etmek mümkün. Birincisi, gitmek istediğimiz yönü açık ve net bir şekilde belirlemiş olmamız. Buna aynı zamanda 'vizyon' da diyebiliriz. İkincisi ise bu vizyona ulaşmak için çalışanlarımıza özgürlük ve inisiyatif tanımamız. Öte yandan günümüz dünyasında her şeyi tek başınıza yapamazsınız. Birlikte çalışabileceğiniz en iyi ortakları bulduğunuzdan da emin olmalısınız. Biz de tam olarak öyle yaptık diyebilirim.”
En önemli eğilim kentleşme
Sözün burasında Başkan Yardımcısı Pierre Liataud devreye giriyor, “KONE’yi tanımlayan en önemli konulardan biri de ekolojik anlamda sorumlu bir şirket olmamız. Biz her zaman, KONE çözümlerinin ekolojik etkinlik ve verimlilik açısından en iyisi olması için çalışıyoruz. Örneğin bugünkü asansörlerimiz, 15 yıl önceki asansörlerimize kıyasla %90 daha az elektrik tüketiyor.
Çevre üzerindeki etkisini en aza indiren şirket olmak istiyoruz. Faaliyetlerimizden kaynaklanan tüm atıkların, uygun atık tesislerine gönderilmesi konusunda çok titiziz. Bu noktayı asla müşterilerimize bırakmıyoruz, daima biz üstleniyoruz. Ayrıca üretim açısından her alanda tam anlamıyla optimize edilmiş bir tedarik zincirine sahibiz. Tedarikçilerden üretim alanlarımıza, lojistik faaliyetlerimizden müşterilerimizin bina ve şantiyelerine kadar tüm aşamalar bu zincire dahil. Çevre üzerindeki etkiyi minimuma indirebilmek için, bu alanların tümünde birbiriyle uyumlu bir yönetim sistemi kurduk. Öte yandan ürünlerimizle de enerji verimliliğine katkı sağlıyoruz. Geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde, yüksek binalarda bulunan asansörlerimiz çalışırken elektrik üretebiliyor. Böylece üretilen elektrik, binanın enerji sistemine geri gönderilerek verimlilik sağlanıyor.”
KONE işini ne kadar iyi bilirse bilsin, zihnimde hep “on yıl sonrası” var… Sayısal dönüşüm çağında on yıl sonrasının planlanması, bilinçli işyeri yönetiminin çok temel bileşenlerinden biri. Uluslararası deneyimi zengin bir firma, geleceğini nasıl inşa etmek ister? Siz böyle bir sorunun yanıtını merak etmez misiniz?
Önce Başkan yanıtlıyor: “Şu anda söz konusu eğilim, kentleşme sürecindeki hızlanma diyebiliriz. İnsanlar kentlerde yaşam arıyor; büyük kentlerin oluşumuna tanıklık ediyoruz. Her gün yaklaşık 200 bin, yılda ise yaklaşık 70 milyon insan kentlere göç ediyor. Bu insanlara kolay erişim imkanı sunmanız gerekiyor. KONE olarak, şehirlerin sürdürülebilir şekilde daha konforlu gelişmesine yardımcı olabileceğimize inanıyoruz. Bir diğer eğilim ise ‘Dördüncü Sanayi Devrimi’ olarak da adlandırabileceğimiz teknolojik dönüşüm… Gelişen teknoloji, sektörümüzde birçok yeniliğin önünü açıyor ve bu açıdan çok önemli. Bu konuda da öncü olma gibi bir misyonumuz var.”
Gelecek hafta KONE yöneticileriyle aşırı değerlendirilmiş yatırım anlayışının kaynak israfı yaratmasını paylaşacağız.
Kone yetkililerine göre asansör ve yürüyen merdiven üretiminde yönlendirici etkenler
1- Çağın beklentilerini ve müşteri ihtiyaçlarını öngörebilme yeteneğine sahibiz.
2- Müşterilerimizin iş geliştirme taleplerine karşılık veriyoruz. Asansör kullanıcılarının güvenliği ve yaşam kalitesinin artması bizim odak noktamız.
3- Asansörler, binaların merkezinde yer alır ve yapı içinde çok önemli rollere sahiptir.
4- Müşterilerimizin başarısına katkı sağlamayı kendi başarımız olarak görürüz.
5- Rekabetin yaygınlaştığı ve derinleştiği bir endüstriyel aşamadayız. Endüstri 4.0 aşaması, aynı zamanda hızlı değişim anlamına geliyor. İhtiyaçlar her geçen gün değişiyor. Değişimin yarattığı fırsatı yakalamak, sağlıklı gelişme için şart.