FATİH projesinin içinde olmayı istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA - Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, "Microsoft, FATİH projesinin içinde olmayı arzu ediyor. Bu proje çerçevesinde Türkiye'de ilk eğitim Ar-Ge laboratuvarını kurmak için çalışma yapıyoruz" dedi.

Özmen, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu "Uludağ Ekonomi Zirvesi"nde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Özmen, 2012 yılının kendileri için çok heyecanlı bir yıl olduğunu, 12 tane değişik lansman yaptıklarını, lansmanını yaptıkları Windows 8'in dünyadaki bütün donanım ve işletim sistemlerinin neredeyse 2 yıl önünde olan bir işletim sistemi olduğunu söyledi.
Windows 8'in tek bir adresle her bir cihaza bağlanabilme imkanı getirdiğini anlatan Özmen, şunları kaydetti:
"Telefonda, televizyonda, laptopta, bilgisayarda, masaüstünde ve tablette yani bütün cihazlar eksiksiz aynı platformdan çalışıyor. Müşterilere çok farklı bir yaşam tarzı getiriyoruz. Windows 8'deki en büyük gelişmeyi kurumsal pazarda görüyoruz. Kurumsal pazarda büyük şirketler çalışanlarına tablet olarak Windows 8 vermeye başladılar.
Hem telefon hem tablet hem de kendi kurumsal sistemlerini yönetebilecek bir ortam olduğu için orada ciddi bir talep geldi. Şu anda Windows Phone 8 yok satıyor. Bu da telefon operatörlerini çok mutlu ediyor. Microsoft'un girmesiyle rekabetin arttığı bir pazar oldu. Windows 8 operatörlere ciddi anlamda farklılık yarattı. Piyasada Windows 8 ile ciddi hareketlenme görüyoruz."

[PAGE]



"FATİH projesinde olmayı arzu ediyoruz"

İnovasyon ve Ar-Ge ilgili önemli teşviklerin açıklanmasının sektöre katkılarını da değerlendiren Özmen, inovasyonun önemine dikkati çekti. İnovasyona yatırımı üç ana temada gördüğünü ifade eden Özmen, şunları aktardı:
"Bunlardan ilki kurumsal şirketler. Kurumsal şirketlerimiz inovasyon için ne kadar yatırım yapmaya başlayacaklar, inovasyon için nasıl şirketler satın almaya başlayacaklar, burası çok önemli. Şu anda teknoloji içerdeki üretim ve verimliliği artırmak için kullanılıyor. Kendi pazarlarında daha iyi rekabet edebilmek için ve bilhassa dış pazarlara girebilmek için inovasyona nasıl yatırımı yapacakları önemli. Yurt dışında şirketler toplam cirolarının yüzde 3'ünü Ar-Ge'ye ayırırken, Türkiye'de bu yüzde 1 civarında ve bunun en az iki kat artması gerekiyor. Ar-Ge'nin sadece verimliliği arttırma dışında fark yaratma ve inovasyon için yapılması gerekiyor.
İkincisi girişimcilik. Türkiye'de girşimcilik son yıllarda dikkat çekmeye başladı ve önemli bir konu haline geldi. Girişimcilikte dikeylere inmek lazım. Artık yeni bir twitter ya da facebook yaratmak mümkün olmayabilir, ama dikeylere girdiğiniz zaman, sağlık alanında, ödeme sistemleri alanında, hava yolları ciro yönetimi gibi alanlarda fark yaratacak modeller yaratıldığı zaman, bu modelleri kuran Türk girişimci şirketlerinin yabancı şirketler tarafında satın alınma şansı çok artacak."
İnovasyonu etkileyen üçüncü konunun da eğitim olduğunu anlatan Özmen, şöyle konuştu:
"ABD'deki Caltech gibi bilim üniversiteleri çok ilginç ve iyi çalışan modeller. Hem bir bilim üniversitesi, ama aynı zamanda sektörle beraber çalışmalar yaparak üniversitede doğan yeni fikirleri patentleyip buradan finansal bir model yaratabiliyorlar. Üniversite ve yatırımcı şirketler çok yakın bir ortak çalışma ortamındalar. Öğrenciler fark yaratan bir model bulup bu model finanse edilirse fazladan not alıyorlar. Daha okul bitmeden para kazanmaya, iş sahibi olmaya başlıyorlar. Türkiye'de bu model oturmaya başlayınca inovasyon gelişecek."
Özmen, FATİH projesinin Türkiye'nin yatırım ve inovasyon çekmesi için önemli bir proje olduğuna işaret ederek, Microsoft olarak bu proje üzerinde 15 yıldır çalıştıklarını ve uçtan uca çalışan, FATİH vizyonunu tamamıyla hayata geçiren altyapıyı kurduklarını ifade etti.
Projenin çok önemli bir vizyona sahip olduğuna dikkati çeken Özmen, "Microsoft FATİH projesinin içinde olmayı arzu ediyor. FATİH projesinin içinde olmak Microsoft'un ülkemize kaynak aktarmasına sebep olacaktır. FATİH çerçevesinde Türkiye'de ilk eğitim Ar-Ge laboratuvarını kurmak için çalışma yapıyoruz" dedi.

[PAGE]



"Açık Akademi, Türkiye'nin en büyük üniversitesi"

Açık Akademi projesine de değinen Özmen, Türkiye'nin ilk ve tek herkese açık, ücretsiz uygulama geliştirme okulu olan Açık Akademi'nin genç ve dinamik bilişim kullanıcılarını uygulama geliştirici olmaya yönlendirdiğini anlattı.
Geçen sene dünyada 64 milyar olan uygulama pazarından Türk uygulama geliştiricilerinde pay alması için kurdukları bu platformun beklentilerinin ötesinde başarılı olduğuna değinen Özmen, Açık Akademinin istihdam yarattığını ve Açık Akademi mezunlarının sattıkları uygulamalarda gelir elde etmeye başladıklarını belirtti.
Üç farklı eğitim seviyesinin bulunduğu Açık Akademi'den, hem uygulama geliştirmeye başlamak isteyenler hem de profesyonel anlamda uygulama geliştiren profesyonellerin faydalanabildiğini ifade eden Özmen, yazılım dünyasının ihtiyaç duyduğu pek çok farklı kademeden işgücünün oluşturulmasına katkı sağlayacak olan Açık Akademi'nin katılımcılarına, kendilerini geliştirebilecekleri bir fırsat penceresi sunduğuna dikkati çekti.
Özmen, "Türkiye'de Açık Akademi'nin birinci yılının sonunda 104 bin kayıtlı öğrencisi oldu. Bu şekilde bakılırsa Türkiye'nin en büyük üniversitesiyiz" dedi.