DHL, yerli otonom aracı ile depolarında dijitalleşme başlatıyor

MURAT YILDIZ

DERYA COŞKUN SAYIN

Global, konvensiyonel bir lojistik şirketi olduklarını söyleyerek sözlerine başlayan DHL Lojistik Hizmetleri Genel Müdürü Orkun Saruhanoğlu, bunun; depolamadan, dağıtıma, katma değerli hizmetlerden, gümrüklemeye kadar pek çok hizmeti kapsadığını belirtti. 6 temel sektöre hizmet verdiklerini anlatan Saruhanoğlu, “Bu sektörlerde 115 müşterimiz var. Türkiye’de yaklaşık 250 bin metrekarelik bir kapalı alanda, 12 büyük dağıtım merkezi, 18 tane de Türkiye’yi kapsayan bölgesel depo veya aktarma merkezli bir altyapıya sahibiz. Bütün bu çalışmaları 2 bin çalışanımız ile gerçekleştiriyoruz” dedi. İstanbul’da, Gebze ve Esenyurt olmak üzere iki büyük dağıtım merkezine sahip oldukları bilgisini veren Orkun Saruhanoğlu, “Şu anda bulunduğumuz tesis ise Gebze 8 deposu, burası 31 bin metrekare. Biraz ileride de 70 bin ve 50 bin metrekare olmak üzere Gebze 6 ve 7’ler var. Birbirine yakın bu depolarda yaklaşık olarak 50 müşteriye hizmet sağlıyoruz” diye konuştu. “2017’nin Eylül ayında iki adet Ar-Ge merkezi kurduk. DHL’in global inovasyon ve dijitalleşme ajandası çerçevesinde bu yapıyı hayata geçirdik” diyen Orkun Saruhanoğlu, dijitalleşmenin kendileri için çok önemli olduğunu vurguladı. Eksiksiz, hızlı ve daha verimli hareket ettiklerini belirten Orkun Saruhanoğlu, 2019 yılında da yatırımlarının yine inovasyon ve dijitalleşme odaklı olacağına işaret etti.

DHL Lojistik Hizmetleri’nin şu anda 15 civarında projesi olduğunu dile getiren Saruhanoğlu, bu projelerden birini ise yerinde, Gebze 8 deposunda Dünya Gazetesi için tanıttı. Lojistik tesislerde ürün toplama amaçlı Otonom Araç Geliştirme Projesi olan Effibot hakkında bilgi veren Orkun Saruhanoğlu, DHL’in Avrupa’da farklı ülkelerde kullandığı bu otonom aracı Türkiye’de de kullandıklarını belirtti. Bununla birlikte Ar-Ge merkezi bünyesinde yerli olarak benzer bir ürün geliştirdiklerini söyleyen Saruhanoğlu, “Proje kapsamında DHL’in açık-kapalı alan depolarında hizmet veren, 300 kg taşıma kapasiteli yük taşıma aracı, elektrikli ve otonom olarak tasarlanacak ve prototip olarak üretilecek. Proje, DHL Türkiye Ar-Ge Mühendisleri ile İstanbul Teknopark firması Pavotek işbirliği ile geliştiriliyor. Araç DHL depolarında öndeki operatörü belli bir mesafeden takip ederek yüklerin dağıtılmasında, operatörün manuel olarak aracı ittirmesinin önüne geçerek operasyonel verimlilik artışı, daha ergonomik toplama süreci ve zamandan tasarruf sağlayacak” dedi.

Çalışanlar artık envanter sayımı için yükseğe çıkmak zorunda kalmayacak

Bunun yanında; Otonom Envanter Sayım/ Kontrol Geliştirme Projesi ile ilgili de bilgi veren Orkun Saruhanoğlu, görüntü kayıtları alınan lokasyon bilgilerinin görüntü işleme teknolojisi kullanılarak bir veri tabanında toplanması ve bu verilerin mevcut depo yönetim sistemiyle karşılaştırılması böylelikle sistematik bir sayım süreci elde edilmesinin planlandığını söyleyerek şöyle devam etti: “Depodaki ürünlerin fotoğrafl anması iki aşamadan oluşacaktır. İlk fazda, sistemde görüntü alımını kolaylaştırmak ve otonom hale getirmek için hidrolik sisteme entegre bir kamera yapısı kullanılacak. Sensörler vasıtasıyla yüksek çözünürlüklü kameralar ile çekilen lokasyon görüntülerinin geliştirilen web tabanlı ara yüzde gösterilerek, paletlerin bu görüntü üzerinden sayılması, görüntülerdeki barkod bilgilerinin bilgisayar görüsü teknikleri ile okunarak operatör tarafından girilen değerlerle sistemdeki verilerin karşılaştırılması sonucu otomatize edilen yeni sayım süreci ele alınmakta. İkinci fazda, projeye insansız hava araçları entegre edilerek görüntü alma işlemi bu şekilde sağlanacak.”

VR Destekli Dijital Oryantasyon, Eğitim ve Çalışan Bağlılığı Platformu

DHL Ar-Ge Merkezi’nde; Endüstri 4.0 ve Dijitalleşme ajandası kapsamında, farklı konularda farklı projeler geliştirildi ve bu süreç devam edecek. Bu konuda Orkun Saruhanoğlu şöyle konuştu: “VR konusunda hem şirket içi hem şirket dışı bir gereksinim ve fırsat olduğunun farkına vardık. Geliştirmeyi planladığımız uygulamanın sadece DHL Türkiye değil, Bölge şirketleri için de kullanılacağını öngörerek altyapısını buna göre kurduk. Platformu ve uygulamayı geliştirmeden önce konuyla ilgili dünyada ve şirkette neler yapıldığını araştırdık ve biz neleri daha iyi/farklı ve esnek yapabiliriz, nasıl ürünü kolayca yurtdışına da yayabiliriz diye düşünerek buna uygun adımlar attık. Sonuçta ortaya çıkan ürün çok kolay bir şekilde farklı ülkelere yayılabilmekte ve uzaktan destek vererek yarım gün içinde kurulum sağlanabilmektedir.”