4G'yi de geliştirdik, duvarın ardını gösteren teknolojiyi de...

 

 

İSTANBUL - Bundan 3 yıl önce 3G lisansları verilirken, Türkiye'nin gündemi bu yeni teknolojinin iletişimde getireceği yeniliklerdi. O sırada bir yönetim kurulu odasında ise 3G değil, 10 yıl sonrasının teknolojisi konuşuluyordu. 45 yıllık tarihinde Türkiye'nin telekomünikasyon ve bilişimde çözüm geliştiren şirketi Netaş'ın CEO'su Müjdat Altay, iletişim dünyasında bir çığır açacak 4G teknolojisini geliştirme kararının işte o odadada tam da 3G lisanslarının verildiği gün alındığını anlatıyor. "Netaş'ın bütün derdi Tükiye'dir"  diyor Altay. Her yıl kendilerine vedünyaya baktıklarını, değişimleri izlediklerini anlatıyor. "Türkiye'de Bilgi İletişim Teknolojileri (BİT) çok ilerledi. Bulunduğumuz sektörde sadece dışarıdan gelen cihazlarla içerideki ihtiyaçlar arasında bir köprü görevi görmüş sektörümüz ama Netaş'ın devreye girmesiyle yeni bir kavram geliştirdik: Biz fırsat yaratan bir firma olacağız. Türkiye'nin kabına sığamaz bir yapısı var. Bu noktada hedef fırsatlar yaratıp dışa açılmak."

 

4G en az 10 milyar dolarlık ekonomi yaratır

 

Netaş bundan 3 yıl önce 4G'yi Türkiye için bir fırsat olarak görmüş ve bu teknolojiyi geliştirmeye karar vermiş. Altay şöyle devam ediyor: "Önce bir şeyi iyi kullanmanız, sonra ondan değer yaratmanız gerekiyor. 2000'li yıllar itibariyle Türkiye iletişimi çok iyi kullanan ülkelerden biri oldu. Akıllı telefonu en çok kullanan ülkelerdeniz, evlere internet geldi. Türkiye'de hem karasal hatlarda em de havada internet yerini buldu. Ama biz bunların hepsini yurtdışından aldık.

 

Şimdi 4G gibi bir kavram çıktı ortaya. Bu çığır açacak bir gelişme." 4G lisansları şu anda hükümetin de gündeminde. Müjdat Altay, 4G'nin 3G gibi en az 10 milyar dolarlık bir ekonomi yaratacağını düşünüyor. Altay, "3G teknolojisi 10 megabitten fazlasını veremiyor, 4G ise 1 gigabitten ileriye gidebiliyor. Yepyeni bir kodlama geliyor. OFDM teknolojisini geliştirdik. Bakanımız Binali Yıldırım bunu çok güzel Türkçeye tercüme etti, "Vatandaşımız "of deme'yecek artık" dedi. Bu teknoloji ile artık havada internet gerçekleşmiş olacak. Bu teknoloji, savunma sektöründe de kamuda da GSM'de de kullanılabilecek" diyor.

 

Haberi alınca iki bakan Netaş'ta inceleme yaptı

 

 

Haberi alınca iki bakan Netaş'ta inceleme yaptı

 

Altay, 4G teknolojisinin Türkiye'de geliştirilmiş olmasının öneminin altını çiziyor ve bunun bir 'milli proje' haline gelmesini umduğunu anlatıyor. Bu teknolojinin geliştirildiğini duyuyunca hem Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı hem de Ulaştırma Bakanı, hemen Netaş'a gidip incelemelerde bulunmuş. Altay anlatıyor: "Liberal bir dünyada yaşıyoruz.

 

Her şeyin ekonominin kuralları çerçevesinde olması lazım. Ancak ülkelerin diğer taraftan da kendilerini korumaları lazım. Bunun için de kendi teknolojilerine sahip çıkmaları lazım çünkü taşıma suyla değirmen dönmüyor. 4G teknolojisi sadece baz istasyonlarında kullanılan bir teknoloji olmayacak, savunma sektörü gibi pek çok alanda da kullanılabilecek.

 

Bundan sonra taşların yerine oturması 2013 yılında olacaktır. Sahip çıkılacağına inanıyorum bu projeye. 2 bakanımız konudan haberdar olur olmaz gelip bu teknolojiyi gördüler, uzmanlarını gönderdiler daha sonra. Öğrendiler, geri beslemeleri aldılar. Bundan sonra belirli uygulamalarda kullanılabilir, bu işin önü açılabilir. Burada görev yine bizde, projeler geliştiriyoruz bu alanda. Ben Türkiye'nin 4G'de gerekli adımları atacağına inanıyorum."

 

Netaş CEO'su Altay'ı heyecanlandıran bir diğer proje ise "engel arkası" olarak tanımlanıyor. Bu, 30 santimlik beton duvarın ardındaki cisimlerin görülebilmesini sağlayan bir teknoloji. Yüzde 100 Netaş mühendislerince geliştirilmiş. Böylece dünyada sadece ABD ve İsrail'in sahip olduğu bu teknoloji Netaş ile Türkiye'de de geliştirilmiş oldu. Rehine kurtarmaktan göçük altında, çığ altında canlı bulmaya kadar çok değişik alanlarda kullanılabilen bir teknoloji. Altay, "Bu teknolojiyi de bakanlarımıza gösterdik. Üzerinde geliştirme çalışmaları yapılıyor" diyor.

 

Altay'a göre IP Version 4'ten 6'ya geçiş de çok önemli. Makineden makineye  iletişimin artmasıyla adresleme ihtiyacının artmasının getirdiği bir dönüşüm bu. Netaş'ın bu çevirimde çok yeterli olduğunu söyleyen Altay, yine bilgisayarlar arasındaki veri trafiğinin yönetilmesi konusunda önemli çalışmaları olduğunu anlatıyor. Teknoloji ihracatında Türkiye şampiyonu Netaş, bu alanlarda yeni ürünlerini 2013 yılında piyasaya sürmeyi hedefliyor.

 

Türkiye ekonomisinin ‘yükseltici'ye ihtiyacı var

 

 

Türkiye ekonomisinin ‘yükseltici'ye ihtiyacı var

 

2013 yılına dair beklentilerini sorduğumuz Altay, iyi bir yıl beklediğini söylüyor ve ekliyor: "Biz günlük yaşayan değil, uzun vadeli bakan bir firmayız." Altay daha çok 2023'e bakıyor ve bilgi iletişim sektöründe Türkiye'nin çok hızlı büyüyeceğini öngörüyor. "Türkiye'nin normal büyümesi onu ancak 18'inci ekonomi olarak tutabilir. Bir yükseltici etkisine ihtiyaç var" diyor. Altay'a göre Türkiye büyümesinde yükseltici etkiyi bilgi iletişim teknolojileri sağlayabilir çünkü; "1 dolarlık bir bilgi iletişim teknolojisi ihracatının ekonomiye katkısı 1.6 dolar."

 

KOBİ'lere destek olacak bir formül yaratacak

 

Türkiye'yi 2023'e taşıyacak olanın KOBİ'ler olduğunu düşünüyor Müjdat Altay. KOBİ'lerin bilgi ve iletişim  teknolojilerinde yatırım yapmakta zorlandığını, bu alanda KOBİ'lere yatırım olanakları getirmenin önemine işaret ediyor. Bu alanda yönetilebilir servislerin KOBİ'lerin önünü açacağına inandığını belirterek bu alanda operatörlerin

önemli bir rol üstleneceğini ifade ediyor. Altay, devletin de bu  konuda destekler vermesi gerektiğini anlatıyor. Bilgi depolaması anlamında yeni çözümlerin ortaya çıkacağını, bulut teknolojisinin kullanımının artacağını belirten Altay, bu alanda önemli gelişmelerin hayata geçeceğini, Netaş'ın da KOBİ'lere destek olacak çözümler üzerinde çalıştığını söylüyor. "Netaş, ekosisteme çok önem veren bir şirket" diyor Altay. Gelen işlerin bir kısmını partnerlarına vererek  onların da kaliteli bir şekilde yaşamasına çalıştıklarını anlatıyor. Netaş bundan sonra KOBİ'lere daha çok fırsat  yaratackmış gibi görünüyor...

 

Ar-Ge teşviklerini kaldırmak, çocuğunuzu okuldan almak gibi...

 

"1992- 1994 yılları arasındaki krizde Türkiye bir karar verip Ar-Ge teşviklerini kaldırdı. Bu, ailede bir sıkıntı olduğunda ilk yapacağınız şeyin çocuğunuzu okuldan almanız gibi bir şey. Sonra 18 yaşına geldi çocuk, onu ilkokula göndermek istiyorsunuz... Zamanı var her şeyin. Artık bazı şeylerde geç kalındı. Evet 2003 yılında Ar-Ge teşvikleri geldi ama zaman alacaktır. Ama 2003'te de o teşvikler verilmeseydi biz şimdi 4G'yi geliştirmiş olamazdık. Ar-Ge'ye verilen önemin devam etmesi lazım. Çok gerideyiz, bunu kabul etmek lazım. Burada destek çok önemli. Türkiye'de son dönemde 4 tane sistem entegratörü sıkıntıya girdi. Her biri 100 milyon dolarlık cirolu şirketlerdi bunlar. Bunların her biri birer hıçkırıktır. Bu benim için de bir üzüntüdür."

 

Dünya henüz ekonomik krizden çıkmadı, para akacak yer bulamıyor

 

 

Dünya henüz ekonomik krizden çıkmadı, para akacak yer bulamıyor

 

"Ben dünyanın krizden çıktığına inanmıyorum. Bir top düşünün, ona  yapışmış bir elbise var üzerinde. Top küçüldü, şimdi üzerindeki elbise bol. Tuhaf bir durum var, para akacak yeri bulamıyor. Amerika mali uçurumu gece yarısını 2 saat geçe aştı. Dünyanın içinde bulunduğu risk faktörü çok büyük. Asya'nın ne yapacağı belli değil. Dünya tarihine baktığınızda milatla 1850'ye kadar Çin bir dünya devi. Daha  sonra düşüyor ve ortaya ABD çıkıyor. Şimdi Çin tekrar yükseliyor. Belki 1000 yıl sonra, bu dönem küçük bir kıymık olarak görülecek. Bir Amerika varmış bir çıkmış sonra düşmüş denecek belki.

Dünya aslında bir değişimin içinde. Bu Türkiye için çok büyük bir fırsat."

 

Fatih Projesi yan etkiyaratmazsa yazık olur

 

"Fatih Projesi'ni kim kazanırsa kazansın destekliyorum. Doğru bir projedir. Sosyal bir proje olarak Türkiye'ye yakışan bir projedir. Bunun arkasının teknolojik olarak da doldurulması lazım. Bütün kurumlarımız bunun arkasında çalışıyorlar. Ben inanıyorum ki Türkiye bu projenin sonunda başarılı teknoloji firmaları da çıkaracak. 4-5 mlyar dolarlık, bölgeye de ihracat yapan şirketler ortaya çıkabilir. Bu yan etkiyi yaratamazsa yazık olur. Biz her tarafından bu işin takipçisiyiz. İlk işlerden birini aldık, öğretmenlerin eğitim aldığı 110 akıllı sınıf projesini yaptık. Daha sonra birçok ihaleye girdik. Kazanıp kazanmamak burada ikinci önemde. Kazananın Türkiye olması önemli. 2013'te de ihaleler olacak, CEN konsorsiyumu olarak (Casper-Exper-Netaş) olarak bu ihalelere de katılacağız."

 

Türkiye BİT'te dünya markası çıkarabilir

 

Netaş CEO'su Müjdat Altay, "Türkiye bilgi iletişim teknolojilerinde bir dünya markası yaratabilir" diyor. Altay şöyle devam ediyor: "Biz bu sektörde olduğumuz için bunu söylemiyorum. Gerçekten böyle bir potansiyel var. Türkiye'nin global ekonominin sağladığı fırsatları iyi kullanması, bu şanslı dönemi iyi kullanması gerekiyor." Netaş'ta halen 1000'i aşkın mühendis çalışıyor. Müjdat Altay, istedikleri kriterlerde Ar-Ge mühendisi bulmakta zorlandıklarını anlatıyor. Altay, "Devlet Ar-Ge projelerine destek vermeli ki gençler vakum etkisi ile Ar-Ge alanında çalışmaya çekilsin. Üniversiteden mezun olur olmaz Ar-Ge'ye gelip bir şeyler yaratma aşkıyla çalışan insanlar Türkiye'yi ayağa kaldıracaklar" diyor.

 

Para, başarısızlıkları örten bir şaldır...

 

 

Para, başarısızlıkları örten bir şaldır...

 

"Çok rakam merkezli bir ülke haline geldik. Bu, hedef şaşırtıyor...İhtiraslar şirketleri zor duruma düşürebiliyor. Ciro büyüklüğü ilk öncelik olmamalı. Yeni gençler mezun olunca çok rakam odaklı bakıp, 'Benim şu kadar bin dolarlık maaşım olmalı' diyor. 'Ülkeme katkısı olan bir iş yapmalıım' demiyor. Bugünden geriye baktığımda paranın hiçbir şey olduğunu görüyorum. Belirli bir noktaya geldiğinizde 'Bu yaşa geldim, ben ne yaptım, neler başardım' diyorsunuz. Para burada başarısızlıkların cover'ı, başarısızlıkları örten bir şal gibi..."

 

Büyüme yüzde 4 olmazsa..

 

"Önümüzdeki yıl yüzde 4 büyüme olursa bunun mütevazı bir adım olmadığını düşünüyorum. Bunu yapabilecek miyiz, asıl soru bu... Bu olmazsa, sürdürülemezse endişelerim olur."

 

Elimiz işlemek istiyor tableti bundan sevdik

 

"İnsanlık tarihine baktığımızda onlarca bin yılda insanlar hep hareket halinde olmuş. Hareket içindeki insana biz bir dönem 'evine git telefonu evden konuş' demişiz. İnsan makine ilişkisini çok iyi irdelemek gerekiyor. Tabletlerde elinizle sayfayı çevirmek, el yazısı ile yazmak mümkün hale geldiği anda PC'leri bir kenara bırakıp bu teknolojiiye

geçtik. Çünkü biz aslında DNA'larımızda olan davranışları tekrar etmek istiyoruz. Modern yaşam insanı teknolojiye bağımlı hale getirdi ama insan da teknolojiyi kendi yapısına uygun hale getirmek istiyor.”