1000 yıl sonra insan
10.000 yıl önce metabolizmamız inek sütünü tolere edebilir hale geldi. Son 150 yılda boyumuz ortalama 10 cm uzadı ve yalnızca son 65 yılda ortalama ömrümüz 20 yıl uzadı. Peki 1000 yıl sonra insan neye benzeyecek?
Bilim ve teknolojiye ilişkin gelişmeleri ve bilgileri eğlenceli ve ulaşılabilir kılmak için çalışan AsapScience, insanlığın 1000 yıl sonra nasıl görüneceği ve neye benzeyeceğinden bahseden bir içerikle geleceğe dair tahminlerine yer verdi.
Her şeyden önce insanlığın bu kadar zeki olmasının bir nedeni var, en gelişmiş bilgisayar sistemlerinin dahi erişemediği (en azından şimdilik) bir şekilde çalışan beyinlere sahibiz.
Araştırmacılar dünyanın en gelişmiş bilgisayarlarından biri olan ve Japonya’da bulunan K Bilgisayarı’nı insan beyninin aktivitelerini simule etmek için çalıştırdı. 705.024 işlemci çekirdeği, 1.4 Milyon GB RAM ve 40 dakikalık çalışmanın sonunda insan beyninin 1 saniyede işlediği veriyi işleyebildi. Ürettiğimiz teknolojilerin ürünü olan makineler henüz yakınımızdan bile geçmiyor. Anlıyoruz ki her şeyi bilen yapay zekadan korkmak için, üssel büyümenin nasıl bir etki yaratacağını henüz bilemediğimizi düşünecek olursak, daha çok erken. Elbette bugün için geçerli bu test sonuçlarının dışında, bilim insanlarının geleceğe ilişkin oldukça temellendirilmiş tahminleri de var. Bilgisayarlar günün birinde insan beyninin aktivitelerini son derece başarılı bir şekilde taklit etmekle kalmayacak, bizi geçecek. Bilim insanları konuşabilen, etkileşime girebilen, dinleyebilen ya da hatırlayabilen yapay zekalar geliştireceğimizden eminler. Her şeyin bir sonucu var tabii ki. Bilgisayarların gitgide insanlaştığı bu ilerleyişte biz de boş duruyor olmayacağız. İnsanlığın robotlarla bütünleşmesi de sürpriz olmayacak. Nesnelerin interneti ve giyilebilir teknolojiler bir çağı açtı. İnsan, zihnen yüksek kabiliyetleri yanında, bedenen zayıf sayılabilecek bir doğaya sahip. Fiziksel gücümüzü ve yeteneklerimizi destekleyen pek çok teknolojinin geliştirildiğini görüyoruz. Hatta bu gelişimi Transhümanizm başlığı altında tartışıyor ve olumlu/olumsuz eleştiriyoruz.
Bilim insanları, gelecekte vücudumuzun ve damarlarımızın içinde yüzen nanobotlar olarak adlandırdığımız minik robotlar ile doğal yeteneklerimizi geliştireceğimizi tahmin ediyorlar. İşte Transhümanizm tam da bu. Karbon bazlı biyolojik ve kimyasal varlığımızın neye benzeyeceğini henüz tam olarak kestirmek mümkün değil.
Peki tam olarak kestiremesek de tahminler yürüttüğümüz bu gelecekte değişecek olan yalnızca insan bedeni mi? Bu soruya hayır diye çığlık atarak cevap verebilirsiniz, çünkü cevap kocaman bir hayır. AsapSCIENCE ekibi, mikroskobik robotlardan oluşan robot yığınlarının bir bina şekline gelebilecek şekilde kendi kendilerine düzenlenebileceklerini söylüyor. Elbette kendiliğinden sökülmeyi de becerebilecekler. 1000 yıllık bir yatırım planı doğrultusunda arsa almanın çok makul olmayacağı görülüyor.
Bu 1000 yıllık değişimden payını alacak daha birçok şey var elbette, ama neye benzeyeceğimizi düşünüyorduk. AsapSCIENCE ekibinin yaptıkları araştırmalar doğrultusunda buna da bir cevapları var. Koyu tenli kişiler küresel ısınmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan yoğun ultraviyole ışınlara ve yüksek ısılara karşı daha avantajlı olacaklar. Bununla birlikte ortalama olarak daha uzun boylu ve daha zayıf olacağız.
1000 yıl sonra görüşmek üzere…
1- Bilim insanları, gelecekte vücudumuzun ve damarlarımızın içinde yüzen nanobotlar olarak adlandırdığımız minik robotlar ile varolan yeteneklerimizi geliştireceğimizi tahmin ediyorlar.
2- Nesnelerin interneti ve giyilebilir teknolojiler yeni bir çağı açtı. İnsan, zihnen yüksek kabiliyetleri yanında, bedenen zayıf sayılabilecek bir doğaya sahip. Fiziksel gücümüzü ve yeteneklerimizi destekleyen pek çok teknoloji geliştiriliyor.