Zeytinyağında 'boykot' korkusu
Hasat çalışmalarının henüz yarısına dahi gelinmeden zeytin ve zeytinyağında fiyatlar geçen yıla göre yaklaşık yüzde 50 arttı. İhracatçı ve tüccarın yanı sıra üretici kooperatifleri de fiyat artışının kırmızı çizgiyi geçmesinden endişe ediyor
İZMİR - Zeytin ve zeytinyağında hasat sezonu 'baş döndürücü' fiyatlarla devam ediyor. Geçen yıl yeterli rekoltenin olmaması ve en büyük üreticiler İspanya ve İtalya'nın bu yıl da rekoltede düşüş beklentisi, iç piyasada talebi patlattı. Zeytinyağında litresi toptan 7,5 lirayla başlayan sezon, kısa sürede 10 liraya yükseldi. Üreticinin "fiyat yükselecek" beklentisi nedeniyle zeytinyağını elde tutmayı tercih etmesinin fiyat artışını daha da tetiklediği bildiriliyor. İhracatçı ve üreticinin yanı sıra üretici temsilcileri de fiyat artışının tüketici boykotuyla sonuçlanmasından endişe ediyor.
Türkiye'nin İspanya'dan sonra üretimde ikincilik hedefiyle ağaç varlığını hızla artırdığı zeytinyağında bu yıl ilginç bir hasat sezonu yaşanıyor. Geçen yıl "yok yılı" olması nedeniyle sadece 130 bin ton üretimin sağlandığı zeytinyağında, bu yıla hiç stok devretmemesi nedeniyle hasat sezonu, fiyat yükselişi beklentisiyle başladı.
En büyük üreticiler İspanya ve İtalya'nın üretiminde büyük düşüş olacağı haberleriyle birlikte fiyatlar hızla ilerlemeye başladı. Hasat sezonunun henüz yarısına dahi gelinmeden geçen yıl 7,5 lira olan sızma zeytinyağının toptan fiyatı 9,5-10 lira bandına çıktı.
Ağaçtan topladığı zeytinleri sıktıran üreticinin, "fiyatların daha da artacağı" beklentisiyle zeytinyağını pazara sunmak yerine deposunda bekletmeyi tercih etmeye başladığı belirtildi. Sürecin bu şekilde devam etmesi, piyasanın kilitlenebileceği endişelerini de beraberinde getirdi.
Piyasanın hızlı yükselişi tüccar ve ihracatçının yanı sıra ürün fiyatlarının artışı için mücadele eden üretici kooperatiflerini de endişelendirir hale geldi. Ege Bölgesi'nde 27 bin üreticinin ortağı olduğu Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin başkanı Cahit Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zeytinyağında fiyatların sadece Türkiye'deki üretimden değil, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin üretimlerinden de doğrudan etkilendiğine dikkati çekti.
Geçen yıldan hemen hiç stok devretmemesi nedeniyle bu sezonun mal yokluğuyla başladığını, sanayicinin raftaki yerini kaybetmemek için büyük bir taleple piyasaya girdiğini ifade eden Çetin, "Henüz hasat sezonunun yarısına dahi gelmedik. Ürünün büyük bölümü dalda. Buna rağmen birden artan talep fiyatları yükseltti. Özellikle en büyük üretici İspanya'da iklim koşulları nedeniyle üretimin büyük oranda düşecek olması fiyat artışını tetikledi. Sezon bu yıl 9,5 lira ile başladı. Üretici de haklı olarak ürünüm daha fazla para edecek beklentisiyle yağını pazara çıkarmamaya karar verdi" dedi.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin her zaman üreticisinin malının değer kazanması için çalıştığını, bunun için politikalar ürettiklerini anlatan Çetin, ancak bu terazinin öbür tarafının da dengede tutulmaması halinde en büyük zararı yine üreticinin göreceğine dikkati çekti.
Üreticiler olarak tüketicinin hakkını da korumak zorunda olduklarına dikkat çeken Çetin, şöyle konuştu:
"Bizim için önemli olan bu fiyat artışından tüketicinin olumsuz etkilenmemesidir. Fiyat dengesinde kırmızı çizgi aşılırsa, tüketici zeytinyağını pahalı görürse, cüzdanına ağır gelirse bir reaksiyona neden olabilir. Batı ülkelerinde örneklerini sıklıkla görüyoruz, tüketici derneklerinin boykotları olabiliyor. Burada da fiyat kırmızı çizgiyi aşarsa ev hanımı, ekonomik tercihleri gereği alternatif yağları tercih edebilir. Bu üretici için bir tehdittir. Bir litre yağ market rafında 20 lirayı geçerse insanlar tepki gösterebilir ve bu da boykot tehlikesini getirir."
'Malım biraz daha değerlensin'
Henüz hasat sezonunun başında olunması nedeniyle dengelerin tam oturmadığını ifade eden Çetin, üreticinin "malım biraz daha değerlensin" diyerek ürününü bekletmekte haklı olduğunu ancak fiyatlardaki küçük bir düşüşün dahi panik satışlarına neden olabileceğini vurguladı. Bunun örneklerinin geçen yıllarda görüldüğüne işaret eden Çetin, ürünün değerini bulması ve tüketicinin de bütçesine zarar vermeden satılabilmesi için prim mekanizmasının kullanılması gerektiğini savundu.
Fiyatların ulaştığı seviyenin Avrupa fiyatlarının üzerinde olduğunu, bu fiyatlarla ihracatçının satış yapma kabiliyetinin olmadığını belirten Çetin, "Üreticiye, ürününü bekletmekle elde edeceği kazanç prim olarak verilirse piyasa çözülür. Bu sorunu çözmek tek başına prim silahını kullanmakla mümkündür. Türkiye, zeytinyağında 700 bin tonluk bir üretim hedefini önüne koydu. Ağaç sayısını katlayarak artırdı. Bu hedefin hayal kırıklığıyla sonuçlanmaması için kritik bir yılı yaşıyoruz" diye konuştu.
Pazarları kaybetmemek için
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Gürkan Renklidağ ise mevcut fiyatlarla ihracat yapmanın mümkün olmadığını, piyasanın zaman içinde dengesini bulmasını beklediklerini söyledi.
İhracatçının dış piyasada elde ettiği pazarları kaybetme endişesi taşıdığını, bu nedenle ambalajlı ürünler için ihracat desteği talebinde bulunduklarını kaydeden Renklidağ, "İhracat yapılabilmesi için geçen yıl verilen desteklerin iki katına çıkması lazım. Bu konudaki talebimizi ilgili bakanlıklara ilettik. Olumlu bir yaklaşım oldu. Bu ay sonuna doğru bir karar çıkmasını bekliyoruz. İhracatın tıkanmaması için bu şart. Dünya fiyatlarıyla Türkiye'deki fiyatlar arasındaki makas kilogram başına 1 avroya çıktı. Özellikle ABD, Çin, Japonya ve Suudi Arabistan pazarlarını kaybetmemek için destek istiyoruz" dedi.
Zeytin ve zeytinyağı üretimine yönelik sezon öncesi yapılan tahmin çalışmasında bu yıl 140 milyon 545 bin meyve veren ağaçtan 440 bin sofralık zeytin ve 189 bin ton da zeytinyağı elde edileceği belirtilmişti. Zeytinyağında uzun süredir iç tüketimin artırılması için yapılan çalışmalarla kişi başına tüketim 800 gram seviyesinden 1,5 kilograma kadar yükselmişti. Sektör, tüketim için ilk etapta 3 kilogram hedefini yakalamayı öngörüyordu. Fiyatların bu seyirde gitmesi halinde tüketimin tekrar eski seviyelerine gerileyebileceği ifade ediliyor.