“Tarımsal faaliyetlerde bulunan nüfusun eksiklikleri giderilmeli”
Çiftçilerin ve üreticilerin çabalarıyla Türkiye’nin gıda üretimi, gıda güvenliği ve ekonomik kalkınması için hayati öneme sahip olduğunu belirten SETBİR Başkanı İsa Coşkun, kırsal yaşamın özendirilerek çiftçi nüfusunun gençleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Dünyanın dört bir yanında tarım sektörüne katkılar sunan çiftçilerin Dünya Çiftçiler Günü'nü kutladığını söyleyen Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Dr. İsa Coşkun, “Bu anlamlı günde tarımın önemini ve çiftçilerin hayatımızda ne kadar kritik bir yere sahip olduklarını bir kez daha hatırlıyoruz.
Ülkemizde tarım sektörü çiftçilerimizin ve üreticilerimizin emekleri, kararlılığı, bilgi birikimleri ve teknolojiye yatırımları sayesinde büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Çiftçilerimizin ve üreticilerimizin bu çabaları ülkemizin gıda üretimi, gıda güvenliği ve ekonomik kalkınması için hayati öneme sahip. Dünya Çiftçiler Günü’nde, ülkemizin dört bir yanındaki çiftçilerimize emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Hep beraber daha sağlıklı, daha güvenli ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
“Çiftçiler sürdürülebilir süt üretimi için desteklenmeli”
Türkiye’de tarım sektörünün önemli bir parçasını oluşturan süt yetiştiriciliğinin genellikle küçük ve orta ölçekli aile işletmeleri tarafından yapıldığını hatırlatan İsa Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçiler süt hayvanlarını meralarda otlatarak veya ahırlarda bakarak yetiştirirler. Süt yetiştiriciliğiyle uğraşan çiftçiler, tohum, gübre, mazot, doğalgaz, elektrikte yüksek maliyetler, hayvan hastalıkları, iklim değişikliği, pazarlama sorunları ve rekabet gibi çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler.
Bu nedenle, çiftçilerin sürdürülebilir süt üretimini devam ettirebilmeleri için desteklenmeleri ve sektördeki gelişmelerden haberdar edilmeleri önemlidir.” Türkiye’de kaliteli, güvenli ve verimli süt üretiminin yanı sıra sektörde üretim potansiyelinin artırılabilmesi için de bazı yapısal sorunların çözülmesi ve istikrar sağlayıcı tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan İsa Coşkun, şu değerlendirmeyi paylaştı: “İşletme büyüklüğü ölçek ekonomisi anlamında önemli bir faktördür.
Ülkemizde süt ve besi olmak üzere büyükbaş hayvancılık işletmelerinin yaklaşık yüzde 87’sinin 1-20 baş hayvana sahip olması üretimde verimsizliğe sebep olmaktadır. Bu nedenle hayvancılıkta işletme büyüklüğü politikası, orta büyüklükteki aile işletmelerinin sayısının artırılması ve küçük işletmelerin büyütülmesinin desteklenmesi şeklinde olmalı. Küçük aile işletmeleri (1-20 baş) için refah düzeylerini artıracak ayrı bir destekleme modeli ele alınmalı.”
Üreticiden tüketiciye değer zinciri etkin ve adil işlemeli’’
Sektörde besleme maliyeti ile ilişki kuran istikrarlı bir fiyatlama ve destekleme modelinin kurulması gerektiğine değinen SETBİR Başkanı İsa Coşkun, “Tarımsal desteklemelerin yılın başında açıklanması ve ödemelerin zamanında yapılması, üreticinin finansal açıdan sürdürülebilir kılınmasını ve üretimin daha planlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlayacak. Üreticiden tüketiciye değer zincirinin etkin ve adil işlemesi için ortaya çıkan sorunlar giderilmelidir. Yem maliyetlerinin dışında ambalaj, elektrik, akaryakıt ve finansman maliyetlerinin azaltılmasına yönelik destek ya da vergi azaltımı gibi yöntemler de büyük önem taşımaktadır” dedi.
“Sürü hastalıklarına karşı etkin bir stratejik plan uygulanmalı”
Buzağı, döl ve süt kayıplarının önlenmesi için üreticilerin bilgili ve bilinçli olmalarını sağlayacak eğitimler verilmesi gerektiğini söyleyen İsa Coşkun, aşılama programları uygulanması gerektiğini söyledi ve “Koruyucu hekimlik ve biyogüvenlik ile ilgili önlemler alınarak salgın hastalıklarla etkin mücadele yapılmalıdır. Bruselloz ve tüberküloz gibi sürü hastalıklarına son vermek üzere etkin bir stratejik plan yürürlüğe sokularak, ari işletme sayısı artırılmalıdır” şeklinde devam etti.
“Konjonktürel destek mekanizmaları geliştirilmeli”
“Ülkemizde yapısal sorunların çözümlenmesi, öngörülebilirliğin sağlanması adına kamu-özel sektör-üniversite iş birliği ile değişen şartlara uygun olarak kısa-orta-uzun vadeli strateji, politika ve takvimlendirilmiş eylem planı oluşturulması gerekli” olduğunu söyleyen İsa Coşkun, “Özellikle son dört yılda dövizdeki yükselişin etkisiyle yaşanan gübre, tohum, elektrik, mazot, doğalgaz, finansman gibi maliyetlerdeki artışların üreticiler üzerindeki yükü giderilmeli. Bu dönemde gıda ve ham madde fiyatlarındaki artışları giderecek konjonktürel destek mekanizmaları daha da geliştirilmeli” dedi.
“Girdi üretimine yönelik Ar-Ge çalışmalarının yapılmalı”
Tarımın etkin ve performansa dayalı bir şekilde desteklenmesi gereğinin altını çizen İsa Coşkun, damızlık üreticilerine devlet desteğinin artırılması ve başta buzağı olmak üzere girdi maliyetlerinin düşürülmesini sağlayacak uygulamaların geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğunu söyledi. İsa Coşkun, “Başta yem ham maddeleri olmak üzere temel girdilerin yerel üretiminin teşvik edilmesi, yerli üretim için gerekli altyapının oluşturulması gerekmektedir. Girdi üretimine yönelik Ar-Ge çalışmalarının yapılması, çeşitli destekleme modelleri olan gıda vadilerinin oluşturulması teşvik edilmeli” şeklinde konuştu.
“Kırsal yaşam özendirilerek göç önlenmeli”
Tarımda verimlilik, rekabetin ve kalitenin ana unsurlarından birisi olduğunu hatırlatan İsa Coşkun, bu konuyu şöyle açıkladı: “Verimli üretim yapabilmek için her türlü eğitim, teknoloji ve yenilenme altyapılarının oluşturulması, teşvik edici önlemler alınması gerekmektedir. Kırsal alanda yaşayan, tarımsal faaliyetlerde bulunan nüfusun sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, emeklilik, mevsimlik işçi, çoban-bakıcı temini, sendikal hak konularındaki eksiklikleri giderilmeli, sosyal imkânları geliştirilmeli; kırsal yaşam özendirilerek göç önlenmeli, bu uygulamalarla çiftçi nüfusun gençleşmesi sağlanmalı.”
“Meralar ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına izin verilmemeli”
SETBİR Başkanı Dr. İsa Coşkun, meraların önemini hatırlatarak konuyu şöyle açıkladı: “AB ülkelerinde meralar hem kaba yem kaynağı hem de çevre korumada doğal kaynaklar olarak algılanmaktadır. Ayrıca en ucuz kaba yem kaynağı olmaları da meralara önem kazandırmaktadır. Bu nedenle meraların azalmasının önlenmesini, mera ve otlaklardan daha etkin bir şekilde yararlanılmasını sağlayacak mera ıslahı, otlatma planlaması ve kapasite belirlemesi uygulamalarının yürütülmesi ve yaygınlaştırılması gibi konularda gerekli düzenlemeler yapılmalı. Meralar ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına izin verilmemeli, bu alanlar yapılaşmaya açılmamalı.”