Sebze-meyve ihracatçısı üretim için Mısır, Ürdün ve Fas'a gidiyor
Yurtdışında yatırım yapanlara sebze meyve ihracatçıları da eklendi. Gıda ve Tarım Bakanlığı'nın Rusya'ya ihracatta her parti ürünü analiz etmesi ve bunun yarattığı zaman kaybı ve maliyet üreticileri, Ürdün, Fas, Mısır'a yönlendirdi.
Duygu ŞAHİN DURMAZ
ANTALYA - Bu yıl olumsuz hava koşulları ve denetim sıkıntısı nedeniyle Rusya pazarına ihracatta büyük sıkıntı yaşayan Yaş Sebze ve Meyve Sektörü, üretim için alternatif 'ülke' arayışına girdi. Toplam 850 milyon dolarlık ihracat ile Rusya, yaş sebze meyve ihracatının 3'te birini oluşturuyor. Rusya ile Türkiye arasında yaş sebze meyve ile ilgili yaşanan denetim sıkıntıları sık sık gündeme gelmişti. Rusya, ihracatçılara büyük zaman kaybettiren bu prosedürü, Ürdün ve Orta Doğu ülkelerinden gelen ürünlere uygulamıyor. Bu pazarda daha etkin olabilmek için yeni bir yol arayışa giren ihracatçılar arasındaki yeni trend sözleşmeli tarım ve tedarik yöntemleri ile Ürdün başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleri üzerinden Rusya'ya ihracat oldu. Bu sezon sert geçen kış sezonu nedeniyle yaşanan ürün kaybı da bu trendin yayılmasındaki bir başka etken oldu. Halen 30 firmanın bu yöntemlerle yurtdışından ürün tedarik ettiği biliniyor. Gerçekleşen alım miktarı ise 2 bin ton civarında. Alım yapılan ürün gruplarında iklimden çabuk etkilenen domates, biber, salatalık gibi ürünler başı çekerken, firmalar, bu bölgelerde ambalajlama ve paketleme tesisi yatırımlarının da sinyallerini veriyor.
DENETİM SIKINTISI ORTADAN KALKIYOR
Geçtiğimiz yıl 2,5 milyar dolara ulaşan yaş sebze meyve ihracatının bugün en büyük pazarı Rusya. Domates, biber, narenciye gibi ürünler pazarın en gözde ürünleri. Antalya ağırlıklı gerçekleşen ihracattaki en büyük sıkıntılardan biri iklim koşulları. Geçtiğimiz yıl bu bölgede yaşanan sel ve fırtına felaketleri rekolteyi önemli ölçüde düşürdü. Rusya ile Türkiye arasındaki denetim sıkıntısı da olayın bir başka boyutu.
Bugün Türkiye'de Tarım ve Ekonomi Bakanlığı denetiminin ardından gümrüklerde denetlenen ürünler, Rusya'da da bir dizi testten geçiyor. Bu durum raf ömrü oldukça kısa olan yaş sebze meyvede büyük sıkıntı yaratıyor. Zaman kaybı dışında maliyet açısından da sorun yaşayan firmalar ise çözümü üretim açısından ucuz, denetim açısından sıkıntı yaratmayacak Ürdün ve Orta Doğu ülkelerinden ürün tedarik etmekte buldu.
30'A YAKIN TÜRK FİRMA ORTADOĞU'DA ÜRETİM YAPIYOR
Bu durumun bölgesel bir güç olma yolunda Türkiye'nin aslında elini güçlendirecek bir etken olduğunu anlatan Antalya İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, "Dış pazarlarda yaşanan kıran kırana rekabet firmaları farklı ülkelerden ürün tedarik etmeye ve oralarda üretim yapmaya sevk etti. Rusya, Romanya, Ukrayna gibi ülkelerde ürün dağıtımı, pazarlaması ve lojistiğini yapan Türk firmaları var. Ama artık farklı bir trendle karşı karşıyayız. Firmalarımız Fas, Ürdün, Mısır gibi ülkelerden ürün satın alarak, ihracat yaptıkları diğer ülkelerde ellerini güçlendiriyor ve rekabet avantajı yaratıyorlar. Bu ülkelerde artık ihracatçımız üretime de başladı. Dolayısıyla pazara da hakim olunuyor. Türkiye'nin bu sektörde bölgesel bir güç haline gelmesi sevindirici. İhracatımızın da sigortası" ifadelerini kullandı. Satıcı, firmaların ülke dışındaki bu arayışının sebebine de değinerek, "Gıda ve Tarım Bakanlığı Rusya'ya ihraç edilen her parti ürünü analiz ettiriyor. Bunun yarattığı zaman kaybı ve maliyeti. Diğer ülkelere yatırım yaparak aşmış oluyorlar. Ayrıca Ürdün, Fas, Mısır gibi ülkelerin üretimde sahip olduğu iklim, enerji ve işgücü maliyeti avantajları da firmalarımızı buralara yöneltiyor. Ayrıca bu ülkelerde üretim yapılmaya müsait geniş araziler de mevcut" dedi.
Genellikle büyük firmaların kullandığı bu yöntemde, aslında ürün takviyesi durumu söz konusu. Firmalar bir taraftan Türkiye'de üretime devam ederken, farklı alternatiflerle Pazar kaybı yaşamamış oluyor. Bu uygulama ile Ürdün'den, salatalık, Kaliforniya wonder biber, Mısır'dan portakal, nar, Fas'tan domates ve biber tedarik edilip, Rusya basta olmak üzere, Ukrayna, Romanya gibi ülkelere ihracat yapılıyor. Satıcı, verdiği bilgilerde, yaklaşık 30 firmanın Fas, Ürdün ve Mısır gibi ülkelerde sözleşmeli tarım yoluyla üretici ya da tedarikçi olduğunu aktardı. Bu şekilde, yılda yaklaşık 80 milyon dolarlık ürün alımı yapıldığını aktaran Satıcı, firmaların Türkiye'de üretimi bırakmadığına da dikkat çekti.
ÜRETİM YÜZDE 30 DAHA UCUZ
Bu ülkelerde, yatırım için pek çok teşvik fırsatı sunulurken, uygun iklim koşulları, mazot ve gübre fiyatlarının daha ucuz olması yatırımcıyı cezbediyor. Bu ülkelerde üretilen yaş sebze ve meyvenin Türkiye'ye oranla yüzde 20-30 ucuz olduğuna işaret eden Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanı Ali Kavak, Rusya'ya yapılan ihracat ile ilgili şu bilgileri verdi: "Rusya'ya geçen yıl 1 milyon 1150 bin ton mal gönderdik. Bunun yaklaşık 2 bin tonu Ürdün ve Orta Doğu'dan geliyor. Burada öne çıkan ürünler domates ve salatalık. Özellikle Ürdün öne çıkan ülke. Burada seracılık da gelişmiş durumda. Rusya'ya 850 milyon dolarlı bir ihracat söz konusu. Her yıl yüzde 20-30 artan ihracat, geçen yıl kötü hava koşulları nedeniyle yüzde 6 arttı. Geçen yıl müstesna bir yıl oldu. Bizim 2023 yaş sebze ve meyve ihracatı hedefimiz 10 milyar dolar. Bunun yaklaşık 3,5 milyar dolarını Rusya'ya gerçekleştirmek istiyoruz."
Greenpeace'in raporuna tepkiler büyüyor
Greenpeace'in Almanya'da yayınlanan 26 sayfalık ‘Kimyasal maddesiz yemek' kitapçığında Türkiye'de üretilen üzüm, biber ve armudun en tehlikeli ürünler olduğunu yazmasına tepkiler büyüyor. Daha önceki dönemlerde benzer haberler çıkması üzerine Türk ürünlerinde aranan analiz şartı artırılmıştı. Greenpeace'in kitapçığına tepkiler şöyle:
* Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı: Türk ürünlerinde kalıntı çıktığı gibi diğer ülkelerde de kalıntılar çıkabiliyor. Burada önemli olan kalıntı oranıdır. Her ülkenin ithalata ve ihracata uygun kriterleri var ve biz onlara uygun ihracat yapıyoruz. Greenpeace'i dikkate almıyoruz.
* Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Salih Çalı: Bu tür görüşler
Türk meyve sebze ihracatına darbe vurmak amacıyla yapılıyor. Benzer şekilde 2009'da Almanya'da çıkan bir haber yüzünden, 25 Ocak 2010'da Türkiye'den AB'ye ihraç edilen domates, biber, armut ve kabakta yüzde 10 analiz şartı aranmaya başlamıştı. Buna Mayıs 2011'de son verildi. Greenpeace gerçeği yansıtmıyor.
* Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan: Türkiye'de üretilen ve bakanlığın etkin denetim mevzuatları süzgecinden geçen bütün yaş meyve sebzeler, doğala yakın. Bazıları Türkiye'nin piyasaya hakim olmasından rahatsız.
Bakanlık: Teknik olarak imkansız
Konuyla ilgili bir tepki de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan geldi. Yapılan açıklamada, “Söz konusu haberde AB tarafından incelemeye tabi tutulduğu söylenen biber, armut, kabak ve greyfurt gibi sebze ve meyvelerde 2011 yılı ihracatımız 2.4 milyar dolar. Yapılan bu ihracatta zirai ilaç kalıntısı aranmasına yönelik gerçekleştirilen resmi kontroller sonucunda, herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamış ve hiçbir resmi şikayet alınmamıştır. Hiçbir ülkeden ürünlerimiz geri dönmemiştir. Dolayısıyla iddialar; mesnetsiz, abartılı ve teknik olarak imkansızdır. İddialarla ilgili Türkiye gerekli girişimlerde bulunulmaktadır” denildi.
Enuğ, 2 yıldır yurtdışında üretim yapıyor
Enuğ Tarım Limited Şirketi sahibi Hamit Aktaş ise Ürdün'de 2 yıldır üretim yaptıklarını kaydederek, "Biz burada devletin iki memurunun elinde oyuncak olduk. İhracatçılar olarak devlete önemli gelir bırakıyoruz. Ama uygulanan prosedürler de çok zorluk çekiyoruz. Bu gidişle önümüzdeki senelerde üretimin tamamımı Ürdün'e kaydırmayı planlıyorum" diye konuştu. Yurt dışında üreticiye cazip fırsatlar sunulduğunu kaydeden Aktaş, Fas, Ürdün, Mısır gibi ülkelerde geniş tarım alanları bulunduğunu, ilaç, gübre ve enerji maliyetlerinin de düşük olduğunu dile getirdi. Aktaş, "Bizim birinci pazarımız Rusya, fakat Rusya'ya göndereceğimiz ürünlerin her partisi analize koyuluyor. Bu da ihracatçıların ürünlerini başka ülkelerde üretmesine neden oluyor. Bu sayede pazarda elini güçlendiriyor" diye konuştu.
Muşlu Kardeşler, Ürdün'de 2 bin dönüme anlaştı
Antalya'da faaliyet gösteren Muşlu Kardeşler Yaş Sebze şirketi, Ürün'de üretim yapan firmalar arasında yer alıyor. Şirket Genel Müdürü Ümit Çavuşoğlu, Türkiye'de yaşadıkları arazi ve denetim sorunu nedeniyle bu ülkelere yöneldiklerine işaret ederek, "Marketlerde 5 kez aynı ürün kalıntısına rastlanırsa bir daha o yere ihracat yapılamıyor. Bakanlık aslında bunu kökünden çözebilir. 'Kalıntılı ilaç kullanılmayacak' denir, sorun biter. Hollanda da İsrail de bunu yaptı. Bakanlık orada reçete sistemi çıkardı. Bu ilaçların dışında kullanılması yasak dedi. Ürdün biyolojik kimyasalsız ilaç, gübre kullanıyor. Ürdün susuz bir memleket olmasına karşın ben gördüklerim karşısında şok oldum. İnanılmaz bir üretim söz konusu. Gübre ile akaryakıt ucuz olduğu için avantajı büyük. İki bin dönüm salatalık için Ürdün'de anlaşma imzaladık. Türkiye'nin doğası, toprağı hiçbir yerde yok ama engel çok. Elimizdekini Arap ülkelerine kaptırıyoruz. Türkiye tarımı sahipsiz. Devlet orada üreticiye destek veriyor. Bir çok Türk Ürdün'de üretim yapıyor. Oranın Tarım Bakanı bana 'sen yeter ki gel' dedi. Yer gösterdi, 'ne istersen ek' dedi. Sunulan imkanlar çok fazla."