Rekolte yüksek depolama alanı sınırlı
Bu yıl Eskişehir’de buğday ekim alanları arttı. Süne zararlısı hasarının yok denecek düzeyde olması, ilkbahar yağışları ve modern tarım uygulamaları buğday üretiminde birim başına elde edilen verimi artırdı. Buğdayda rekolte yüksek ancak üretici depolama sorunu ile karşı karşıya.
Ayşe KAYTAN UÇAK
Eskişehir’de buğday ekim alanlarının artması, modern tarım uygulamaları ve ilkbahar yağışlarının da etkisiyle rekoltenin yüksek olması bekleniyor. Ancak depolama alanlarının düşük olması üreticileri endişelendiriyor. Eskişehir Ticaret Borsası (ETB) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Zeydan, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 2023 yılı hububat alım politikasıyla ilgili son günlerde üreticilerden çok sayıda serzeniş ile karşılaştıklarını söyledi.
Zeydan, TMO’nun randevu sisteminin sağlıklı işlememesi, ürün bedelinin en az bir ay vade ile ödenmesi ve özel sektör hububat alım fiyatlarının TMO tarafından ilan edilen fiyatlardan aşağıda olmasından üreticilerin şikayetçi olduğunu belirti.
Buğdayda arz fazlası oluştu
Türkiye’de, geçen yıldan bu yıla devreden 8 milyon ton buğday olduğunu, 2023’te beklenen 23 milyon ton buğday rekoltesiyle birlikte yaklaşık 30 milyon ton buğday miktarına ulaşılacağını ifade eden Zeydan, “Türkiye’nin yıllık buğday ihtiyacı yaklaşık 18,5 milyon ton ila 19 milyon ton. Halen üreticinin, sanayicinin, çiftçinin, tüccarın ve TMO’un elinde geçen yıldan devreden stokların bir kısmı açık alanlarda, bir kısmı ise lisanslı depolarda saklanıyor.
Şu anda depolar doluya yakın durumda” dedi. Ürününü TMO’ya satmak isteyen üreticilerin, randevu almakta sıkıntı yaşadığını kaydeden Zeydan, “Eskişehir’deki TMO depolarının kapasitesi belirli ölçeklerde. Arz edilen 140/150 bin ton arasında, depolarda ise şu anda yaklaşık 50/60 tonluk boşluk var.
Yüksek miktardaki arz nedeniyle, depolama alanında sıkıntı yaşanmasından kaynaklı TMO’dan randevu alabilmek çiftçi açısından oldukça zor bir hale gelmiş durumda. Ürününü özel sektöre satmak istemeyen üreticiler ile TMO tarafından ilan edilen başfiyatların her kalitedeki ürün için geçerli olduğu yanılgısına düşen üreticiler, randevu sisteminde yığılmaya neden oluyor, arzu ettikleri zamana randevu alamıyor.
Tüm ülkedeki hububat alım bölgelerinde buna benzer sıkıntılar yaşanıyor. Ancak TMO tüm randevu taleplerini karşılamak amacıyla olağanüstü bir çaba içerisindir” dedi. Arpa ve buğday hasadının hemen ardından yağlık ayçiçeği ve mısır hasadının başlayacağını, Eskişehir’de mısırda bu yıl yaklaşık 650-700 bin ton civarında rekolte beklendiğini dile getiren Ömer Zeydan, piyasaya arz edilen dane mısırın depolanmasında ise daha kaotik bir sürecin yaşanacağına işaret etti.
TMO’nun ilan ettiği baş fiyatları özel sektörün yakalaması çok mümkün gözükmüyor” diyen Zeydan, şunları söyledi: “Eskişehir Ticaret Borsası’ndaki alıcıların buğday alım fiyatının TMO’nun altında kalması beklenmedik bir durum değil. Zira genel anlamda bir arz fazlası gerçeği var. Un ve yem sanayicisi alımlarında istekli değiller ve arzu edilen kaliteli ürünün yeterli seviyede olmaması gibi nedenler talebin kısılmasına yol açtı. TMO’da ve benzeri kurumlarda faaliyet zararı diye bir kriter vardı.
Şuanda kurum zararından söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla TMO’da zarar etmemek zorunda. TMO, 8 bin 250 liradan aldığı ekmeklik buğdayı, un üreticisine daha ucuza vermek zorunda. Çünkü un üreticisi de ucuza ürettiği unu, fırıncıya uygun fiyata verebilsin ki ekmek fiyatları artmasın. Hem emtianın alım noktasında hem de piyasaya sunulmasında kaotik bir durum söz konusudur.”
“Kaliteyi artıracak teşvikler artmalı"
Ömer Zeydan: “En önemli sorunlarımızdan biri vasıfsız dediğimiz buğday üretimi miktarının neredeyse rekoltemizin yarısına yaklaşmasıdır. Çiftçi vasıfsız buğdaya da üretmiş olduğu en kaliteli buğdaya da bin TL prim alıyor. Bizce bu şekildeki destekleme sistemiyle kısa sürelerde kaliteyi yakalamak oldukça zor görünüyor. Çiftçimizi kalitesi yüksek ekmeklik buğday üretimine teşvik etmeliyiz. Kalite kriterlerine göre çeşitleri belirleyip ton başına verilen primi diğer vasıfsız çeşitlerden ayırmalı ve kaliteli buğdaya daha yüksek prim uygulamalıyız."