‘Pamukta emanet sistemi kaldırılsın’
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar, emanet sisteminin pamukta gerçek arzın piyasaya yansımasına engel olduğunu ifade etti
ARZU ALP
İZMİR - İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar, emanet sisteminin pamuk piyasalarının sağlıklı çalışmasının önündeki en önemli engel olduğunu belirterek, kaldırılmasını istedi. Türkiye’de 2000’li yıllarda yaklaşık 130 bin olan pamuk üreticisi sayısı 75 bin seviyelerine geriledi. Aynı dönemde Ege Bölgesi’ndeki üretici sayısı ise 65 binlerden 15 bine düştü. Batı Anadolu Bölge Müdürlüğü’ne bağlı çırçır fabrikası 210’dan 107’ye kadar geriledi.
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar, pamuk sektörünün sorunlarla dolu bir alanının çırçır fabrikaları olduğunu söyledi. Atıl kapasitenin çırçır fabrikalarının en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken İyiuyarlar, "Bölgedeki mevcut pamuk üretimi dikkate alındığında fabrikalar düşük kapasite ile çalışıyor, dolayısıyla karlılık olumsuz etkileniyor. Üretimin gerilemesi doğal olarak çırçır fabrikaları için de en önemli sorun. İşlerin azalması fabrikaların modernizasyonunun önünde de bir engel oluşturuyor. Bu nedenle çırçır fabrikalarının modernizasyon yatırımlarının öncelikli destekleme alanlarından birisi olmalı” dedi.
Gerçek piyasa ve fiyat oluşumu için gerçek arz ve talebin şeffaf bir ortamda buluşması gerektiğini vurgulayan İyiuyarlar, emanet sisteminin pamuk piyasalarında sağlıklı çalışmanın önündeki en önemli engel olduğunu söyledi. Bu sistemde çırçır fabrikalarının, işledikleri pamukları, fiyatı daha sonra belirlenmek üzere tekstil fabrikasına teslim ettiğini anlatan İyiuyarlar, “Tekstil fabrikası normal şartlarda piyasada alıcı pozisyonunda yer alarak temin edeceği pamuğu finansman maliyeti olmadan elde ediyor ve gerçek arz piyasaya yansımıyor. Bu sistem ile zaten ithalat gibi önemli bir avantajı olan tekstil fabrikalarının eline ikinci ve çok önemli bir avantaj geçiyor. İzmir Ticaret Borsası olarak emanet sisteminin tamamen kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
“Sigorta sorunu bir an önce çözülmeli”
İyiuyarlar, çırçır fabrikaları ile ilgili önemli bir başka konunun da sigortalama olduğunu söyledi. Çırçır fabrikalarında sezon boyunca milyonlarca liralık pamuk depolandığını anlatan İyiuyarlar, şunları söyledi: “Özellikle hasat döneminde çırçır fabrikalarında bulunan pamuğun yaklaşık yüzde 75’i üreticinin emanet pamuğu. Sigorta şirketleri çırçır işletmelerinin teknik ve genel şartları sağlamadığını dile getiriyorlar, ancak kendilerine göre uygun gördükleri işletmeleri sigortalıyorlar. Uygulamada çırçır tesislerini petrokimya tesisleri ve kimyevi gübre üreten sektörlerle aynı riskli grupta değerlendiriyorlar. Ayrıca, sigortalama için çırçır fabrikalarının kabul etmesi mümkün olmayan mali ve teknik şartlar talep ediyor. Sonuç olarak çırçır fabrikaları için telafi edilemez riskler oluşabiliyor. Sigorta sorunu bir an önce çözüme kavuşturulmalı.”
"Pamuk, stratejik ürün ilan edilmeli"
Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifl eri Birliği (ANTBİRLİK) Genel Müdürü Atila Diniz, Türkiye’nin yıllık pamuk ihtiyacının 1,2 milyon ton olduğunu, 2014’te bunun 600 bin tonunun iç üretimle karşılanmasının beklendiğini söyledi. Diniz, pamuk ithalatçısı ülkeler arasında Çin’in ardından ikinci sırada bulunan Türkiye'nin yıllık pamuk ithalatının yaklaşık 2 milyar dolar olduğunu kaydetti. Türkiye’nin ana sektörlerinden biri olan tekstilin en büyük hammadesinin pamuk olduğuna işaret eden Diniz, cari açık sorunu yaşanan ülkemizde, pamuğun “stratejik ürün” ilan edilmesi ve desteklemelerin de buna göre verilmesi gerektiğini vurguladı.
"Çırçırların çalışma standartları net olarak belirlenmeli"
Hem çırçır fabrikalarının hem de pamuğun standardizasyonunun Türk pamuk sektörünün en sorunlu alanlarından biri olduğuna da işaret eden İyiuyarlar, “Dünyada çok net belirlenmiş olan pamuk standardizasyonunu bu kadar karmaşık ve sorunlu bir alana dönüştürmek yalnızca bizde olabilecek büyük bir başarı. Çırçır fabrikalarının standardizasyonu konusunda kamu kurumları arasındaki koordinasyonsuzluk en önemli sorun. Yapılması gereken çırçırların çalışma standartları net olarak belirlenmesi ve hepsinin bu standartlara uyumlarının sağlanması” dedi. Kendi bölgesi olan Menemen’de sulak arazilerin yüzde 10’nun Hazine arazisi olduğunu dile getiren İyiuyarlar, bu araziler için devletin kira bedeli aldığını, ancak icar senedi vermediğine dikkat çekerek, “İcar senedi olmadan ÇKS’ye kaydolmayan üreticiler prim desteğinden yararlanamıyor. Bu sorunun çözülmesi için bir düzenlemenin yapılmasını talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.