Manisa Sultani Üzümü koruma altında

 Metro Türkiye, ‘Yerelin İzinde’ projesinin yedinci durağında Coğrafi İşaret tescilli Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü’nün izini sürdü. Yerel üreticiyi tüketiciyle buluşturan proje kapsamında Manisa Çekirdeksiz Sultani Üzümü’nün topraktan tabağa olan hikâyesine tanıklık edildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Coğrafi tescilli ürünler, sürdürülebilirlik açı­sından büyük öneme sa­hip. Çünkü endüstriyel üretim­deki artışla birlikte artık birçok ürünümüzde kalite düşüklüğü yaşanıyor ve geleneksel tatla­rımız giderek tat aşınımına uğ­ruyor. Yaşanan bu aşınım, ge­leneksel tatlarımızın gelecek nesillere doğru aktarılması­na da engel oluyor.

Türkiye’nin coğrafi tescilli ve olmaya aday ürünlerini ön plana çıkartma­yı hedefleyen Metro Türkiye, 15 yıldır coğrafi tescilli ürünle­ri tüketicilerle buluştururken, son 2 yıldır da ‘Yerelin İzinde’ diyerek yerel üreticiyle tüketi­ci arasında köprü oldu. Proje ile şimdiye kadar Boğaziçi Lüferi, Aydın Kestanesi, Bursa Siyah İnciri, Yerel Mantarlar Mer­sin Kan Portakalı ve Mardin Kızıltepe Mercimeği’nin izin­den giden Metro Türkiye, Ma­nisa Sultani Çekirdeksiz Üzü­mü’nün izinden gitti.

“Yetiştirdiğimiz ürünleri geleceğe taşıyacağız”

Türk mutfağının sürdürüle­bilirliği denildiğinde en önemli aşamanın geleneksel reçetele­rin yapıldığı malzemelerin de­vamlılığını sağlayabilmekten geçtiğini belirten Metro Tür­kiye Kurumsal İletişim ve Ka­mu İlişkileri Müdürü Dr. Aslı Duran, “Türk mutfak kültürü­nü koruyarak, değerleri ile ge­leceğe aktarma misyonu doğ­rultusunda Coğrafi İşaret tes­cilli ve aday ürünleri sektöre tanıtmayı ve profesyonel mut­faklarda daha fazla yer almasını sağlamayı amaçlıyoruz.

Yere­lin İzinde projemizde, yerel de­ğerlerimizin mutfaklarda daha fazla kullanılması için sektör­de farkındalık yaratmayı ve ül­kemizin dört bir yanında yeti­şen eşsiz ürünleri geleceğe ta­şımayı amaçlıyoruz. 200’den fazla Coğrafi İşaret tescilli ve aday tüm ürünlerimiz gibi Ma­nisa Sultani Çekirdeksiz Üzü­mü’nün de mevsiminde tazesi­ni, tüm yıl boyunca kurusunu yaklaşık 35 yıldır sektör profes­yonelleri ve tüketicilerle buluş­turuyoruz. Ayrıca Manisa’da Alaşehir sınırları içerisinde ye­tiştirilen Sultani Üzümün yap­rağı olan Alaşehir Asma Yapra­ğı’nı da salamura olarak müşte­rilerimize sunuyoruz” dedi.

Geçmiş yıllardan gelen bir değer

Manisa’nın günümüzde hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli bağcılık bölgelerin­den biri olduğuna dikkat çeken Metro Türkiye Gıda Kategori­si Grup Müdürü Tülay Öngel, “Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzüm meyvesi ayrı değerli yap­rağı ayrı değerli bir meyve. Es­ki Türkler madenden ahşaba oyadan yazmaya kadar birçok alanda asmayı çeşitli sembol­lerde kullanmışlar. Asmanın ve üzümün değerini geçmiş yıl­lardan beri taşıyoruz. Diğer ta­raftan antik çağlara baktığımız zamanda da aslında asma ve üzümün bereketi ve zenginliği temsil ettiğini biliyoruz” diye konuştu.

50 bin aile geçimini bağlardan sağlıyor

Manisa’da 900 bin dekara ya­kın alanda bağcılık yapıldığını ve yaklaşık 50 bin ailenin geçi­mini bağcılıktan sağladığını be­lirten Tülay Öngel “Kurutma­lık ve sofralık üzüm üretimin­de ülke birincisi olan bu güzel şehrimizde, yıllık ortalama 1,5 milyon ton yaş ve 300 bin ton kuru üzüm üretimi gerçekleş­tiriliyor. Metro Türkiye olarak biz kuru olarak yıllık ortalama 100 tonluk bir alım miktarına sahibiz. Yaş olarak ise toplam 300 ton olan üzüm satışımızın yarısını Manisa Sultani Çekir­deksiz Üzüm oluşturuyor. Ay­rıca Alaşehir Asma Yaprağı için de yıllık yaklaşık 25 ton alım ya­pıyoruz” bilgisini verdi.

Şeflere yerel ürünleri sahiplenme çağrısı

Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü’nü menüsünün oda­ğına alan Şef Murat Deniz Te­mel, geleneksel lezzetleri mo­dern tekniklerle buluştura­rak gastronomik bir deneyim sunuldu. Etkinlikte menüsü­nü, bölge mutfağından aldı­ğı ilhamla, Manisa Sultani Çe­kirdeksiz Üzümü ve Alaşehir Asma Yaprağı odağında oluş­turan Temel, “Bu gastrono­mik yolculukta Coğrafi İşaret tescilli Manisa Sultani Çekir­deksiz Üzümü’nü ve Alaşehir Asma Yaprağı’nı alışılagelmiş yollar dışında nasıl kullanabi­leceğimizi birlikte deneyim­ledik. Yaşadığımız keşif yol­cuğunun ülkemizin yerel de­ğerlerinin menülere daha çok taşınması için tüm meslektaş­larımı bu ürünleri sahiplenme­ye davet ediyorum” dedi.

 Aşırı sıcaklar hasadı 10 gün erken başlattı

Bu yılki aşırı ısınmalardan üzüm hasadında 10 günlük erkencilik yaşandığı bilgisini veren yerel üretici, “Normalde 15 Ağustos’ta hasat başlarken, bu yıl 5 Ağustos’ta hasada başlandı. Bura yaklaşık 10 dekar büyüklüğünde. Verimli bir yılda ortalama 500 kilo kuru üzüm rekoltesi sağlanır. Yani buradan yaklaşık 5-6 ton kuru üzüm elde edilebilir. 4 kilo yaştan 1 kilo kuru üzüm çıktığını hesaplarsanız bağımğzğn 25 ton civarında yaş üzüm rekoltesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl rekoltemiz biraz düşük ama kalitemiz çok iyi” dedi.

Türkiye’nin üzüm ihtiyacını Manisa karşılıyor

TÜİK verilerine göre 2023 yılında ülkemizde toplam 3.4 milyon ton üzüm üretildi. Bu 3.4 milyon tonun içinde hem sofralık, hem kurutmalık hem de şaraplık üzümler yer alıyor. Türkiye’deki üretimin büyük bir kısmı ise Manisa’da gerçekleşiyor. Verilere göre ülkemizdeki toplam üzüm üretiminin yaklaşık 1.8 milyon tonu Manisa’da gerçekleşiyor. 2019 yılında Coğrafi İşaret tesciline kavuşan Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü’nün Avrupa Birliği nezdinde tescil edilmesi için de çalışmalar 2019 yılında başlatıldı.