Kuraklık riskini önlemek için sürdürülebilir tarım şart!

Duru Gıda, 22 Mart Dünya Su Günü özelinde artan su krizi ve tarımda yaşanacak kuraklığın etkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru, İlkbahar mevsiminde beklenen yağışın olmaması durumunda ülkemizi bekleyen kuraklık etkilerinin her geçen gün artacağının öngörüldüğünü söylüyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Son 25 yılın en kurak kışını geçiren Türkiye’deki yağış azlığı, baraj ve göletlerdeki etkisini gözler önüne serdi.Duru Gıda, 22 Mart Dünya Su Günü özelinde artan su krizi ve tarımda yaşanacak kuraklığın etkileri hakkında açıklamalarda bulundu.

Pandemi, savaş, kuraklık, doğal afetler gibi ülkemizi ve bakliyat sektörünü doğrudan etkileyen dönemlerden geçtiğimizi belirten Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru, gelişmiş ülkelerin temel tarım ürünlerinde daha korumacı politikalar uygulamaya başladığını söyledi.  Duru, “İhracat yasakları ve kuraklık dolayısıyla yurtiçinde de rekolte kaybı yaşandı” dedi.

Kuraklığın ülkemizdeki yansımalarına bakıldığında temel sorunlardan birinin yanlış tarım uygulamaları olduğuna işaret eden Duru, “İlkbahar mevsiminde beklenen yağışın olmaması durumunda ülkemizi bekleyen kuraklık etkilerinin her geçen gün artacağı öngörülüyor. Tehlikenin boyutunu ve uzun vadede hayatımıza olan etkilerini iyi değerlendirip buna yönelik çalışmalar yapmalı ve tedbirler almalıyız.

Yanlış tarım uygulamaları toprağa zarar veriyor

 Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Şubat ayı yağış raporuna göre Türkiye geneli Şubat ayı yağışları, normalinin ve geçen yıl Şubat ayı yağışlarının altında gerçekleştiği belirtiliyor. Türkiye’nin “tahıl ambarı” olarak adlandırılan İç Anadolu bölgesinde bakıldığında ise 2022 yılı Şubat ayı yağışlarına göre %43 azalma gerçekleşti. Yanlış ürün ekimleri, aşırı sulama, anız yakma gibi yanlış tarım uygulamaları toprağın yapısal ve fiziki kimyasal özelliklerine zarar verdiğinden kuraklık kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

İç Anadolu Bölgesi’nin kurak arazi yapısına bakıldığında, ekim yapılacak ürünün doğru tespit edilmesinin tarımın sürdürülebilirliği adına son derece önemli olduğunu söyleyen Duru “Mısır, pancar gibi fazla su ihtiyacı olan ve bu bölgeye uygun olmayan ürünlerin ekilme ısrarı kurak bölgelerdeki kuyuların su miktarının tükenmesine neden oluyor. 

Her yıl 20-30 arası obruk oluşuyor 

Bu bölgede Havza bazlı tarım politikasının somut olarak uygulanması stratejik öneme sahip ürünlerin verimliliğini artırmak, üretimini ve dışa bağımlılığını azaltmak adına etkili olacaktır” dedi. Hububat üretiminin en önemli merkezlerinden Konya Ovası’ndaki obruk oluşumunun yer altı sularının tarım üretiminde bilinçsiz olarak kullanımı nedeniyle artmaya devam ettiğini söyleyen Duru, “Uzmanların açıklamalarına göre Konya'da artık her yıl 20-30 arası obruk oluştuğunun gözlemlendiği bildirildi.

Yanlış tarım uygulamaları konusunda uzun yıllardır toplum genelinde farkındalık sağlamaya çalışıyoruz.  Bütün bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda kurak arazi yapısına, kıraç arazilere uygun ürünler yetiştirilmesinin zorunlu hale geldiğini söyleyebiliriz. Sürdürülebilir bir tarım hedefliyorsak tarım yapılan arazilerde telafi edilemez değişiklikleri önlemeliyiz. Sürdürülebilir tarımı destekleyerek, ekilebilir alanlarımızı daha iyi değerlendirmek ve besin değeri yüksek daha fazla ürün elde etmek zorundayız” dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir