Buğdayın tonu 665 lira
Bakan Eker, TMO Genel Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında 2012 dönemi TMO müdahale alım fiyatları ile hububat politikalarını açıkladı.
ANKARA - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2012 müdahale alım fiyatının, Anadolu kırmızı sert ekmelik buğday için ton başına 665 lira olarak belirlendiğini bildirdi. Bakan Eker, TMO Genel Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında 2012 dönemi TMO müdahale alım fiyatları ile hububat politikalarını açıkladı.
TMO'nun alım fiyatları belirlenirken devir stoku üretim miktarı, maliyet iç ve dış piyasa fiyatları, enflasyon refah payı, üretimin sürdürülebilirliği ve diğer ürün alımlarında uygulanan fiyatların dikkate alındığını belirten Eker, geçtiğimiz yıl ton başına 605 TL olarak açıkladıkları müdahale alım fiyatının 2012 yılında Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğday için ton başına 665 lira olarak belirlendiğini kaydetti.
Bu fiyatın yüzde 11,5-12 oranında protein içeren buğday için belirlendiğine işaret eden Eker, proteini yüzde 13 ve üzerinde süne oranı düşük olan kaliteli buğdaylarda ise ton başına 685 liraya kadar çıkabileceğini ifade etti. Bakanlığın ton başına 50 lira prim uygulamasını sürdüreceğine ayrıca gübre, mazot, sertifikalı tohumluk ve toprak analizi gibi destek ödemelerine 2012 yılında da devam edileceğini dikkati çeken Eker, ''Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğday için belirlediğimiz ton başına 665 lira müdahale alım fiyatı bakanlığımızca verilen ortalama ton başına 115 lira prim ve diğer desteklerle birlikte ton başına 780 liraya yükselmektedir'' ifadesini kullandı.
Eker, TMO'nun 1 Kasım 2012'den itibaren ürün satışlarına da başlayacağını belirterek, satış fiyatlarının satış öncesinde açıklanacağını söyledi.
2011 yılı dünya buğday üretiminin bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor artışla 695 milyon ton olarak gerçekleştiğini hatırlatan Eker, 2012 yılında ise dünya ekim alanlarında kayda değer bir değişiklik olmamasına karşın, verimdeki yer yer karşılaşılan düşüşle bağlantılı olarak üretimin 671 milyon ton seviyelerine gerileyeceğinin öngörüldüğünü kaydetti. Türkiye'de 2011 yılında 21,8 milyon ton olarak gerçekleşen buğday üretiminin 18,7 milyon tonunun iç tüketimde kullanıldığını anlatan Eker, bu nedenle Türkiye'nin 2012 yılına buğday devir stokunun 3,1 milyon ton olduğunu belirtti.
Müdahale alım fiyatları
Dünya ekmeklik buğday fiyatlarına bakıldığında 1 Haziran 2011 tarihinde ton başına 365 dolar olan ABD sert kırmızı kışlık buğday fiyatının cari tarih itibarıyla 283 dolara gerilediğini anlatan Eker, "yani geçen yıla göre dünya fiyatlarında yüzde 22'lik bir düşüş yaşanmıştır" dedi. Eker, Türkiye'ye bakıldığında cari piyasalarda, kalitesine ve üretildiği bölgeye göre değişmekle birlikte ortalama olarak Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın ton başına 637 lira fiyattan, arpanın ise ton başına 540 lira fiyattan işlem gördüğünü ifade etti. Geçtiğimiz yıl ton başına 605 TL olarak açıkladıkları müdahale alım fiyatının 2012 yılında Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğday için ton başına 665 lira olarak belirlendiğini bildiren Eker, bu fiyatın yüzde 11,5-12 oranında protein içeren buğday için belirlendiğini, proteini yüzde 13 ve üzerinde süne oranı düşük olan kaliteli buğdaylarda ise ton başına 685 liraya kadar çıkabileceğini ifade etti.
Makarnalık buğday için alım fiyatı ton başına 705 lira
Alım fiyatının makarnalık buğday için ise ton başına 705 lira olarak belirlendiğini ifade eden Eker, bu fiyatın yüzde 12-12,5 oranında protein içeren makarnalık buğday için belirlendiğini, proteini yüzde 13,5 ve üzerinde süne oranı düşük olan kaliteli makarnalık buğdaylarda ton başına 726 liraya kadar çıkabileceğini kaydetti. Eker, makarnalık buğday için belirlenmiş olan 705 lira ton başına müdahale alım fiyatının bakanlıkça verilen ton başına 115 lira prim ve diğer desteklerle beraber ton başına 820 liraya çıktığını belirtti.
Diğer gruplardaki buğday alım fiyatlarının ise pariteye göre belirlendiğine işaret eden Eker, 2011 yılında arpa, çavdar yulaf ve tritikale için verilen ton başına 40 liralık primin, 2012 yılında buğdayda olduğu gibi 50 TL/tona yükseldiğini bildirdi. Eker, TMO'nun 1 Kasım 2012'den itibaren ürün satışlarına da başlayacağını belirterek, satış fiyatlarının satış öncesinde açıklanacağını söyledi. Halihazır piyasalarda arz-talep fiyat oluşumuna bakıldığında, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için bugün itibarıyla bir müdahale alım fiyatı açıklanmasına ihtiyaç duyulmadığını belirten Eker, piyasadaki gelişmelere göre hareket edileceğini kaydetti.
Ürünün tamamı satın alınacak
Ürünün tamamı satın alınacak
TMO'ya ürünlerin teslim edecek üreticilerin alım noktalarında herhangi bir zorlukla karşılaşmamalarını için, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) bilgilerini mutlaka güncellemelerinin, mümkün olduğunda TMO tarafından belirlenen bankalardan alınacak ürün kartı ile alım noktalarına gelmelerinin önemli olduğunu vurgulayan Eker, TMO'nun kendisine yönelecek ürünün tamamını satın alacak şekilde hazırlıklarını tamamladığını bildirdi. Bakan Eker, şöyle devam etti:
"TMO müdahale alım politika ve fiyatlarının tüm hububat piyasasına yön vermesi, piyasalarda istikrar sağlaması ve piyasaları dengede tutması bizim dileğimizdir bizim için temennidir. Bu bir müdahale alım fiyattır. Aslolan piyasanın kendi mekanizmaları içerisinde regüle edilmesidir. Bugün 630 lira civarında gerçekleşen piyasa fiyatına biz üretici lehine müdahale ediyoruz, diyoruz ki Anadolu kırmızı sert buğdayı 665 ton/liradan alabiliriz, bize getirirseniz, bu fiyattan bu şekilde alırız. Bu da üretici lehine müstahsil lehine, TMO olarak aldığımız karardır."
Hububat ürünlerinde izlenecek politikalar
Hububat ürünlerinde izlenecek politikalar hakkında da bilgi veren Eker, TMO'nun bu yıl hububat alımlarında tüm Türkiye'de 310 noktada faaliyet göstereceğini, ürünlerini taahhütname karşılığında TMO'ya teslim etmiş olan üreticilerin yarından itibaren 10 gün içerisinde ürünlerini geri çekebileceğini ve TMO'ya satabileceğini ifade etti. ÇKS'ye kayıtlı üreticilerinden belgelerdeki üretim miktarının tamamının satın alacağını, herhangi bir alım kısıtlamasının uygulanmayacağını anlatan Eker, şunları kaydetti: "Ürünler bu yıl da fiziksel analizlerinin yanında, kimyasal analiz değerlerine göre fiyatlandırılacak ve kalitesine göre sınıflandırılarak depolanacaktır. Geçtiğimiz yıl 'kaliteli üret daha fazla kazanç elde et' sloganıyla başlattığımız bu sistem ile sertifikalı tohumluk kullanımı da artmış, hasattan elde ettiğimiz ilk verilere bakıldığında üretilen ürünlerin kalite ve veriminde de artış sağlanmıştır.
Bu yıl ilk kez uygulanmaya başlanacak olan randevulu alım sistemi ile üreticilerimiz randevu almak suretiyle sıra beklemeden aynı gün içerisinde ürünlerini teslim edebilecekler. Altyapısı uygun olan 16 borsada alım yapılmaya devam edilecek "
Ürün bedeli 30 gün içinde banka hesaplarına aktarılacak
TMO'nun bu yıl Polatlı, Ahiboz, ve Lüleburgaz'daki alımlarını lisanslı depolar üzerinden yapacağını belirten Eker, ürünlerini lisanslı depolara bırakan üreticilerin ürün senediyle, TMO depolarına emanete bırakan üreticilerin ise makbuz senediyle TMO'dan yüzde 30 avans alabileceğine, anlaşmalı bankalardan kredi kullanabileceğine işaret eden Eker, tüccarların, kendi deposunda bulundurduğu ürünlerini, lisanslı depoya bıraktığı ürünlerini ve TMO depolarına emanete bıraktığı ürünlerini üreticiden aldığını belgelemek kaydıyla 1 Kasım 2012 tarihinden itibaren TMO'ya satabileceğini bildirdi.
Bu yıl ürün bedeli ödemelerinin ürünün TMO'ya teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde üreticilerin banka hesaplarına aktarılacağına işaret eden Eker, "ancak ürününü 12 anlaşmalı bankadan alınacak ürün kartı ile teslim eden üreticilere 30 gün yerine 10 gün içerisinde ödeme yapılacaktır" dedi.
Soruları yanıtladı
Bakan Eker, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Arpa üretiminde beklenen miktarın sorulması üzerine Eker, asgari 6,5 milyon ton üretim beklediklerini söyledi. Arpa üretimi ile ilgili arz, talep ve fiyat konusunda sıkıntının bulunmadığını belirten Eker, piyasanın kendi mekanizması ile işlediğini, herhangi bir problem olması halinde ise müdahale edebilecek durumda olduklarını söyledi. Lisanslı depolar ve TMO'nun bu konuda ne zaman tamamen devreden çıkacağıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Eker, TMO'nun lisanslı depo şirketine ortak olduğunu hatırlattı. TMO'nun bütün alt yapısını kullanarak bu uygulamayı desteklediğini belirten Eker, şöyle konuştu:
"Eğer bütün lisanslı depo işini tek başına TMO yapacaksa o zaman bunun adı çok da lisanslı depo olmaz. Zaten TMO, devletin müdahale kurumu olarak zaten bu fonksiyonu yapıyor. Peki ne bekliyoruz, ne istiyoruz? Beklentimiz, bunun özel sektör tarafından yapılmasıdır. Yani özel sektör firmaları, mesela borsalar biz istiyoruz ki bu işte daha fazla müdahil olsunlar. Onların iştirakleri, kurdukları şirketler, özel sektör şirketleri, onlar kursunlar lisans alsınlar, tabii uygun depo olması lazım. Her depoya devletin lisans vermesi mümkün değil. Hububatın sağlıklı stoklanmasına uygun, hijyenik, ürün kayıp, kaçağına yol açmayacak bir şekilde her türlü altyapısı ve donanımı olan depolar yapılacak. Bunlar devletten lisans alacak." Eker, Türkiye'de lisanslı depoculuk konusunda özel sektörün, ilgili şahıs ve kuruşların tümünün devreye girmesini arzu ettiklerini, ancak bunun bir süreç gerektirdiğini de belirtti. Şu anda lisanslı depoculuğu yürüten LİDAŞ'ın özel sektör aracılığı ile 8 yeni depo daha kuracağını bildiren Eker, TMO olarak lisanslı depolara bırakılan ürünlere alım garantisi verdiklerini de hatırlattı. Eker, "Biz TMO olarak bunun gelişmesi, benimsenmesi için her türlü desteği veriyoruz. Sistemi bir manada kendimiz teşvik ediyoruz ki piyasada sağlıklı ayrı ayrı kategorilerde ürünler orada muhafaza edilsin. Sanayicimiz de istediği kalitede ürünün oralardan alsın" diye konuştu.
Geçen yıl alımda üretici lehine adil bir sistem oluşturmak ve ülke ekonomisi açısından daha sağlıklı ürün kalite sistemini garantilemek için protein cihazları aldıklarını belirten Eker, ürün kalitesinin böylece bilimsel kıstaslarla ortaya çıktığını aktardı. Eker, şöyle devam etti: "Geçen sene bu sistemi başlattık, sertifikalı tohum kullanımında yüzde 36'lık bir artışa yol açtı, diğer faktörlerle birlikte. Bu o kadar önemli bir şey ki Türkiye'nin buğday kalitesinin artmasında çok önemli bir faktör. Bir tek protein cihazları satın aldık, onun üzerinden alım yaptık üretici baktı ki yüksek proteinli buğday üretirsem daha yüksek fiyat alıyorum. O zaman neye yöneldi? Ben bu kaliteyi buğdayı nasıl üretirim? Biz bakanlık olarak sertifikalı tohum kullanana destek veriyoruz. O da gitti sertifikalı tohum kullanmaya başladı. sertifikalı tohum kullanımında yüzde 36'lık artış meydana geldi" . Eker, bunun Türkiye'nin ürettiğin buğdayın kalitesini, buna bağlı olarak da ihracatı ciddi bir şekilde artıracağını da vurguladı.