Bakan Pakdemirli, 2019 hedeflerini açıkladı
Bakan Pakdemirli, "Atıl tarım arazilerinin envanter tamamlama çalışmalarını başlatıyoruz. İşlenmeyen tarım arazimiz kalmayacak. 2 milyon hektar tarım arazisi, tarımsal üretime kazandırılacak. Böylelikle 13 milyar lira gelir artışı sağlanacak."
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bakanlığının 2018 faaliyetleri ile 2019 hedeflerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Tarım politikalarını yürütürken, çiftçiyi ve üreticiyi korurken, tüketiciyi de kolladıklarını aktaran Pakdemirli, bu politikaları, çiftçilerin yol göstericiliğinde, hep birlikte belirlediklerini söyledi. Pakdemirli, tarımsal desteklerin son 16 yılda yüzde 700 artışla 1,8 milyar liradan 14,5 milyar liraya çıktığına işaret ederek, "Bunun sonucunda, bitkisel üretimimiz yüzde 22 artışla 98 milyon tondan, 120 milyon tona, kırmızı et üretimimiz yüzde 167 artışla 421 bin tondan 1 milyon 126 bin tona yükseldi. Tarımsal ihracatımız 3,7 milyar dolardan 17 milyar dolara ulaştı." diye konuştu.
Pakdemirli, yerli tohumda üretimi 150 bin tondan, 1 milyon tonun üzerine çıkardıklarını vurgulayarak, "Dünya sertifikalı tohum piyasasında 750 milyon dolarla 11. sıradayız. 2002 ve 2017 yılları arasında sertifikalı tohumda, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 31'den yüzde 74'e çıktı. Sertifikalı tohum üretici firma sayımız, 2002'de 152 iken, 2018'de 863 oldu." ifadesini kullandı.
"Sorunları yakından takip ediyoruz"
Baraj sayısını 16 yıllık süreçte 276'dan 541'e, hidro elektrik santrali (HES) sayısını 105'ten 534'e, içme suyu tesis sayısını 31'den 236'ya çıkardıklarını dile getiren Pakdemirli, şu anda 6,5 milyon hektar alanın sulandığını ve buna 2 milyon hektarlık alanı daha ekleyeceklerini anlattı. Pakdemirli, bunun sonucunda tarıma ekstra yıllık 15 milyar lira gelir artışı sağlanmış olacaklarını söyledi.
Pakdemirli, buğday ve arpada destekleme primini 5 kuruştan 10 kuruşa çıkardıklarını, buğday ve arpa gübre desteğini 4 liradan 8 liraya yükselttiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Çiftçimizin ve üreticimizin tüm sorunlarını yakından takip ediyoruz. Kendileriyle sık sık bir araya geliyoruz. Tarım sektörü ister istemez ekonomik hareketlilikten etkilenen bir sektör. Ekonomik hareketlilik tarımı, diğer sektörlere göre daha fazla etkiliyor. Çünkü tarım, dünya emtia fiyatlarına duyarlı bir sektör. Zaman zaman döviz kurundaki dalgalanmalara ve artışlara karşı, çiftçimizi korumak için gerekli tedbirleri alıyoruz." dedi.
Başta kooperatifler olmak üzere çiftçi kuruluşlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayacak, tarımın finansmanını ve pazara giriş imkanlarını reforme edeceklerine işaret eden Pakdemirli, şunları söyledi:
"Türkiye'de 14 bin 200 birlik ve kooperatif var. Kooperatiflerin ve birliklerin yapısını tekrar ele almada fayda görüyoruz. Bu konularla ilgili önümüzdeki günlerde birden fazla çalıştay yapacağız. Kooperatiflerimiz üretici ile tüketici arasında köprü vazifesi görmeli. Bu süreçte, kooperatif ve birliklerimiz, tarımın finansmanına ve pazara gidiş noktalarında etkin rol alacak."
Pakdemirli, toprak kaynaklarının envanterini tamamlayacaklarını da vurgularken, "Bugüne kadar toplam 6,1 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarını tamamladık. 2018 sonu itibarıyla 496 bin hektar alanda daha toplulaştırma çalışmasını tamamlayacağız. 2023'e kadar 8,5 milyon hektar alandan toplulaştırma çalışmalarını tamamlamış olacağız. Atıl tarım arazilerinin envanter tamamlama çalışmalarını başlatıyoruz. Böylelikle işlenmeyen tarım arazimiz kalmayacak. Altyapı reformları ve hukuki reformlar hayata geçecek. Çeşitli nedenlerle ekilemeyen 2 milyon hektar tarım arazisi, tarımsal üretime kazandırılacak. Böylelikle 13 milyar lira gelir artışı sağlanacak." ifadesini kullandı.
"Yer altı barajlarıyla su tutulacak"
Yer Altı Barajları Eylem Planı'nı da yakında duyuracaklarını ve bu çalışmayla, su kapasitesinin etkin kullanılmasının sağlanacağını belirten Pakdemirli, "Yapılacak yer altı barajları ile buharlaşmanın önüne geçmemiz mümkün. Ayrıca bu işe fazla para harcamadan ufak yer altı bentleriyle önemli miktarda suyu tutabiliyorsunuz. Hatta kendi cazibesiyle de bunu ovalara vermemiz söz konusu. Böylelikle barajlarla ilgili yaşanan istimlak, yeniden yerleşim ve ÇED gibi problemler de yer altı barajlarına yapılacak yatırımlarla ortadan kalkacak." dedi.