Sınırda karbon kapıda GES’te ikinci sıçrama şart

Türkiye’de GES kurulu gücünün dünya ve Avrupa ortalamasının altında olduğuna dikkat çeken GENSED Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir, Türkiye’nin güneş potansiyeli ile 6.000 MW kurulu güce sahip olması gerektiğini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, güneş enerjisinde hedeflerin gerisinde kalındığına dikkat çekerek, GES’lerde mutlaka ikinci sıçramanın yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Ülke performansının 2017’de Lisanssız GES’lerle yapılan 3.500 MWe/yıl sıçramanın ardından, 6 yıl boyunca nerdeyse 1.000 MWe/yıl kurulu gücün geçilemediğini söyleyen Özdemir, “Artık nispeten oturan mevzuat ve deneyimimizi Enerji Bakanlığı'nın 2035 Ulusal Enerji Planı kapsamında 53.000 MWe hedefi doğrultusunda her yıl en az 3.500 MWe yaparak ikinci bir sıçrama yapmamız gerekiyor” dedi.

"Koordinasyon sağlanırsa sektörün önü açık"

 2023 yılı sonu itibari ile dünyada GES kurulu gücünün 400 bin MW, Avrupa’da ise 50 bin MW’ı geçeceğini belirten Özdemir, Türkiye’de ise yıl sonu itibari ile yıllık 1.500 MWe kurulu güce ulaşılacağını ancak Türkiye’nin sahip olduğu güneş kaynağına bakıldığında, şebeke kısıtı düşünülmediği takdirde yıllık en az 6.000 MWe kurulu güce sahip olması gerektiğini ifade etti.

Sektörün, kaynak girdisi ve devlet kurumları arasında koordinasyonun sağlanabilmesi durumunda önünün açık olduğu değerlendirmesini yapan Özdemir, “Bu yıl GES’te 2024’te realizasyon anlamında sıçrama yapabilmemiz için gerekli tüm hazırlıkları yapmamız lazım. Mevzuat anlamında çok büyük değişiklikler yerine ufak düzenlemelere ihtiyacımız var. Bunların olması için ilgili bakanlıklar arasında bir koordinasyon ve bir üst akıl olması gerekiyor. Çünkü yeni dönemde sınırda karbon vergisi kapımızda.

AB’ye ihracatı fazla olan sektörler için artık düğmeye basıldı ve ölçüm başladı. Sanayicimizin de karbon salımlarını AB’nin istediği seviyeye çekmesi için zaman daraldı. Karbon salımını gerekli yere çekmezsek, 11 milyar dolarlık bir maliyet oluşacak. Avrupalı ithalatçı bu bedeli ödemek istemezse, ticaretinin yönünü Türkiye’den başka pazarlara çevirir” diye uyardı.

“Sanayici elektrik ihtiyacının yüzde 60’ını karşılayabilmeli”

Sanayicinin hızla karbon salımını düşürmesi gerektiğini ve elektrik ihtiyacının minimum yüzde 60’ının temiz enerji ile karşılanması gerektiğini vurgulayan Özdemir, 2022'de yayınlanan mevzuata değinerek, “Sanayicinin tükettiği enerjinin yüzde 50-60’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabilmesi için bağlantı noktası farklı olan yerde de elektrik üretimine izin verildi.

Bu da kapasite konusunu ortaya çıkardı. Bakanlıklar arasında iyi koordinasyon olmadığı için sanayicilerimizin lisanssız santralleri iptal oldu. Güzel projeydi ancak sonuç alınamadı” diye konuştu. Türkiye’de ihtiyaçtan fazla güneş paneli üretimi yapıldığına değinen Özdemir, lisansız üretimin bir süre askıya alınmasının, kapasite ve finansman sorununun, panel üreticilerini zor durumda bıraktığına da dikkat çekti.

Üreticilerin yaptıkları yatırımların karşılığını alamadığını söyleyen Özdemir, üreticilerin stoklarının arttığını ve sermayenin atıl olarak depolarda beklediğini belirtti. Bu stokların bir an önce ihracata döndürülmesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, sözlerine şöyle noktaladı: “İhracat için hücre üretimi gerekiyor. Ülkemizde şu an hücre üretimi var ancak çok yetersiz.

70’e yakın fabrika panel üretiyor ve bu fabrikaların 40 bin MW’lık da potansiyel kapasitesi var. Bu potansiyelin bir milli politika ile ihracata yönlendirilmesi lazım. Öte yandan Çin’den de ucuz olmamız lazım. ABD’ye ihracat yapabiliriz ancak onlar da Çin malı hücre istemiyor.

Dünyada güneş paneli imalatında 4. sıradayız ama hücresi ile birlikte değil. Türkiye’nin bu alanda çok büyük bir şansa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Güneş ve rüzgâr potansiyelimizin yüksek olması ile birlikte güçlü bir şebekemiz de var. Teknik olarak hepsini yönetmek mümkün sadece kaynağa ihtiyacımız var. Arap yatırımcılar da ülkemizde yenilenebilir enerji yatırımlarına yöneliyor" diyerek sözlerine son verdi.

“Mesken GES’lerinin önü açılmalı”

Meskenlerde GES mevzuatına da değinen Özdemir, dernek olarak bu konuya ağırlık verdiklerini vurguladı: “25 kW’a kadar elektrik üretimine ilişkin güzel bir mevzuat var. Hatta üretiminizden gelir elde ettiğiniz zaman vergisi de yok. Ancak şu anda lisanssız başvuru yapılamıyor ve eylül sonuna kadar da olmayacağı EPDK tarafından ilan edildi.

Bir ev sahibinin çatısına yaptıracağı güneş enerjisi santrali için süreç kolaylaştırılmalı. Örneğin bankalar, meskenler için özel güneş kredisi verebilir. Bu tüketim değil, bir yatırım olarak görülmeli. KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini de öneriyoruz. Finansal yönden meskenler desteklenirse, sektörün önünün açılacağını söyleyebiliriz.”