Tek eksiğimiz sigorta bilinci
Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, sigorta bilinci eksikliğinin giderilmesi ile birlikte, ülkemizde sigortacılığın önemli bir ivme kazanacağını söyledi
İSTANBUL - Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, bugüne kadar kriz yılları haricinde reel olarak devamlı büyüyen sigortacılık sektörünün, her yıl genişleyen teminat yapısıyla reel ekonominin önemli bir garantörü haline geldiğini söyledi.
Kalkavan, “Bugün itibarıyla gerek hizmet ve gerek ürün çeşitliliği açısından gelişmiş ülke piyasalarıyla rekabet edebilecek bir sigortacılık sektörüne sahibiz. Bu piyasalardan tek farkımız sigorta bilincinin son derece düşük olması. Bu eksikliğin giderilmesi ile birlikte, ülkemiz sigortacılığının önemli bir ivme kazanacağını söyleyebilirim” diye konuştu.
Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, sigorta sektörünü DÜNYA’ya değerlendirdi.
Ülkemizde sigortacılığın, son 20-30 yıl içerisinde çok önemli mesafeler kat ettiğinin altını çizene Kalkavan, “Bu dönem içerisinde en önemli gelişme tarife rejiminin terk edilmesidir. Tarife rejiminde tek bir tarife uygulanmakta ve şirketler arasında fiyat farklılıkları oluşmamaktaydı. Serbest tarifeye geçişle birlikte sigorta şirketlerinin her biri riski serbestçe fiyatlamaya başlamış ve ülkemizde tam rekabete dayalı bir piyasanın temeli atılmıştır. Bu değişiklikle birlikte sigortalılar çok daha az primle ürünlerine kavuşur hale geldi” dedi.
Bu yıl trafik sigortasında var olan kısıtlamaların kaldırılmasının da önemle altının çizilmesi gerektiğine dikkat çeken Kalkavan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu branşta tam anlamıyla serbest fiyatlamaya geçildi. Daha önce iyi sürücülere en fazla yüzde 20 indirim yapılabilirken, artık bu sınır kaldırıldı. Aynı şekilde kötü sürücü için de alınacak ilave primin sınırı kaldırıldı. Kısaca pozitif ve negatif ödüllendirmenin önü tamamen açılmış oldu.”
Reel ekonominin önemli bir garantörüyüz
Bugüne kadar kriz yılları haricinde reel olarak devamlı büyüyen bir sektörleri olduğunu anlatan Mehmet Kalkavan, “Sektörümüz her yıl genişleyen teminat yapısıyla reel ekonominin önemli bir garantörü haline geldi. Özellikle geniş kitleleri etkileyen, ciddi ekonomik kayıplara yol açan deprem, sel gibi felaketlerde üzerine düşen vazifeleri layıkıyla yerine getirdi. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, bugün itibarıyla gerek hizmet ve gerek ürün çeşitliliği açısından gelişmiş ülke piyasalarıyla rekabet edebilecek bir sigortacılık sektörüne sahibiz. Bu piyasalardan tek farkımız sigorta bilincinin son derece düşük olması. Bu eksikliğin giderilmesi ile birlikte, ülkemiz sigortacılığının önemli bir ivme kazanacaktır” dedi.
Yabancı yatırımcı ilgisi sürecektir
Mehmet Kalkavan, şirketlerin güçlü mali yapılarını koruyup teknik karlılıklarına önem verdikleri müddetçe, sektöre olan yabancı yatırımcının ilgisinin sürmeye devam edeceğini söyledi. Kalkavan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ilgi yeni yatırımcıların piyasaya girmesi veya halihazırda piyasaya girmiş olan yatırımcının pazar payını artırması şeklinde gerçekleşebilir. Pazar payını artırmak amacıyla gerçekleşecek satın almaların bir konsolidasyonla sonlanması mümkün; bunun dışında bir konsolidasyon ise olmaz.”
Kalkavan, trafik kazalarında kusuru olmayan sigortalıların poliçesini satın aldığı şirketten hasarını giderebileceği sistemin geliştirilmesi; destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması yönteminin standartlaştırılması; sigorta teminatı kapsamındaki onarımlarda kullanılan yedek parça - araç onarım servislerinin sertifikasyonu ve sigorta suiistimali ile mücadele modelinin kurgulanması projelerinin 2014 yılı bitiminde tamamlanarak hayata geçirilmesinin sektördeki en önemli gelişmeler olacağını da sözlerine ekledi.
Eğitime sigortayı mutlaka sokmalıyız
Sigorta sektörüne yönelik gelecek öngörülerini paylaşan Mehmet Kalkavan, sektörde yüksek büyüme beklentisi olduğunu belirterek, “Önümüzdeki yıllarda finansal okuryazarlığın artmasına paralel olarak ülkemizde sigorta bilinci de yükselecek ve sigortalanma oranı artacaktır. Bu anlamda atılacak en önemli adım eğitime sigortayı sokmak olmalıdır. Kamu otoritesinin sigortacılığa yapabileceği en önemli katkı bu olacaktır. Çocuklarımız eğitimlerini iki mecrada almaktadır; ilki aile, ikincisi ise okul. Ailede sigortayı bilen olmayınca; müfredatta da sigorta olmayınca kulaktan dolma, eksik bilgilerle konu hakkında bir şeyler hafızaya alınıyor; dolayısıyla sigorta bilinci ya oluşmuyor, ya da sağlıksız oluşuyor. Burada uzun uzadıya, tüm yıl boyunca okutulacak bir dersi değil, her yıl sigorta haftasında işlenecek tek bir üniteyi kastediyorum. 14 zorunlu sigorta ile korunmuş alan yaratılmışken, yurttaşlarımızın en azından bu sigortaları bilmesi, adeta vatandaşlık hakkıdır. Sağlıklı bir sigorta bilincinin oluşması ile birlikte Türk Sigorta Sektörü çok önemli noktalara ulaşacaktır” diye konuştu.
Öncülük yapan bir birlik hayali
Nasıl bir birlik hayal ettiğini sorduğumuz Mehmet Kalkavan, "Sigortacılıktan aldığı gücü sigortacılık için sonuna kadar tüketen; kamu otoritesi başta olmak üzere tüm tarafl ar nezdinde sigortacılığın önünü açmak üzere gerekli aksiyonları alan; ülke ekonomisine katkıyı ön planda tutan; modern uygulamaları ülkemize taşımakta öncülük yapan, sigorta sektörünün sözcüsü bir birlik hayal ediyorum” dedi.
Kısa kısa...
• Sigortacılıkta iki kalem vardır ki her şeyi belirler; birincisi gelirleri belirleyen prim; ikincisi ise giderleri belirleyen tazminat. Bu iki kalemi aynı anda etkin yönettiğiniz müddetçe sürdürülebilir bir kâr elde edebilirsiniz.
• Zaman zaman mevzuattaki eksiklikten veya geriye dönük düzenlemeler nedeniyle sektöre öyle yükler geliyor ki hem teknik sonuçlar alt üst oluyor; hem de ülkemiz sigortacılığına yatırım yapan yerli-yabancı sermayedarda güvensizlik oluşuyor.
• BES’te otomatik katılım uygulamasının başarılı bir şekilde işleyerek sistemin büyümesine ve ülkemizin tasarruf seviyesinin artmasına olumlu katkıda bulunacağını düşünüyoruz.
• Sigortalı olan olmayan herkesi ilgilendirecek olan sertifikasyon projemizi son derece önemsiyorum. Bu projenin hayata geçmesiyle oto sigortalarında güvenlik, monte edildiği yere uyma, malzeme ve işçilik kalitesi sertifikalarına sahip yedek parçaları kullanacağız.
• TSB olarak 2013 yılında başlattığımız çalışmalarla özellikle oto sigortalarında teknik sonuçları, hizmet kalitesini ve sigortalı memnuniyetini artırmaya yönelik projelere odaklanmış durumdayız.
• BES’in uzun vadeli bir tasarruf aracı olduğu dikkate alındığında, emeklilik yatırım fonlarının getirilerinin de aynı şekilde uzun vadeli bir bakış açısı ile değerlendirilmesi, tutarlı bir yaklaşım olacaktır.