Sigorta sektörü "maliyet artışlarını" göğüslemeye çalışıyor
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Vekili Taylan Türkölmez, "Sigorta sektörü ne kadar güçlü bir öz kaynak yapısına sahip olursa, sigortalılarımıza ve ülkemize sağlayacağı koruma kalkanı da o kadar büyük olacak." ifadelerini kullandı.
TSB'den yapılan açıklamaya göre, sigorta sektörü 2023'ün ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 139 artışla 186 milyar TL prim üretiminde bulundu. Sektörün üstlendiği toplam tazminat, Kahramanmaraş depremlerinin de etkisiyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 273 artarak 165 milyar TL seviyesine ulaştı. Depremin etkisinin en yüksek olduğu "Yangın" branşında ise sektörün üstlendiği hasar, 6 milyar TL seviyesinden yüzde 914 artışla 66 milyar TL seviyesine yükseldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Taylan Türkölmez, "Kahramanmaraş depreminde üstlendiği yaklaşık 70 milyar TL hasarla zor günlerinde halkımızın ve ekonomimizin yanında yer alan sigorta sektörü, üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmek için tüm kaynaklarını seferber ediyor." ifadelerini kullandı.
Trafik hasar prim oranı yüzde 142 oldu
Türkölmez, sektörün, Cumhuriyet'in 100. yılında 500 milyar TL prim üretimi hedefiyle finansal sistem içindeki yerini güçlendirdiğini aktardı. Sektörün, "Trafik" dışındaki diğer branşlardaki teknik karlılıkta olumlu seyir izlediğini belirten Türkölmez, "Maliyet parametrelerinde üst üste yaşanan artışlar, tazminat dışındaki aracılık ve yargılama giderleri gibi maliyet faktörlerinin giderek yükselmesine karşılık, primlerin serbestçe belirlenememesi, trafik branşı hasar prim oranının yüzde 142 gibi çok yüksek seviyelerde seyretmesine yol açtı." değerlendirmesinde bulundu.
Sigorta şirketlerinin, hayat dışı sigorta sektörü üretim portföyünün yüzde 26 pay ile en önemli unsuru olan trafik branşının tahrip edici etkisini bertaraf etmek için trafik dışı branşların gelirlerini azami şekilde artırma yoluna gitmek durumunda kaldığını belirten Türkölmez, trafik dışı branşlardan sağlanan teknik gelir ve kur artışı kaynaklı yatırım gelirlerindeki artışın, hayat dışı sigorta sektörünün karını 3 milyar TL'den 23 milyar TL'ye yükselttiğini, hayat emeklilik sektörü dahil tüm sigortacılık sektörünün toplam karının ise 30 milyar TL olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Türkölmez, "Sektörümüz, geçmiş dönemlerde yaşadığı öz kaynak kaybını telafi etmek için önemli bir performans gösterse de sigorta sektörü için çok önemli bir parametre olan prim-öz kaynak dengesinin öz kaynak aleyhine açılmasının önüne geçilemedi. Geçmiş dönemlerde öz kaynakların 3 katı kadar prim üreten hayat dışı sektörde toplam prim üretimi öz kaynakların 4 katına çıktı." ifadelerini kullandı.
"Sürdürülebilir öz kaynak büyümesini sağlayacak yolların önünün açılması gerekmektedir"
Yarı yılda yatırım gelirlerinde konjonktür gereği sağlanan yüksek performansın süreklilik niteliğinin olmadığının altını çizerek, kur artışlarının neden olacağı gecikmeli enflasyonun oluşturacağı maliyet baskısının, şirketlerin yılın ilk yarısında sağladıkları karı, yılın ikinci yarısında söz konusu etkileri azaltmada kullanacaklarını ve dolayısıyla da prim öz kaynak dengesinin daha da bozulmasının beklendiğine vurgu yapan Türkölmez, şunları kaydetti:
"Sürdürülebilir bir öz kaynak yapısı için en başta öz kaynakları eriten unsurların köklü şekilde çözüme kavuşturulması, bunun için de 'Trafik' branşında belirli kıstaslar dahilinde serbest tarifeye geçilmesi ve hem sigortalılara hem de tüm sisteme zarar veren uygulamaların ıslah edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sayede öz kaynaklarını koruma mücadelesini sürdüren şirketlerimiz, diğer sigorta branşlarının kaynaklarını kullanmak durumunda kalmayacaklar. Özellikle vurgulamak gerekir ki sigorta sektörü ne kadar güçlü bir öz kaynak yapısına sahip olursa, sigortalılarımıza ve ülkemize sağlayacağı koruma kalkanı da o kadar büyük olacak." Türkölmez, olası bir Marmara depreminin etkilerini engelleyecek bir rol üstlenerek ülke kaynaklarını koruması beklenen sigorta sektörünü böyle bir sürece hazırlamak için sürdürülebilir öz kaynak büyümesini sağlayacak yolların önünün açılması gerektiğini belirtti.