Madenciye zorunlu sigorta heyecan yarattı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İş Güvenliği Eylem Paketi ile maden işçilerine zorunlu hayat sigortası uygulaması getireceklerini söyledi. Bu açıklama sigorta sektöründe taşları yerinden oynattı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

yakup_sayar-019.jpg

Madenciye zorunlu hayat sigortası tasarısı sigorta sektöründe heyecan yarattı. Sektör temsilcileri konunun zor olduğunu fakat imkansız olmadığına önemle dikkat çekerken, söz konusu risklerin 'havuz' ve 'kamu desteği' kurgusu içinde daha uygulanabilir olabileceğini belirtiyorlar. 

Son 6 ay içinde ülkemizde büyük can kayıpların yaşandığı maden kazalarıyla karşı karşıya kaldık. Toplum olarak üzüldük ve bu tür üzücü olayların bir daha olmaması için hızlı bir koşuşturma içine girdik. Hükümet ise bu yönde kısa süre önce bir dizi eylem planı hazırladı. Geçtiğimiz hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların katılımıyla birlikte İş Güvenliği Eylem Paketi açıklandı. Bu pakette en dikkat çeken başlıklardan biri ise madencilere zorunlu hayat sigortası konusu oldu. Başbakan Davutoğlu, henüz bu konuda net bir durumun olmadığını söylemiş olsa da, zorunlu bir sigorta fikri sektörde taşları yerinden oynatmaya ve heyecan yaratmaya yetti. 

Başbakan Davutoğlu söz konusu olan açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı: “Maden şirketleri, işçi kardeşlerimize yaşam sigortası, hayat sigortası yapacaklar. Hayat sigortasının işverene getireceği yükle, muhtemel kazanın getireceği mali yük karşılaştırıldığında, sigorta daha az maliyetli. Bir geçiş süreciyle bütün madenlerde hayat sigortası sistemine geçeceğiz. Devletin yapacağı denetim dışında sigorta şirketleri de denetim yapacak. Bunun geçiş süreci nasıl olacak çalışmalarını en kısa sürede tamamlayacağız.” 

DÜNYA Gazetesi olarak düşünülen ve henüz tasarı aşamasında olan konuyu sektör temsilcilerine sorduk ve konuyu detaylı bir şekilde tartıştırmaya çalıştık. Sektör temsilcilerinin açıklamalarında heyecanlı oldukları anlaşılırken, hükümet tarafından sigortanın önemli bir ihtiyaç olarak dile getirilmesinin büyük önem taşıdığının altını çiziyorlar.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ NE DEDİ? 

Sürece katkı sağlamaya hazırız 

“Sigorta şirketlerinin teminat vermek zorunda oldukları bir zorunlu sigortanın uygulanamayacağını düşünüyorum” diyen Türkiye Sigorta Birliği Genel sekreteri Mehmet Kalkavan, kimi zaman buna benzer düzenlemelerin olduğunu ve bu düzenlemelerde başarı elde edilemediğini söyledi. “Buradaki hadise Türkiye Sigorta Birliği’nin veya sigorta şirketlerinin tavrı değildir” diyen Kalkavan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu beynelmilel kurallara sahip sigortacılık mesleğinin bir gereğidir. Bugüne kadar her platformda söyledik; sigorta sadece zararı ödemeyi taahhüt eden bir sistem değildir; aynı zamanda teminat verdiği alanda asgari standartların oluşmasını sağlayan önemli bir enstrümandır. Asgari standartları tesis eder ve sonrasında ortaya çıkan zararı öder. Gündemdeki sorun hayatını kaybeden madenci kardeşlerimizin yakınlarına tazminat ödeme konusu değildir; sorunumuz “Benzer kazalarda başka madenci kardeşlerimizin ölmesinin nasıl önüne geçeriz” olmalıdır. Kaza ve kazalara bağlı kayıplar mutlaka olacaktır ancak bunu dünya standartlarına çekiyor olmamız son derece önemlidir. 2023 Sigorta Sektörü vizyonu çerçevesinde kurulan altı çalışma grubundan biri “Zorunlu Sigortalar” ile ilgiliydi. Biz burada ilave herhangi bir zorunlu sigorta istemediğimizi paylaşmıştık. Bu yaklaşım bu ürün için de geçerli olmakla birlikte bu kayıpların asgari seviyelere çekilmesini teminen asgari standartların sağlanması hususunda ilgili Bakanlık başta olmak üzere tüm tarafl arla birikimimizi paylaşmaya; sürece katkı sağlamaya hazırız.”

Sektör açısından çok önemli

Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, madencilik sektöründe hayat sigortası uygulamasının Türkiye’deki durumuna baktığımızda; öncelikle Türkiye’de maden çalışanlarına hayat sigortası yapılmaması ile ilgili olarak mevzuatta özel bir kısıtlamanın söz konusu olmadığının görüldüğünün altını çizerek şunları söyledi: “Başbakanımızın ve hükümetin adımı ülkemizde sigortacılığın bir ihtiyaç haline dönüştüğünün önemli bir göstergesi. Hayat sigortasının yaygınlaşmasını sağlayacak ve büyümesine destek olacak bu uygulamayı sektör adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek gerekir. Hayat Sigortası priminin işverenin ödediği grup hayat sigortası poliçeleri olarak düşünmek daha dopru olacaktır. Riskleri ve fiyatlandırmayı grup sözleşmesi kapsamında değerlendirerek, yeterli reasürans teminatı da temin ederek bu alanda hizmet verilebileceğini düşünüyoruz.” Bostan, eğer ulusal veya uluslararası piyasalardan sağlanacak olan yeterli reasürans teminatı alınamayıp, risk devretme kabiliyeti düşük olursa veya yapılacak risk değerlendirmeninin sonunda fiyatların yüksek oluşması halinde, bu tür riskler için “havuz” ve “kamu desteği ” kurgusunun önerilebileceğini belirtti.

Sadece madencilerle sınırlamayalım

Allianz Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, hükümetin, madencilik gibi riskli mesleklere ilişkin zorunlu sigorta düşüncesinin, ülkenin gelişimi açısından ve toplumun hayat sigortasına bakışı açısında olumlu bir yaklaşım olduğunu belirterek şunları söyledi:”Ancak, yalnızca riskin gerçekleştiği meslek ve durumlar için bu zorunluluğun olması sigorta şirketleri açısından yönetilmesi zor bir husus. Ayrıca, günümüzde yalnızca madenciler değil aile sahibi milyonlarca çalışanımızın da hayat sigortasına ihtiyacı var. Bu kapsamda, bu açılımı önemsiyor ve olumlu bakıyorken geniş kapsamlı bir zorunluluğun daha doğru ve yönetibilir olduğunu düşünmekteyim. Hükümetin bu niyeti kapsamında, ilgili paydaşların bir araya gelerek zorunlu hayat sigortalarının kapsamı üzerine de çalışarak toplumsal uzlaşmanın sağlandığı bir çözüme ulaşmanın en doğrusu olduğunu belirtmek isterim.”

Zor ama imkansız değil

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, maden çalışanlarına yönelik hayat sigortasının önemli bir ihtiyaç olduğu fikrine destek verdiklerini söyledi. Hayat sigortacılığı açısından maden çalışanlarının özel risk statüsünde kabul edildiğini belirten Erkan, “Bu faaliyet alanında çalışanların sigortalanması zor olmakla beraber imkansız da değildir. Burada dile getirilenin zorunlu hayat sigortası olması yapılacak değerlendirmelere temel teşkil eden noktadır. Bu zorunlu hayat sigortasının maden işçilerine, primlerin işveren tarafından ödendiği bir grup hayat sigortası olarak sağlanması en sağlıklı seçenek olabilir. Tabi bu arada ülkemizde özellikle kömür madenlerinde istihdam hacmi dikkate alındığında bu sigortanın tüm çalışanları teminat altına alacak standart bir kapsamda sunulmasının uygun olacağını değerlendirebiliriz” dedi. Bu noktada oluşturulacak bir sigorta havuzu ile bu konuda gerekli çözümlerin üretilebileceğinin altını çizen Erkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayat branşında iş yazabilen şirketler hem oluşturulacak standart teminatın sunulmasında hem de bu standart korumanın farklı teminatlarla zenginleştirilmesinde rol alabilirler. Ancak burada belirleyici olan önemli kriterlerden biri ise bu iş kolunda çalışanlara sağlanacak hayat sigortası teminatlarının münferit satışlarda standart ürünlere kıyasla daha yüksek primlerle sunulabilecek olmasıdır. Maden işçilerinin gelir düzeyleri dikkate alındığında çalışan kitlenin bu tip bir sigorta almaya yönelemeyeceğini de öngörebiliriz. Bu yüzden de işveren tarafından primlerin ödendiği grup hayat sigortası sözleşmeleri ile bu teminatların çalışanlara sağlanması önemlidir.”

wdwew.png