Kimsenin kar için 10 yıl bekleme lüksü yok

Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, tarihe geçecek kadar iyi bir yıl yaşadıklarını belirterek "2013 yılının karını görüyorum ve artık bir sonraki yılları düşünerek planlama yapıyorum" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
Yakup SAYAR
 
İSTANBUL - Türkiye sigorta pazarındaki tek Uzakdoğu sermayeli şirket olan Sompo Japan'da işler yolunda gidiyor. Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, 2012'nin nasıl geçtiğini anlatırken "Sektörün iki katı büyüdük ve kar hedefimize de ulaştık" dedi. 2012 yılının kendileri açısından olağanüstü geçtiğini anlatırken Dalaş, "2012 sonlarından itibaren artık geçmişte pazar payını daha da artıracağız iddiasında olan büyük şirketler bile pazar payı kavgasını geçici bir süre için ikinci plana attılar ve fiyatlar yükseldi. Çünkü sonuçlar özellikle sermayedarlar için kabul edilemez hale geldi. Bu düzelecektir" diye konuştu. 
Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş ile sektöre yönelik düşüncelerini ve Sompo Japan'ın hedeflerini konuşurken Türkiye'de sigortacılığın geldiği seviyenin dünyanın birçok ülkesinden kalite olarak daha üstün olduğunu vurgulayarak, "Bunu bizim şirketin satış sürecinde bizzat gördüm. Aday firmaların yabancı yöneticilerini yakından tanıma fırsatını bulduk, onların bilgilerini görme imkanı yakaladık ve anladık ki biz onlardan ileriyiz. Ülkemize bu kadar yoğun ilgi olduğunda ne dedik, 'yabancılar gelecekler sektör düzelecek sonuçlar düzelecek.' Ama bu böyle olmadı daha da kötüleşti. Halbuki buraya gelen herkes kar elde etmek için geliyor. Şu söyleniyor; 'ilk yıllar önemli değil, potansiyeli var' ya da '5-10 yıl sonrasına yatırım yapıyorlar'  Buna inanmıyorum. Hiç kimsenin kar edebilmek için 10 yıl gibi bekleme lüksü yok. Amaç en kısa sürede kar edebilmektir. Bu nedenle yabancılar bir sigorta işletmeciliği know how'u getiremediler. Bunu kesin olarak söyleyebiliriz. Yeni geldiğiniz bir ülkeyi o ülkede çalışan yöneticilerden daha iyi tanıma imkanınız da yoktur" açıklamasında bulundu. 
Dalaş, 2012nin karlılığın dibe vurduğu bir yıl olarak tarihe geçeceğini kaydederek "2013 biraz daha iyi bir yıl olacaktır. Ve bu karlılığın yeterli olduğu düşünüldüğünde de tekrar rekabet keskinleşmeye başlayacaktır. Şu anda 2013'ün bir yerlerinde çok geçte olmayabilir rekabetin tekrar kızışmaya başlayacağını izlemeye başlayacağız" öngörüsünde bulundu. 
 
Rekabetin tavan yaptığı alanda büyümedik
Dalaş, sigorta sektöründe, hem büyüme hem de karın aynı dönemde yan yana kolayca gelen iki kavram olmadığının da altını çizerek "Dolayısıyla biz bunu geçmişte başarmıştık. Başardığımız bir yıl daha oldu. Üstelik sektöründe giderek kötüleştiği bir yıldı. Tarihe geçecek kadar iyi bir yıl oldu. Hedeflerimize tam anlamıyla ulaştık" bilgisini verdi.  
Recai Dalaş,  şirket olarak 2009 ve 2011 yıllarında pazar kaybettiklerini belirterek, "Aslında 2012'de elde ettiğimiz karlılık yönünde elde ettiğimiz iyi sonuçların tohumlarını bu pazar kaybettiğimiz yıllarda attık. Rekabetin tavan yaptığı birçok alanda ve kar yapmaya elvermeyen bu dönemde biz büyümemeyi tercih ettik. Esasında 2012'deki iyi sonuçlarımızın arkasında bir anlamda sektördeki büyük şirketlerin dahi zarar etmesi, bir anlamda karsızlığın tavan olması ve fiyatların yükselmesi yatıyor.  Bizim fiyatlarımız olması gereken yerde oluğu için biz de vergi sonrası 33 milyon TL gibi yadsınamaz bir kar rakamına rahatlıkla ulaştık" dedi. 
 
Büyümemizi ihtiyatlı yıllara borçluyuz
"Bugünkü büyümemizi ihtiyatlı davrandığımız yıllara borçluyuz" diyen Dalaş şöyle konuştu: "Baktığımızda sektörde neticede uygulama ve anlayış olarak bizim yanımıza geldi bu da bize avantaj sağladı. Bizim tabii pazar payımız söz konusu yıllarda 2'li rakamlara kadar düşmüştü. 2012 yılında ise son çeyrekler itibariyle baktığımızda sağlığı dışarıda tutarsak ki biz burada alışılmış ürünler satmıyoruz. 2.2 olan pay sağlık dışında 2012'nin son çeyreğinde 3.3'e geldi. Anlamlı bir kazanımımız var. Yılın tamamı olarak ise yüzde 2.7'de. 2013'ün ilk iki ayı itibariyle de yüzde 3'ler civarında bir pazar payından bahsedebiliriz."
 
Sürdürülebilir büyüme için karlılık zorunluluktur
Sürdürülebilir bir karın önemli mesajları olduğunu söyleyen Recai Dalaş, "Eğer karlıysanız rekabetçi olabilirsiniz, rekabetçi olabilirseniz de büyürsünüz. Sektörde bazı arkadaşlarımızın, büyümeyi öne aldık kardan fedakarlık ettik ve bunun tam tersi şekilde yorumları oluyor. Bu doğru bir bakış açısı değildir. Tam tersi, sürdürülebilir büyümeniz için karlılık zorunluluktur ve bunu geliştirmelisiniz ki ancak bu şekilde rekabetçiliğinizi sürdürebilirsiniz.  O nedenle de işte biz 2008-2011 arasında büyümedik ve bu yıllarda sürdürülebilir karlılığın temelini attık. 2013'e gelirsek bu yıl sektörden daha fazla büyüyeceğimizi ve yine kar hedefimize ulaşacağımızı çok net bir şekilde söyleyebilirim. Bakın yılın ilk çeyreğinde bunu söyleyebiliyorum. Bu lükse sahibim. Artık bu şirket tüm kurumlarıyla, organizasyonuyla, teknolojisiyle, sistematiğiyle, iş akışlarıyla problemsiz bir şirket. Rakiplerimizin bir kısmı zararı nasıl kara döndüreceğiz endişesi içindeyken, ben 2013 karını görüyorum ve artık 2014 ve sonrasını düşünüyor ve planlıyorum. Dolayısıyla da bu yapının oluşumun verdiği özgüvende bana açıkçası önümüze son çıkan fırsatta pahalı bir alım yapmak yerine, çok daha ucuz olabilecek organik büyümenin biraz daha sabırlı ama daha rasyonel bir yol  olacağını gösteriyor" diye konuştu.  
 
Bir lira makyaj yapmadan satış yaptık
 
Türkiye sigorta sektöründeki tek Uzakdoğu yatırımı olduklarını hatırlattığımız Recai Dalaş, Japon sermayedarın yatırımından çok mutlu olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Açıkçası gururla ifade edebileceğim bir şey var. Biz şirketi satarken açıkça söylemek gerekirse, bir liralık bile makyaj yapmadık. Halbuki dünyada ve Türkiye'mizde de şirketler alınırken satılırken öncelikle çok ciddi makyajlandığını görebiliyoruz. Çok canlı örnekleri var. Bu makyajlar satış sonrası ne yazık ki akıyor.  Bizde böyle bir şey olmadı. Tam anlamıyla Japonlar aradıklarını buldular. Şirketimizin karlılığı satış sonrasında da aynı durumda devam ediyor. Bu da sermayedarlarımızı mutlu ediyor.  Bizim satış işlemimizde yanılma payı bile olmadı. Meslek hayatımla ile ilgili gurur duyduğum en önemli olay budur. Dürüstlükten hiç sapmadık. Şirketi satarken, sadece şirket yöneticisi değil ortağıydık küçük de olsa. Dolayısıyla makyaj olsaydı hissedar olarak bundan daha fazla yararlanacaktık. Buna rağmen iddia ile söylüyorum bir liralık makyaj  yapılmadı.. Bu ender yöneticinin söyleyebileceği bir durumdur ve bunu gururla söylüyorum." Japonların Türkiye'ye gelmiş olması ve onlarla çalışılmasının çok keyifli olduğunu da belirten Dalaş, "Japonlar hem teknolojiye açık, hem saygılı, dürüst olduklarından şirketimizin Japon sermayedar tarafından alınması piyasada çok olumlu karşılandı. Japonlarla ilgili ülkemiz insanının da olumsuz bir anısı yok. Bu çok önemli. Çok saygılı insanlar, dünyanın bazı çok bilinen ülkelerine göre bize çok saygıyla yaklaşan bir kültürden geliyorlar" diye konuştu. 
 
Birçok sermayedarın mutsuz olduğunu düşünüyorum
 
Kar edemeyen şirketler ne yapacak? diye sorduğumuz Recai Dalaş, bu tür durumda olan şirketlerin mutlu olmadığını hissetmenin sanıldığı kadar da zor olmadığını belirterek, "Bugün neticede sermayedar kar elde etmek ister. Bugün ülkemize gelen şirketlerin çoğu kar almak yerine sermaye koymak zorunda kalıyor. Bu bir ülkeye güven olarak ifade ediliyorsa da yöneticiler tarafından, işin gerçeği bu değildir.  Büyümeye yönelik, somut projelere yönelik sermaye konmuyorsa, ki böyle görünüyor, hiçbir sermayedar sermaye artırmaktan hoşlanmaz. Bu nedenledir ki birçok sermayedarın mutsuz olduğunu düşünüyorum. Bu nedenledir ki yabancı sermayedarların elindeki şirketlerin satış için isimleri geçiyor.  Bu da sürpriz değildir. Sermayedar mutsuzsa sonuçta yönetimler değişecektir, bu olunca hala olmuyorsa, bir süre sonra şirketin satışı düşünülecektir. Bu hemen olmuyorsa günün sonunda bir gün olacaktır. Bu konsolidasyon mutlaka olacaktır. Sektöre baktığımızda şirketlerin keskin şekilde ayrıştığı görülebilir. Bazı şirketler istikrarlı şekilde az ya da çok kar ederken, bazıları da istikrarlı şekilde zarar ediyor. Kar edenler için bir sorun yokken, zarar edenler için bir vadede kar edecekler, ya da elemine olacaktır.  10 yıl önceki şirket sayısı ile bugünkü şirket sayısı bunu destekliyor" diye konuştu.  
 
İştahlı olduğumuzu son ilgimizle gösterdik 
 
[PAGE]
 
İştahlı olduğumuzu son ilgimizle gösterdik 
 
Sompo Japan'ın iştahlı olduğunu belirten Recai Dalaş, bunun kanıtı olarak yeni bir alıma ilgi gösterdiklerini belirterek şunları söyledi: "Bu neyi gösteriyor, hem burada aradığını bulduğunu hem de bir iştahı gösteriyor. Neticede bir ilgi gösterirsiniz ama bunun bir sonuca ulaşması koşullara bağlıdır. Oluşacak değerle sizin değer rakamının uyuşması gerekir. Bizde son ilgimizden bu rakamların uyuşmaması nedeniyle çekildik. Karlı bir şirketiz. Sektörün üstünde büyüyen bir şirketiz ve hareketli zor yılları geride bırakmış, organizasyonu kurmuş, geleceğe güvenle bakan, sürdürülebilir bir karlılık durumuna ulaşmış bir şirket durumuna geldik."
 
Sigortacılık bir seçme işidir
 
Acentelerinizle nasıl bir ortaklıkları olduğu yönlü sorumuza Recai Dalaş şu şekilde cevapladı: "Bizim 800 acentemiz var. Acentesiz yürümek için fiyatınız uygun olmalı. Acente açısından güvenilir, stratejilerinde istikrarlı bir şirket olmalısınız.  Biz zaten olmamız gereken yerde olduğumuz için hiçbir zaman radikal bir yolda olmadık. Hasarı ödemek artık yetmiyor, yanında satış ve pazarlama stratejilerimizdeki istikrarla  bu mesajı vermeniz gerekiyor. Bizim sektörün iki katı büyümesinin arkasında tek başına fiyat değil, yanında güvenilir bir şirket olması da etken oldu. Ama yine de söylediğimiz gibi bunlar çok önemli olmakla birlikte büyümeyi sürekli kılmak için rekabetçi olmak ve bunu da yapabilmek için seçme işini iyi yapmanız lazım. Sigortacılık bir seçme işidir. Birtakım matematik kullanarak müşteriyi segmente etmek ve bunları her branşa göre iyi yaparsanız karlılığınız o oranda artar ve karlılığınız ne kadar iyi olursa o kadar iyi rekabet edersiniz. Bu yapıyı burada iyi kurduk.  Acente bize baktığında, strateji ile fiyatlama politikaları, yönetimi ile istikrarlı bir şirket görüyor. Fiyatlarınız da uygunsa size acentelik talebi de geliyor. Artık acenteler bildiğiniz gibi çoklu acentelik yani bir tür brokerleşme şeklindeler. Önemli olan acentenin rafına ürününüzü koyduğunuz zaman onun satılıyor olması lazım. Biz bahsettiğimiz konular nedeniyle talep edilen bir şirketiz."
 
Banka sigortacılığının cazibesi azalacaktır
 
Banka sigortacılığı konusunda somut bir projeleri olmadığını belirten Recai Dalaş, "Bankaların yüksek kar ettiğinden bahsediliyor ve bir takım müşteri şikayetleri yönünden bankaların muhatap olduğu devlet kurumları, hem de sigorta şirketlerinin muhatap olduğu kurumlar bu alana daha fazla eğilmeye başladı. Burada gaye, müşteri bir ürünü alırken, nasıl alıyor diye bazı sorular var, bunlar banka sigortacılığı üzerinde satışları düşürme yönlü baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İkincisi de banka sigortacılığının karlı olduğu düşünülmekte, dolayısıyla bankalarda yaptıkları yeni anlaşmalarla sigorta şirketlerinden daha fazla komisyon talep etmekteler. Eşyanın tabiatı kuralından yola çıkarsak gelecekte banka sigortacılığı cazibesini kaybedecektir. Fiyatlar düşerken, banka komisyonları yükseliyor. Bu nedenlerle de banka sigortacılığı sigorta şirketleri açısından cazip olmaktan çıkacaktır" diye konuştu.