‘Bireyselde agresif olacağız’

Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan, 2012 yılını oldukça verimli geçirdiklerini ve yılın ilk üç ayını geçen senenin aynı dönemine göre prim üretiminde yüzde 56, net kârda da yüzde bin 461 oranında artış sağladıklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME



Yakup SAYAR

İSTANBUL - Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan, 2012 yılında bireysel üretime odaklandıklarını ve bu alanda agresif büyüme hedefi koyduklarını belirterek, bireyseldeki sloganlarını ‘2012 yılında ikiye katlıyoruz’ olarak belirlediklerini söyledi. Acıbadem Sigorta yılın ilk çeyreğinde ise net kârını 2011 yılının ilk çeyreğine göre yüzde bin 461 oranında artırarak 3 milyon TL’ye çıkardı.

Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan, Acıbadem Sigorta’nın hedeflerini ve sektöre yönelik beklentilerini DÜNYA’ya değerlendirdi.

Acıbadem Sigorta olarak 2010 yılının 2. yarısından başlayarak çok radikal kararlar aldıklarını ve uygulamaya koyduklarını belirten Gürcan, “2011 yılında; yaptığımız köklü değişikliklere rağmen sağlık alanında en çok büyüyen, en iyi birleşik rasyoya sahip, en iyi teknik karlılık oranına sahip şirket olmayı başararak ödülümüzü aldık.

2012 yılına da oldukça verimli başladık, yılın ilk üç ayını geçen senenin aynı dönemine göre prim üretiminde yüzde 56 ve net kârda yüzde bin 461 artış sağladık; Mart 2011’de 0.2 milyon TL net kâr yaratmışken, Mart 2012’de net kâr rakamımız 3 milyon TL’nin üzerindedir. Yine bu dönemde sermaye getirisi yüzde 27.2 gibi bir seviyededir. Tekrar etmek isterim ki, etkin yönetim anlayışı ile yaratılan genel giderlerdeki 14 puan, kazanım maliyetlerindeki 10 puan kârın arkasında yatan en büyük gerçektir” dedi.

Sağlıkta olmayan şirketlerle işbirliğine gidiyoruz

2012 yılında bireysel üretime odaklanacaklarının altını çizen Gürcan sözlerini sözlerini şöyle sürdürdü: “Bireyselde agresif büyüme hedeflerimiz var; bireyseldeki sloganımız ‘2012 yılında ikiye katlıyoruz.’ Diğer taraftan alternatif dağıtım kanallarını geliştirmeye ağırlık verdik.

Bireysel işlerimizin ağırlığı yüzde 25 seviyesinde, amacımız yıl sonunda yüzde 33 seviyesine çıkarmak. Bu amaçla yeni yapılanmamız tamamlandı ve direkt satış örgütümüz farklı modellerle üretimini hızla arttırmaya başladı. 2012 yılında Societe Generale Sa Paris bankasının Türkiye’deki kredi kuruluşu  olan KrediVer ile iş ortaklığı antlaşması gerçekleştirildi.

2012 yılında önemli adımlarımızdan bir diğeri de elementer ve emeklilik alanlarında faliyet gösteren, bizim yoğunlaştığımız sağlık alanında faliyette bulunmayan şirketler ile işbirliği antlaşmaları yapmak olacak, bu alanda görüşmelerimizin sonuna geldik, çok yakında güçlerini birbirini daha da büyütmek için çaba harcayan işbirliklerini duyuyorolacaksınız. Acıbadem çok önemli bir marka, artık ürünün önüne geçmiş durumda, sigortacılık alanında da bu markayı daha da yukarı taşıyacağız, hedefimiz 2015 yılında sağlık branşında lider olmaktır. Bu amaçla tüm gücümüzle çalışıyoruz.”

Öte yandan son iki senedir şirket sonuçlarının ortaklarının beklentilerinin de üzerinde olduğuna vurgu yapan Gürcan, “Bundan ötürü sigortacılığın farklı alanlarında da hizmet verme, değer yaratabilme  abiliyetimiz var inancı oluşmakta. Bu yüzden kesin bir şey söylememekle beraber fırsat çıkarsa satın alma ya da emeklilik gibi branşlara girebiliriz” dedi.

Münhasır acenteliğe yönelmek gerekir

Acentelere yönelik olarak şirketine münhasır hizmet veren acentelik yapılarına doğru tekrar yönelmek ve şirketi için değer yaratan acente kavramı güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Gürcan, diğer taraftan, sağlık, hayat, BES gibi uzun süreli sigortacılığı tabiatında bulunduran branşlara acentelerin daha yoğun yönelmesi ve acentelerin bu branşlardaki üretimleri ile müşteri tutma oranını daha da yukarı çıkarabileceklerini söyledi.

Türkiye’nin önemli markalarından biri olan Türk Hava Yolları’nın (THY) sağlık poliçesini yıl başından itibaren yazmayı başladıkları da hatırlatan Gürcan, “Arkadaşlarım 25 bin kişinin poliçesini,  şartlarını, teminat tablolarını 2.5 gün içinde tamamladılar ve teslim ettiler. Zannımca bu bir rekor, THY yönetimi de şaşırdı. THY yönetimi sigortacılığı inanın en az bizler kadar iyi biliyor.

Dolayısı ile onlarla tam bir iş ortağı olarak poliçeyi beraber dizayn ettik ve her iki taraf için de sürdürülebilir bir model yarattık. Hepimizin eli taşın altında. Çok şükür ilk üç ay neticelerine bakıldığı zaman poliçe zarar değil, kâr yaratıyor; bu sektörün beklemediği bir şeydi ama şeffaf, sistemli ve doğru model kurulduğu zaman başarılabiliyormuş. Biz bunu bir daha test ettik” diye konuştu.

Acıbadem markası sağlıkta 'Selpak' gibi

Acıbadem markasının sağlık alanında “Selpak” gibi bir marka olduğuna değinen Gökhan Gürcan, “Kişiler sağlık sigortası alacakları zaman Acıbadem Sigorta’nın teklifini görmek istiyor. Yani markanın önemli faydası var üzerimizde. Diğer taraftan biliyorsunuz sigorta şirketleri hastanelerden yarattıkları ciroya göre indirim alıyorlar. Biz de diğer sigorta şirketleri gibi farklı bir yerde olmaksızın ciromuza ve ürün içeriğimize göre indirimler alıyor ve avantajlı öneriler müşterilerimize  sunabiliyoruz” dedi.

Tamamlayıcı sağlık iyi tasarlanmalı

Sağlık sigortalarının daha da gelişmesine yönelik nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine yönelik
görüşlerini paylaşan Gökhan Gürcan, “Avrupa’da sağlık, hayat dışında en büyük paya sahip ikinci branş iken ülkemizde ise yüzde 14’lük bir pay ile ancak 4. sırada yer alıyor. Bugün özel sağlık  sigortalıların demografik yapısına baktığımızda hala AB ve C1 SES grubunu görüyoruz. Özel sağlık sigortaları olarak gerek gelir seviyeleri dolayısıyla gerekse devletin genel sağlık sigortası politikası dolayısıylaalt SES gruplarına henüz ulaşamamış durumdayız. 

Devletin sağlık giderlerine ilişkin yükü gün ve gün artmakta, gelişen teknoloji ve artan refah seviyesi ile ise beklentiler yükselmektedir. Bu noktada devlet ve özel sektör el ele vererek bu yükü makro düzeyde atılacak adımlar ile paylaşmalıdır. Tamamlayıcı sağlık bu noktada çok önemlidir. Ancak neyin tamamlanacağı, nasıl tamamlanacağı çok iyi düşünülmelidir, bu iş iyi tasarlanmaz ise özel sağlık sigortacılığı kendi yok oluş girdabını yaratabilir.

Öncelikli olarak hastanelerin alacakları katkı payına üst limit konmayarak, serbest rekabet koşullarına bırakılabilir, bu durumda kimi hastane yüzde 70 ile çalışırken kimi hastane yüzde 200 almayı tercih edecektir, bu noktada da özel sigortalar segmente olmuş ürünler ile, ilgili hastanelerin networklerinde yer aldığı ürünler tasarlayarak halkın üzerinde taşıdığı riski sigortalayarak, yeri geldiğinde sıfıra indirecektir” dedi.

Rekabet bireyselde oturdu ama kurumsalda çok yol var

Sağlık branşında 2010 yıl sonu itibariyle yüzde 109.2 olan bileşik rasyosunun 2011 yılında
yüzde 105 olarak gerçekleştiğini ve bunun da sektörde pazar payına dayalı rekabetten yavaş yavaş uzaklaşıldığı şeklinde yorumlanabileceğini belirten Gökhan Gürcan, “Kâr odaklılığın, yöneticilerin yalnızca söylemlerinde kalmadığı ve uygulamalara da yansımaya başladığı yönünde iyi sinyaller veriyor. Özellikle bireysel sağlık sigortalarında genele yaygın bir iyileşmeden bahsedebiliriz..

Ancak kurumsal işlerde sektörün önünde hala alması gereken çok yol olduğunu düşünüyorum. Yalnızca fiyatlama anlamında değil yüksek riskli hastalığı bulunan kişilerin grup dışına çıkarılarak ferdi sigorta kapsamına alınması gibi etik olmayan yaklaşımların terk edilmesi gerekiyor. Kısa vadede kurumlara bir çözüm önerisi olarak götürülen bu gibi yöntemlerin orta ve uzun vadede sektöre hiçbir getirisi olmadığı gibi sigortalı açısından ciddi güven kaybına neden olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Yaş ilerledikçe prim artıyor, bu düzenlenmeli

Ülkemizdeki sağlık sigortası ürünlerinin benzer ülkelerle kıyaslandığı zaman oldukça gerilerde olduğuna dikkat çeken Gökhan Gürcan şunları söyledi: “Acıbadem Sigorta olarak amacımız sağlık sigortacılığında makro düzeyde yenilikler, değişiklikler yapılması yönünde fikir üretmek ve yetkili merciler ile paylaşmak. Doğru olan kazanılan prim üzerinden pazar payı hesaplaması yapılması ve şirketlerin buna göre ölçümlenmesidir.

Öte yandan tarife fiyatlamalarında yaş ilerledikçe fiyatın artmasını engelleyecek değişiklikler bugünden benimsenmeli, şu anda kişilerin emeklilik döneminde gelirleri düşerken, prim seviyeleri en üst noktaya gelmektedir. Bu durumu gidermek için ‘İlerideki yaşlar risk primi’ ve ‘İlerideki yaşlar riskler karşılığı’ gibi kavramların yaratılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Bu da ayrı bir fon olarak ayrıca ekonomik derinliği destekleyecektir.”