Alacak sigortasına ilgi artıyor
Euler Hermes’in TOBB ile birlikte yaptığı bir çalışmaya göre, Türkiye’de bu yıl 17 bin şirket iflas edecek ve 16 milyar TL tutarında çekin karşılığı ödenmeyecek. Bu riski gören şirketler, çözümü alacak sigortasında buluyor
SEDAT ALP
İZMİR - Dünya Bankası’nın yayınladığı endekse göre Türkiye, alacakların tahsilatı konusunda bazı Ortadoğu ülkelerinden daha geride. Araştırmalara göre Türkiye’de bu yıl 17 bin şirket iflas edecek ve 16 milyar TL tutarında çekin karşılığı ödenmeyecek. Bu da tahsilat konusunda şirketlerin gözünü korkutuyor. Buna ödenmeyen alacaklar için açılan davaların uzun sürmesi ve maliyetli olması eklenince, firmalar çözümü alacaklarını sigortalamada buluyor. Alacakların sigortalanması konusunda dünya çapında firmalara 789 milyar euro tutarında teminat sağlayan Alman Euler Hermes, Türkiye’de ise 4 milyar euro seviyesinde teminat miktarına ulaştı. Türkiye’de Euler Hermes’in alacak sigortası poliçesini en çok perakende sektörü kullanıyor. Bu sektörü kimya, gıda ve inşaat sektörleri takip ediyor.
DÜNYA Gazetesi’nin Almanya’nın sigorta devi Alianz’ın alacak sigortası konusunda faaliyet gösteren şirketi Euler Hermes ile ortaklaşa düzenlediği ‘Güvenli Ticarette Yeni Ufuklar’ konulu toplantıların ikincisi İzmir’de yapıldı. Hilton Oteli’nde düzenlenen toplantıyı DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yönetti. Güldağ, ticarette risklerin ve onları ortadan kaldıracak yöntemlerin konuşulduğu toplantıdan çıkacak sonuçları DÜNYA Gazetesi aracılığı ile Ankara’ya ve iş dünyasına aktarmayı hedefl ediklerini vurguladı.
Alacak davası ortalama 3.3 yıl sürüyor
Euler Hermes Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner, alacak tahsilatı konusunda bazı Ortadoğu ülkelerinden daha geri pozisyonda olan Türkiye’de şirketlerin alacaklarını sigorta kapsamına alarak daha güvenli ticaret imkanına kavuşabileceğini vurguladı. Özüner, “Dünyada yaygın olarak kullanılan bu sistemin Türkiye’de de yaygınlaşması için çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’de alacak sigortası kapsamında verdikleri teminat miktarının 4 milyar euroyu bulduğunu aktaran Özüner, “En yüksek riski 616 milyon euro tutarındaki teminat ile perakendede taşıyoruz. Toplam teminatın yaklaşık yüzde 15’ini bu sektöre verdik. Sıralamayı yüzde 13’lük payla kimya, yüzde 11 ile gıda, yüzde 10 ile inşaat sektörleri takip ediyor” dedi. Özüner, Dünya Bankası’nın her yıl açıkladığı endekse göre, Türkiye iş yapma kolaylığı açısından 189 ülke arasında 69. sırada yer alırken, alacağın tahsil edilmesi konusunda ise 130. sıraya gerilediğini aktardı. Bunun Türkiye’de ticaret yapanların alacağını tahsil etme konusunda çok ciddi sorun yaşadığına işaret ettiğini vurgulayan Özlem Özüner, “Türkiye’de alacak davası açıldığında ortalama 3.3 yıl sürüyor ve bu yatırılan aktifin neredeyse yüzde 15’ine mal oluyor. Tahsilat oranı yüzde 22, yani paranızı batırdığınızda neredeyse kurtaramıyorsunuz. Tunus’ta ise acze düşmüş bir alacağı tahsil etmenin maliyeti aktifin yaklaşık yüzde 7’sine mal oluyor ve yüzde 52 tahsilatlarını kurtarma kabiliyetleri var ” dedi.
Bu yıl 17 bin şirket iflas edecek ödenmeyen çek 16 milyar TL olacak
Özüner, Euler Hermes’in TOBB ile birlikte yaptığı bir çalışma kapsamında bu yıl Türkiye’de 17 bin şirketin ifl as, ifl as erteleme ya da kapanma riski taşıdığının öngörüldüğünü açıkladı. Gelişmiş dünyada artık kullanılmayan vadeli çekin, Türkiye’de devam eden bir uygulama olduğuna işaret eden Özüner, “Vadeli çek Türkiye’de sanal bir piyasa haline getiren, aslında enfl asyona da olumsuz etkisi olan bir gerçek. Biz şirketlerin kendi nakit akışlarını korurken, uygun olmayan bu tarz teminatlara dikkat etmelerini, şirket için de mutlaka ticari kredi yönetimine geçmelerini öneriyoruz. 2014’ün ilk yarısında karşılıksız çekler yüzde 3.8 arttı. Yıl sonuna kadar 16 milyar TL ödenmeyen çek olacağını öngörüyoruz” dedi.
Yabancı tarımda yatırıma gelmek istiyor
Özüner, Euler Hermes olarak Türkiye için tarımın hala önemli olduğunu, bu sektörde yapılacak bir takım reform ve inovasyon çalışmalarının katma değer olarak döneceğini düşündüklerini söyledi. Yabancı yatırımcının tarıma ciddi sermaye getirmek istediğini, ama yerel girişimcinin de tarımdaki yeni trentleri takip etmesi gerektiğini vurguladı. Özüner, şunları söyledi: “Euler Hermes’in Türkiye’de sektörler açısından risk analizini gösteren grafiğe göre, ilaç, gıda, perakende ile makine ve ekipman sektörlerinde 2014 ve 2015 yıllarında olumlu gelişmeler bekliyoruz. Bazı riskler taşımalarına rağmen olumlu gelişmeler beklenen sektörler ise araç üreticileri, otomotiv ve yan sanayi, ulaşım, bilgi işlem, dayanıklı tüketim, bilgisiyar, telefon ile tekstil sektörleri. Türkiye’de henüz hiçbir sektörü krizde olarak tanımlamıyoruz ancak inşaat, kağıt, metal, kimya ve elektronik biraz daha riskli gördüğümüz sektörler.”
İzmir tarımının Türkiye ekonomisine katkısı 8 milyar TL
İzmir’le ilgili değerlendirmelerde de bulunan Özlem Özüner, tarımın İzmir için önemini koruduğunu belirterek şunları söyledi:
“İzmir’in tarımsal faaliyetlerinin ülke ekonomisine katkısı 8 milyar TL. Sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 9’unu karşılıyor İzmir. 9’u faaliyette olmak üzere 13 OSB var. İzmir Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 14’ünü karşılıyor. Biz İzmir’de toplam 363 milyon euro risk taşıyoruz. En çok teminat verdiğimiz sektör, 80 milyon euro ile kimya sektörü. Bu kentteki verdiğimiz toplam miktarın yüzde 22’sini oluşturuyor. Onu yüzde 43 milyon euro ve yüzde 12 ile gıda sektörü izlerken sıralamayı perakende ve metal sektörleri izliyor.”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkan Vekili Erdoğan Çiçekçi, daha önce alacak sigortası yaptıran bir işadamı olarak, alacak sigortasının gerçekten insanın gece uyumasını rahatlatan bir uygulama olduğunu düşündüğünü, ancak sigorta şirketlerinin daha hızlı hizmet verebilir noktaya gelmesi gerektiğini vurguladı. Yeni bir müşteri ile karşılaşıldığında istihbarat almanın son derece zor olduğuna işaret eden Çiçekçi, “Bankalar çok da doğru istihbarat veremeyebiliyor. Ama sirgorta şirketleri aldığı verileri bir çok paramatre ile değerlendirip, yan şirketlere kaçak noktalara kadar araştırmasını yapıyor. Bu çok fazla zaman kaybına yol açıyor. Bazı müşteriler 2-3 gün içinde teklif istiyor. Sigorta şirketlerinin müşterisi hareketli olan yerlerde çalışabilmesi için çok hızlı olması gerekiyor” dedi.
Belirsizlik karar almayı zorlaştırıyor
DÜNYA Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt da ekonomide oynaklık ve belirsizliğin artmasının şirket yöneticilerinin karar almasını zorlaştırdığını belirterek, “Firmalar bu ortamda insan kaynaklarını kafa yormaya yönlendirmeli. İkincisi sistem kapasitesi, yani insan ve sermaye kaynaklarını iyi koordine ederek iyi işletmeli. Teknolojiye çok kolay ulaşılabiliyor ve kopyalanabiliyor. Ama uluslararası marka yaratmazsanız ticareti güven altına alamazsınız. Rekabetin yapısı değişti. Ölçek ekonomisine erişmek, esneklik ve hız da gerekiyor. Büyük transatlantik gemi gibi değil, aynı limana aynı zamanda ulaşabilen bir hücüm bot gibi olmalı. Analitiği bir tarafa bırakır, döviz ve faiz değişkenlerine kafa takarsanız yandınız. Metodunuz var analitik yeteneğinizi varsa geleceği öngörmek ve önlem almak mümkün. Sigorta sistemleri, banka sistemlerini ve fonları iyi kullanma imkanınız var” şeklinde konuştu.
Sun Grup CFO’su İlknur Rodoplu, şirketlerinde risk yönetim sistematiği bulunmasına rağmen daha güvenli bilgiye ulaşmak için Euler Hermes’le çalıştıklarını, bunun satış ekibini ve müşterileri belli bir sistematik çerçevesinde disipline etme avantajı sağladığını belirtti.
Herşeyi enerji piyasası belirleyecek
DÜNYA Gazetesi Yazarı Osman Ata Ataç, ekonomide kötümser senaryoya doğru bir eğilim olduğunu, ekonomide senaryoları etkileyen önemli etkenlerin başında enerjinin geldiğini vurguladı. Dünyada tüm sektörlerin enerjideki gelişmeleri yakından takip etmek zorunda olduğunu belirten Ataç, özetle şunları söyledi: “Enerjiye ihtiyacı olan Avrupa, büyük bir açığı var. Çin ve Hindistan’ın da ihtiyacı var. Avrupa’nın kendi enerji ihtiyacını karşılayacak sistemi kurması lazım. Çin ve Rusya ciddi anlaşmalar yapıyor, kendi paraları ile ticaret yapacak. Enerji ticaretinin dolarla yapılmaması, doları finans piyasalarının dışına iter ki o zaman ticareti bitirecek ticaret olur. Rusya, Çin, Hindistan, Kazakistan Hazar Havzası’nın zengin petrol kaynaklarının denetimi ile dünya enerji piyasasının geleceğini şekillendirecek. Bu bizim Avrupa pazarlarına yakınlıktan elde ettiğimiz avantajı elimizden alan bir şey. Üzerimizden geçen borular yüzünden mutluyuz demememiz lazım. Bu piyasanın içine girmemiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde kötümser senaryo daha geçerli olacak. O kötümser senaryo içinde ne kadar belirsizliği riske çeviriyorsanız o kadar iyi. “