Serbest piyasaya dokunmadan çalışma yapılmalı

Recep ERÇİN

Index Grup Şirketleri Yö­netim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, enflasyon­dan iş yaşamına, dezavantaj­lı gençlerin bilişime erişim­leri için kurdukları vakıftan Fenerbahçe’ye kadar bir dizi konuda sorularımızı yanıtla­dı.

35 yıl önce genç bir bilgisa­yar mühendisi iken birkaç ay­lık maaşı ile kurduğu Index’in bu yıl 2 milyar dolara yaklaşan bir ciro ile küresel teknolo­ji markalarını Türkiye ile bu­luşturduğunu belirten Bilecik, bugün 20 yaşlarında olsa daha bölgesel kalan bir şirket yerine uluslararası arenada rekabet eden bir şirket kurmayı hayal edebileceğini söyledi. “İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe yaşar” diyen Bilecik, günümüz dünyasındaki baş döndürücü gelişmelere bakınca “Topun gittiği yöne değil gideceği yö­ne” odaklanarak başarılı olu­nabileceğini vurguladı.

“Anlamakta hâlâ zorlanıyoruz”

Maslak’taki ofisinde aylar önce sözleştiğimiz sohbet için bir araya geldiğimiz Erol Bile­cik, 12 Ocak 2017 – 20 Şubat 2019 tarihleri arasında TÜSİ­AD Yönetim Kurulu Başkanı olarak da görev yaptı.

Bu nok­tada Bilecik’e, ülkenin önce­likli ekonomik sorunlarından olan hayat pahalılığının çözü­mü konusundaki görüşlerini sorduğumuzda, maliye politi­kası, para politikası ve yapısal reformlar üçgeninin yeterin­ce çalışmadığı dönemler neti­cesinde; yiyecek içecek sektö­ründen temel ihtiyaçlara ka­dar her alanda bambaşka fiyat yapılarının gündeme geldiği­ni belirtti.

Erol Bilecik, “İlkin çok acemice şaşırdığımız da­ha sonra belki bir anlamda ka­nıksadığımız ama anlamakta hâlâ zorlandığımız durum or­taya çıktı. Hızla bundan uzak­laşmak gerek. Enflasyon do­ğal olarak çok hızlı gelebiliyor ama maalesef geldiği zaman da gitmesi zaman alıyor” ifa­delerini kullandı.

“Ekonomik sebeplerden kaynaklanmıyor”

Türkiye’nin enflasyonda ge­lişmiş ülkelerden negatif ay­rıştığını anımsatan Bilecik, hayat pahalılığının bütün ke­simleri etkilediğini not etti. Çözümün iyi ve doğru iktisat teorilerine dayanan bir eko­nomi politikası ile biraz da acı reçeteyi içmek olduğunu ifa­de eden Bilecik, “Ama bunların temelinde de sabır olması ge­rekir.

Yüksek enflasyon ve iş­sizliğin temeline bakıldığı za­man ekonomik sebeplerden kaynaklanmayan nedenlerden meydana geldiğini görüyorsu­nuz. Bunun için daha güçlü de­mokrasi lazım, daha güçlü bir hukuk sistemi lazım. Yapısal reformlar içinde bu anlamda tabi ki bağımsız yargı ve özgür­lükler lazım. Denge sistemleri lazım” diye konuştu.

“Şimşek, güven uyandıran bir isim”

“Serbest piyasa ekonomisi­ne dokunmadan” enflasyon­la mücadele edilmesi gerek­tiğini dile getiren Erol Bile­cik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün ülkeler enflasyonla mücadele ederken eğer başa­rılı oluyorsa sizin de olmama­nız için bir neden yok.

Burada ama sadece işte dediğim gi­bi mali politikalar veya sade­ce Merkez Bankası’nın poli­tikalarıyla olmaz bu iş. Hem yapısal reformlar lazım hem de ekonomik olmayan sebep­lerden kaynaklanan negatif etkileri ortadan kaldırabile­cek kararları rahatlıkla alı­yor olmanız lazım. Sayın Ba­kanımız Mehmet Şimşek’ten bütün iş dünyası son derece umutlu. Bu anlamda güven uyandıran bir ismi var.

Enf­lasyonun gelmesi seri oluyor ama gitmesi vakit alıyor. Ön­ce bu yüzde 40’lı seviyeler­den yüzde 20’leri görmek ge­rek. Bu epey bir acı reçetenin büyük bir sabırla içilmesi ge­reken süreç yönetimi. Arka­sında da tekrardan gelişmiş ülkelere yakınlaşan yüzde 5 enflasyon sınıfına geçilebi­lir. Bunun için önümüzde bir hayli uzun mesafe var. Bunu sabırla bekleyen iş insanla­rından biriyim. Ama bu reçe­teyi de içmek zorunda kaldı­ğımıza dair de en ufak bir iti­razım yok.”

“Enflasyondan hızla kurtulmamız gerek”

Bu noktada Bilecik’e “Enf­lasyonu obezite gibi düşünür­sek acı reçete yerine acaba di­yet reçetesi desek. Fit olmak gibi. Katılır mısınız?” diye sor­duğumda, “Hiçbir itirazım yok. Ama o sağlıklı reçeteyi alıyor olmanız gerekir. Bunun için de uzman doktora ihtiyaç var. Bu anlamda hakikaten ekonomi­nin baş uzmanı Sayın Mehmet Şimşek’e benim şahsi güvenim sonsuz. Ekonominin fit olması için de bizim bu enflasyon arı­zasından hızla kurtulmamız gerek” yanıtını verdi.

Gençlerin bilişime erişimi için vakıf kurdu

 Anadolu’da eğitim gören gençlerin metropollere kıyasla en az 3-4 kat daha fazla çalışmak zorunda kaldıklarını belirten Erol Bilecik, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için Bilişim ve Eğitime Erişim Vakfı’nı kurduklarını kaydetti.

Vakıf çatısı altında Anadolu’daki gençlerin bilişim araçlarına erişimi için faaliyetler yürüteceklerini anlatan Bilecik, “Bu böyle basketbolda üçlük atmak gibi bir şey. Anadolu’da okuyorsanız siz sürekli üçlük atmak zorundasınız. İkiliklerle açığı kapatma şansınız olmaz. Buradan yola çıkarak Anadolu’da lise ve üniversitede okuyan gençlerimize uzun yıllardır çeşitli projelerimizle maddi manevi destek olmayı kendimize görev edinmiştik.

Bilişim eğitimi alan gençleri İstanbul’a getirmek, burada stajlarını yaptırmak ve onların bir ay boyunca İstanbul gibi büyük bir metropolde yaşamayı tecrübe etmelerini sağlamak için çalıştık. Sonuç olarak yıllardır sürdürdüğümüz bütün bu eğitime destek projelerini tek bir çatı altında çok daha güçlü bir şekilde yönetmek üzere bir vakıf kurmaya karar verdik. Gerek madden gerek manen bu vakıf altında çeşitli projeler yapacağız. Hatta çok yakında birini kamuoyuna da duyuracağız” diye konuştu.

“Bugün 20’li yaşlarda olsam uluslararası bir şirket kurardım”

Bundan 35 yıl önce çalıştığı firmadan ayrılarak birkaç aylık maaşı ile kurduğu şirketin geldiği noktadan hayli memnun olmakla birlikte, bugün 20’li yaşlarında olsa dünya çapında uluslararası bir şirket inşat etmek için çalışacağını dile getiren Erol Bilecik, “Biz 35 yıllık öykünün sonunda ulusal çapta bir oyuncu olduk.

Oysa bunu uluslararası bir yapıya dönüştürmek gerekirdi” dedi. Bugünün dünyasında topun gideceği yere koşma meselesine bakınca daha çok teknoloji dünyasında fırsatlar gördüğünü anlatan Bilecik, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan Vekili olarak ise takımın hem ulusal hem uluslararası başarıları için Başkan Ali Koç ile birlikte ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarını ifade etti.