Plansız yatırım sektörler için küçülme getirecek
Artan maliyetler ve ekonomik sıkılaşmanın etkisiyle bazı sektörlerde kapasite düşürülürken, bazı sektörlerde ise şişen kapasiteler ‘kârsızlık’ yaşatıyor. Plansız kapasite yatırımları nedeniyle birçok sektörde küçülmeler bekleniyor. Bunun sonucu olarak da firmalar çıkışı konkordatoda arıyor.
Nurdoğan A. ERGÜN
Alüminyum, tekstil ve hammaddeleri ve tekstil terbiye boyahaneleri gibi bazı sektörlerde son 5 yılda artan ‘kontrolsüz’ yatırımlar, global talep daralmasının da etkisiyle kapasitelerin şişmesine neden oldu. Özellikle alüminyum sektöründe son 5 yılda oyuncu sayısında yüzde 26.4’lük artış yaşanırken, maliyetlerin de etkisiyle iş yapmakta zorlanan firmalar, çıkışı konkordatoda arar hale geldi.
Alüminyum sektöründe bir hafta içerisinde aralarında Alucoreks Alüminyum, Alel Alüminyum gibi firmaların da bulunduğu 4 firma aynı anda konkordato ilan etti. Yaklaşık bin 500 firmanın bulunduğu sektörde, 2024 yılı ihracatı miktar olarak yüzde 7.3 oranında artsa da sektörün uluslararası pazarlarda rekabet gününün erimesi birim fiyata yüzde 5.99 düşüş olarak yansıdı.
Kontrolsüz yatırımlar nedeniyle alüminyum sektöründe kapasitelerin şiştiğini söyleyen İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Alüminyum Komitesi Başkanı Ali Bakaner, plansız teşvikler nedeniyle gerçek talepten 3 kat fazla kapasite oluştuğuna işaret etti. Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Vehbi Canpolat da benzer şekilde fizibilitesi yapılmadan, teşvik ya da kredilerle hayata geçirilen çoğu yatırımın bu dönemde zorlandığını söyledi. Canpolat’a göre, talebin üzerinde artan kapasiteler 2025’te sektörde yüzde 10 küçülme getirecek.
“Tüm sektörlerde eleminasyon dönemi başladı”
“Tekstil başta olmak üzere Türkiye’nin en büyük problemi plansızlık” diyen Vehbi Canpolat, tekstil terbiye sanayinde toplam 600 boyahanede günlük 15 bin tondan fazla ürün çıktığını, gerçek talebin ise bu rakamın altında kaldığını belirtti. Özsermayesi olmayan ve kar edemeyen işletmelerin sektörde kalamayacağını ifade eden Canpolat, o nedenle bütün sektörlerde eleminasyon döneminin başladığını söyledi.
Yeni yatırımlar konusunda ise “İzin verilmemeli” yorumunu yapan Canpolat, şunları söyledi: “Geçmişte benzer durum iplikte yaşandı ve Türkiye’nin iplik kapasitesi 2 milyon 750 bin iğden bir anda 5 milyon 250 bin iğe çıktı. Türkiye’de ihtiyaçtan daha fazla iplik kapasitesi oldu. O nedenle de planlama şart. Her ülke iç tüketimi ve çevre ülkelere satacağı kadarını üretmeye dönük sanayisini korumaya başladı. Bizim de sanayimizi koruyacak planlamaya gitmemiz şart.”
"Rekabet için fiyat kırmaya başladık"
Alüminyum tarafında ise kapasite fazlalığının fiyatlara olumsuz yansıdığını dile getiren İDDMİB Alüminyum Komitesi Başkanı Ali Bakaner, ihracat miktarındaki artışa rağmen birim fiyatta yaşanan düşüşe işaret etti. 2023’e göre 2024 yılında miktarda yüzde 7.30, değerde yüzde 0.87 artış yaşayan alüminyum sektörünün kilogram birim fiyatı yüzde 5.99 düşüş yaşadı. Sektör, geçen yıl 4.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Önceden Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) sektörleri inceleyip raporlar hazırladığını ve ona göre teşvikler verildiğini anlatan Ali Bakaner, “Maalesef bu kurumumuzdan mahrum kaldık. Özellikle pandemiden sonra alüminyum sektörünün para kazandığını gören firmalar fizibilite yapmadan bu alana yatırım yaptı. iyi para kazandı. Dolayısıyla şu anda 3 kat fazla kapasite oluştu. Maalesef bu kez de rekabet için fiyat kırmalar başladı. Kalitemizle, hizmetimizle, katma değerimizle değil maalesef fiyat kırarak rekabet etme yarışı başladı” dedi.
Düşük fiyatlarla kendi ayağımıza, sektörümüze kurşun sıkıyoruz” diyen Bakaner, “Şu anda üzerinde durmamız gereken en önemli konu verimli ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışıyla yeni ürünlerle, yeni pazara açılmak. Ancak, Almanya’nın başı çektiği Avrupa Birliği ülkeleri antidamping çalışması yapıyor. Dolayısıyla mevcut pazarlarımız daralıyor” diye devam etti.
“Bu fiyatlarla Çin’e çalışmış oluyoruz”
Ali Bakaner, 100’ün üzerinde dökümhane bulunduğunu söyledi. Bakaner, “Biz bu fiyatlarla ancak Çin’e çalışmış oluruz. Bizim rekabet gücümüz düştükçe artan maliyetler karşısında Çin’den ithalat daha da artar. Nasıl bazı ülkeler yerli üretimini korumak için kota uyguluyorsa bizim de mutlaka bu durumu göz önünde bulundurmamız lazım” yorumunu yaptı. Bakaner, Dunald Trump’ın göreve gelmesiyle Çin ürünlerine uygulayacağını açıkladığı vergilerle Türkiye’nin yeniden üretim merkezi haline gelebileceği umudunu taşıdıklarını da paylaştı.