Parasal sıkılaştırma iç talebi soğutmada etkili olmadı

İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, enflasyonla mücadele konusunda atılan adımları değerlendirdi. Özgener, enflasyonun düşebilmesi için, tüketimin sürüklediği büyüme kompozisyonunun mutlaka değişmesi gerektiğine işaret etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, enflasyonla müca­delenin ülke ekonomisi açısın­dan en kritik konu olmaya devam ettiğini söyleyerek, tüketimdeki büyümeye dikkat çekti.

Tüketimdeki büyümenin yıl­lık yüzde 7,3 ile ekonominin ana gücünü oluşturduğunu belirten Özgener, “Daha da önemlisi, bu büyüme hızı ve dağılımının enf­lasyonu düşürmeye yardımcı ol­madığını düşünüyoruz” dedi.

Haziran ayı meclis toplantı­sında üyelere seslenen Özgener, enflasyonun düşebilmesi için, tüketimin sürüklediği büyüme kompozisyonunun mutlaka de­ğişmesi gerektiğine işaret ede­rek, “Bu noktada daha çok akıl­lı büyüme ve ihracatın önderlik ettiği büyüme stratejilerine yö­nelmeliyiz. Açıklanan veriler, 2023’ün 3.çeyreğinden bu yana uygulanan parasal sıkılaştırma­nın iç talebi soğutmada yeterin­ce etkili olmadığını maalesef te­yit ediyor. İlave sıkılaştırma ve ek likidite önlemlerinin 2024’ün 2.çeyreğinden itibaren iç talep üzerinde daha yüksek bir etkiye sahip olmasını bekliyoruz” dedi.

“İnatçı bir enflasyon var”

Mevsimsellikten arındırılmış üç aylık büyümede bir daralma yaşanacağının açık olarak göz­lemlendiğini söyleyen Özgener, “Piyasa beklentisi 2024 yılso­nu büyüme oranı için yüzde 3,3 seviyesindeyken, bunun için yı­lın geri kalanında ekonominin önemli ölçüde soğuması, hatta çeyrek bazında küçülmesi gere­kiyor. Bu da parasal ve mali da­ralma politikalarının etkinliği­nin artması gerektiğine işaret ediyor.

Konuyla ilgili, Merkez Bankası’nın tahminlerine baka­rak 2025 yılının ilk yarısına ka­dar önümüzdeki 1 yıl yavaşlama ve daralma ihtimali olduğunu değerlendiriyoruz. İş insanla­rı olarak talebin kısılması ve bu­na bağlı olarak ekonominin so­ğumasını tercih etmek, normal şartlarda mal ve hizmet piyasa­larındaki işletmeler için kolay­ca kabullenilebilecek bir durum değil. Fakat her türlü parasal ve mali sıkılaştırma önlemlerine rağmen diğer ülkelere göre ha­la çok yüksek seyreden inatçı bir enflasyonla mücadele etmeye devam ettiğimizi de görmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Bu kı­sır döngüyü kırmanın yolunun enflasyonla mücadelede önemli bir dönemece yaklaştığımız bu konjonktür koşullarında millet­çe biraz daha fedakarlık yapmak olduğunu kaydeden Özgener, “Enflasyon ne kadar hızlı düşer­se, reel sektör olarak yüksek fa­izin yarattığı daraltıcı etkiden o kadar az etkileneceğiz ve daha kolay kurtulacağız. Öte yandan vatandaşın satın alma gücünün yeniden dengeye gelmesi, istik­rarlı bir artışa kavuşması da bu­na bağlıdır. Bu nedenlerle, enf­lasyonun hızlı düşüşünü sağla­mak için atılacak adımlar, sıkı para politikasının inandırıcılığı ve hedeflenen sonuçlar alınınca­ya kadar devamlılığı büyük önem taşıyor” dedi.

Öte yandan parasal politika­lara mali politikaların eşlik et­mesi gerektiğinin de altını çizen Mamhmut Özgener, vergi pake­tine ilişkin spekülasyonların da enflasyonla mücadele politika­larına zarar vermemesi gerekti­ğini dile getirdi. Bu şartlar altın­da, uygulanan ekonomik progra­ma iş dünyasının mutlaka sahip çıkması gerektiğini söyleyen Öz­gener, “Adil, işletmelerimizin re­kabetçiliğinin artmasına destek sağlayan, yeni yatırımların önü­nü açan, dolaysız vergilerin pa­yının arttığı, yalın bir vergi sis­temine her zaman destek ver­diğimizin de altını bir kez daha çizmek isterim” dedi.