Özdemir: Bakliyatta üretime ivme kazandırmalıyız
Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, bakliyat ihracatı rakamlarının illere göre değerlendirildiğinde; Mersin’in bakliyat dış ticaretinin merkezi konumunda olduğunu söyledi.
Özdemir, 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde gerçekleştirilen 403 bin tonluk ülkemiz bakliyat ihracatının yüzde 93’ünün Mersinli firmalar tarafından yapıldığını, bu dönemde sadece bakliyattan elde edilen ihracat gelirinin kentin toplam ihracatının yüzde 22’sini oluşturduğunu kaydetti.
Tarım ve gıda sektörünün son üç yıldır olağandışı bir dönemden geçtiğini aktaran Başkan Özdemir, pandemi, kuraklık, iklim değişikliği, devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, dünya genelinde yaşanan gıda enflasyonu ortamı gibi nedenlerle, ülkelerin bu süreçte tarım ve gıdada özellikle de kendi kendine yeterlilik bağlamında daha korumacı politikalar uygulamaya başladığını ifade etti.
Bu zor döneme karşın Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) verilerine göre Türkiye'nin bakliyat ihracatının bir önceki yılın ilk altı aylık dönemine kıyasla miktar olarak yüzde 15 artarak 403 bin ton seviyesine ulaştığını dile getiren Özdemir, bu miktar karşılığında ülkemizin 320 milyon dolar ihracat geliri elde ettiğini söyledi.
İhracatın yüzde 55’i kırmızı mercimek, yüzde 37’si kuru bezelye
Başkan Özdemir, ürün bazında analiz edildiğinde ülkemiz bakliyat ihracatının yüzde 55’ini kırmızı mercimeğin oluşturduğunu, DİR kapsamında başta Kanada olmak üzere Kazakistan, Avustralya ve Rusya gibi ülkelerden getirilen kırmızı mercimeğin işlenerek yeniden ihraç edildiğini belirtti.
Özdemir, “Irak, Sudan, Almanya ve Mısır ihraç pazarımızın yüzde 77’sini oluşturmaktadır. Ülkemizin 2023 yılı ilk altı aylık döneminde gerçekleştirdiği bakliyat ihracatının yüzde 37’sini ise kuru bezelye oluşturmaktadır. Dış ticarette sürekli arayış içinde olan firmalarımız, 2011 yılından bu yana kuru bezelye ticaretine yönelmeye başlamışlardır.
Firmalarımız, ülkemizde üretimi sadece 2 bin 392 ton olan kuru bezelyeyi yüzde 73’ü Rusya’dan olmak üzere Ukrayna, Kanada ve ABD gibi ülkelerden ithal ederek, işleyip yeniden yurt dışına ihraç etmektedirler. Irak başta olmak üzere Yemen, Kenya, Togo ve Sri Lanka en önemli kuru bezelye ihraç pazarlarımızdır” dedi.
Üretime ivme kazandırmalıyız
Son 30 yılda dünya genelinde bakliyat ekili alanların yüzde 35, bakliyat üretiminin ise yüzde 59 arttığına vurgu yapan Özdemir, ülkemizde ise aynı dönemde bakliyat ekili alanların yüzde 49, bakliyat üretiminin yüzde 28 azaldığını kaydetti. Son 15 yıldır bakliyat üretim miktarında yıllar itibariyle 1 ila 1,3 milyon ton arasında dalgalanmalar yaşandığını, buna karşın nohut ve kırmızı mercimek üretiminde dünya genelinde 4. sırada bulunduğumuzu belirten Özdemir, “Her iki ürünün de ihracatında 3. sırada yer alıyoruz.
Ancak sektör olarak en büyük arzumuz gen merkezi ülkemiz olan bakliyatta ithal ürünlerin öncesinde yerli mahsuller ile hem iç tüketimin karşılanması hem de mevcut ihraç pazarlarının korunarak yeni pazarlara ulaşılmasıdır. 5 Nisan 2023’te yayınlanan 7442 Sayılı Orman Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından şu an tarımsal üretimin planlanmasına ilişkin çalışmalar yapılıyor. Bakanlığımızdan beklentimiz bu çalışmalarda bakliyatın, piyasanın hâkimi olan Kanada’da olduğu gibi özel ürün statüsünde görülmesidir” diye konuştu.
Özdemir, diğer yandan münavebeli ekim şartı çerçevesinde baklagil ekiminin zorunlu hale getirilmesi, sertifikalı tohum konusunda hububatta olduğu gibi bakliyatta da sertifikalı tohum üretimi ve kullanımını özendirecek mekanizmanın güçlendirilmesinin faydalı olacağı bilgisini verdi.
"Su ihtiyacı daha az olan ürünler desteklenmeli"
Günümüzün en önemli sorunlarından kuraklıkla mücadele için su sıkıntısı yaşanan alanlarda, su ihtiyacı birçok ürüne kıyasla çok daha az olan nohut ve mercimek ekiminin daha fazla desteklenerek özendirilmesi gerektiğini söyleyen Abdullah Özdemir, "Bu adımlar atıldığı taktirde, ülke olarak bakliyat üretiminde sıçrama yapacağımızı düşünüyoruz. Böylece üretim ve tüketim geçmişimiz asırlara dayanan ve yerleşmiş ticaret kültürümüz olan bakliyatta rekabetçi pozisyonumuza yeniden kavuşabilir ve 80’li yıllarda olduğu gibi 2 milyon tonu aşkın üretim hacmine ve bunun yarısını ihraç edecek konuma ulaşmayı başarabiliriz” diye konuştu.