Türkiye, hafif ticari araca odaklanmalı

2013 yılının 9 aylık döneminde otomobil pazar ve üretim açısından rekor kırarken, hafif ticari araçlar pazarda son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, 2013 yılının 9 aylık döneminde otomobil, pazar ve üretim açısından rekor kırarken, hafif ticari araçlar pazarda son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. Hafif ticari araç pazarı yılın ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 oranında azalarak 134 bin adet seviyesinde gerçekleşti. Eylül ayında ise otomobil pazarı yüzde 7 artarken, hafif ticari araç pazarı yüzde 25 azaldı.

OSD, yılın 9 aylık dönemine ilişkin hazırladığı "Pazar-İhracat-Üretim Raporu" verilerini açıkladı. Rapora göre; otomotiv sanayi 2013 yılı ocak-eylül döneminde ihracat, iç pazar ve bunlara bağlı olarak üretim açısından artış gösterdi.

Toplam üretim, bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6, otomobil üretimi yüzde 9, hafif ticari araç üretimi de yüzde 2 oranında arttı. Bu dönemde, toplam üretim 840 bin adet, otomobil üretimi 465 bin adet ve hafif ticari araç üretimi de 342 bin adet düzeyinde gerçekleşti.

İlk 9 ayda üretim, küçük kamyonda yüzde 52, minibüste yüzde 41, otobüste yüzde 36, midibüste yüzde 28 oranında artarken, büyük kamyonda yüzde 11 oranında azaldı, kamyonette ise değişmedi. Bu dönemde, traktör üretimi yüzde 13 oranında azalarak 30 bin 326 adet oldu.

Hafif ticari araç pazarı yüzde 11 azaldı

Yılın 9 aylık döneminde toplam pazar, 2012 yılı aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artarak 614 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarı ithalat talebi ağırlıklı olarak yüzde 19 artışla 452 bin adede yükseldi. 2013 yılı ocak-eylül döneminde hafif ticari araç pazarı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 oranında azalarak 134 bin adet düzeyine geriledi.

Ağır ticari araç pazarı da aynı dönemde yüzde 2 oranında azalışla 28 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde kamyon pazarı yüzde 10 oranında azalarak 22 bin adete gerilerken, otobüs pazarı ise özellikle kent içi yolcu taşımacılığı talebindeki olumlu gelişmeler nedeniyle yüzde 101 gibi önemli oranda artarak 3 bin 477 adet oldu.

Son 10 yıllık ortalamalara göre toplam pazar yüzde 30,2, otomobil pazarı ise yüzde 56,9 artarken, hafif ticari araçlar pazarı yüzde 14,5 azaldı. Kamyon pazarı da 10 yıllık ortalamalara göre yüzde 4 azalırken, otobüs pazarı yerel yönetim alımları ile yüzde 170,2 oranında artış gösterdi.

Eylül ayında toplam pazar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3 gerilerken, otomobil pazarı yüzde 7 arttı, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 25 azaldı.

Ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre otomotiv ihracatı yüzde 15, otomobil ihracatı yüzde 18 ve hafif ticari araçlar ihracatı yüzde 12 oranında arttı. Toplam ihracatın 618 bin adet, otomobil ihracatının ise 354 bin adet düzeyinde gerçekleştiği bu dönemde, ticari araç ihracatı ise 264 bin adet oldu. Traktör ihracatı ise yüzde 6 oranında azaldı ve 10 bin 742 adet düzeyine geriledi.

[PAGE]

"Hafif ticari araçlar son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi"

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, yılın 9 aylık "Pazar-İhracat-Üretim Raporu"nun açıklandığı toplantıda, hafif ticari araçların otomotiv sanayindeki önemine dikkati çekerek, 2000 yılında üretimine başlanan hafif ticari araçların 2001 yılından itibaren Türkiye'de geliştirilen modellerle iç pazarda daha fazla desteklendiğini ve hızlı bir gelişme gösterdiğini söyledi.

Bu gelişmeye paralel olarak 2012 yılında bu araçların toplam üretimdeki payının yüzde 43’e ulaştığının bilgisini veren Önen, Türkiye'nin 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke arasında hafif ticari araç üretiminde ilk sırada yer aldığını ve 5 yıldır da bu konumunu koruduğunu ifade etti. 

Hafif ticari araçların toplam araç ihracatındaki payının geçen yıl yüzde 42'ye ulaştığını kaydeden Önen, "Ancak iç talebi daraltan ve kullanıcıları olumsuz etkileyen uygulamalar sonucu bu araçların pazar payı azaldı. 2013 yılı itibariyle hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yılın ilk 9 ayında yüzde 11, eylül ayında yüzde 25 oranında azaldı. Son 10 yıla baktığımızda ise toplam pazar yüzde 30, otomobil pazarı yaklaşık yüzde 57 artarken, hafif ticari araç pazarı yüzde 14,5 azaldı. Yani hafif ticari araçlar son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi" diye konuştu.

Önen, Türkiye'nin otomotivdeki stratejisini ve küresel rekabet üstünlüğünü devam ettirmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin yeniden otomotiv sanayinde özgün tasarımlarla geliştirilen hafif ticari araca odaklanması gerektiğini dile getirdi.

"Hafif ticaride şu an kırmızı alarm var"

2006 yılında yüzde 37 olan hafif ticari araçların iç pazar payının 2012 yılında yüzde 27'ye gerilediğine dikkati çeken Önen, bu payın 2013'ün 9 ayında da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 azalarak 133 bin seviyesine düştüğünü söyledi.

Pazar, ihracat ve üretim açısından tablo pozitif olsa da hafif ticari araçtaki bu gerilemenin üretici için olumlu olmadığını belirten Önen, "İç pazarda güçlü olunmayan bir ürünle dış pazarda mücadele etmek imkansızdır. Elimizdeki bu önemli değerin kıymetini bilmemiz lazım" dedi.

Önen, hafif ticari araçlar için K2 belgesi, köprü geçişlerinde ve şehir merkezlerine girişlerde sınırlama ve kiralanamama gibi uygulamaların bu araçların pazar payının azalmasında etkili olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

"Türkiye rekabetçi bir şekilde hafif ticari araç üretebiliyor. Şu anda dünya konjonktüründe başarılı olduğumuz bu ürünü korumak durumundayız. Yoksa rekabetçiliğimizi yititiriz ve en önemli ihracat kalemlerimizden birisi yara almış olur. Otomotiv sanayisinde bundan sonraki atılımımız ancak ticari araçların yeni modellerinin, yeni versiyonlarının da Türkiye'de yapılıp Avrupa'daki başarısını devam ettirmesinde yatıyor. Bunun haricinde bir alternatifimiz de yok. Buna sahip çıkmamız lazım ve ülke içindeki adetleri düşürmememiz lazım.

Hafif ticari, yeni modellerle üretimdeki, pazardaki gücünü korumalı ve artırmalı. Hafif ticaride Avrupa'da ileriye dönük başarımızı devam ettirebilmemiz yeni modellerin gelişine bağlı. Türkiye'de hafif ticari için azalan bir iç pazar yaratıyorsak elimizdeki elmastan olacağız. Hafif ticaride şu an kırmızı alarm var. Bugün yarın hiçbir şey olmaz; kırmızı alarm ileriye dönük. Pazarı ufalmış bir segment yeni proje çekemez."

[PAGE]

"Yerli arabanın yapılabileceği ortam Türkiye'de oluşmadı"

Otomobil ithalatındaki artışa da işaret eden Önen, "İthalatın payı şu an yüzde 80'lere dayandı. Pazar büyüyor, eski rekorlara yaklaşıyoruz ama sanayici olarak bu büyümenin bize bir şeyler kazandırdığı yok. Ülkemizde imal ettiğimiz, sınai mülkiyet hakları bize veya ortaklıklara ait olan araçların adetleri azalıyor" ifadelerini kullandı.

Önen, yerli otomobile ilişkin bir soru üzerine, "Yerli arabanın yapılabileceği ortam Türkiye'de daha oluşmadı. Yerli arabanın teknik olarak yapılabileceğine kimsenin şüphesi yok ama ticari olarak koşulların Türkiye'de oluşmadığını görülüyor. Kimse girmediğine göre demek ki o koşullar daha oluşmadı. Bu tamamen kapasite sorunu. Kapasite fazlası olan bir ortamda bizim dünya pazarına arabayla çıkmamız doğru olmaz. Kapasite normal, hazmedilebilir bir noktaya gelince Türkiye'nin böyle bir araçla çıkmaması için hiçbir neden yok. O nedenle adedi yakaladığı anda Türkiye bunu yapacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Önen, Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi'nde de hızın yavaş olduğunu ve istenilen neticelerin çıkmadığını ifade ederek, "2011-2014 yıllarını kapsıyordu. Bir sene kaldı. Çok hızlı hareket etmek lazım" dedi.

Yıl sonu otomotiv üretim rakamının, 2012'nin yüzde 5 üzerinde olmasının beklendiğini aktaran Önen, 2014 yılının da anormal bir gelişme olmadığı takdirde bu yılın devamı gibi olacağı öngörüsünde bulundu.