Traktörde "Made in Ankara" çiftçinin tercihini etkiliyor

Marco Votta, gerçek yerli traktörü kendilerinin ürettiğini belirterek, "Başkalarının yaptığı gibi dünyanın başka yerlerinden parçalar getirip üretim yapmıyoruz. Bütün parçaların tasarımı da dahil olmak üzere üretimizi Ankara'da yapıyoruz."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME






Yakup SAYAR

İSTANBUL - Türk otomotiv sanayinin ilk üretici olan Türk Traktör, yılın ilk çeyreğini olumlu geçirdi. Şirket Genel Müdürü Marco Votta, " Birinci çeyrekte toplam 11 bine yakın traktör satışı yaptık. Bu nedenle de ilk çeyrek olumlu ve öngördüğümüz gibi geçti" dedi. Votta, şirket olarak tamamen Türk üretimi olduklarının da altını çizerek,  "Türkiye'nin altıncı büyük otomotivcisiyiz. Başka şirketlerin yaptığı gibi dünyanın başka yerlerinden parçalar getirip üretim yapmıyoruz. Çiftçimiz ilk olarak motora bakıyor.  Orada Made in Ankara'yı gördüğünde de gönül rahatlığıyla alıyor" şeklinde konuştu.
Türk Traktör Genel Müdürü Marco Votta, şirketinin hedeflerini ve sektöre yönelik beklentilerini DÜNYA ile paylaştı.

Birinci çeyrekte özellikle ihracatta önceden siparişle çalıştıkları için olumlu ve öngördükleri şekilde  geçirdiklerini belirten Votta, "İç pazarda ise beklentimizden biraz daha yumşak taleple karlılaştık. Geçen yılın aynı dönemine göre iç pazarda talepte düşüş var fakat toplamda satışta öngördüğümüz 11 bine yakın satış rakamını yakaladık.  Bizim için sürpriz olan, pazardaki genel trendti.  Burada da Ziraat Bankası'nın tekrar kredileri serbest bırakmasıyla beraber toparlanmaya başladı ve daha da iyi olacağını düşünüyoruz.   Sadece traktör değil ekipmanlar anlamında da Türkiye gerçek anlamında bu yönde bir ihracat üssü olabilir. Hükümet destekliyor, yeterli potansiyel var ve bu yönde kendimize gerçekten güvenmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.

Yurtdışından motor alıp üstüne "Made in Türkiye"  basan markalar var

Açıklamalarında Türk Traktör'ün önemli bir özelliğine dikkat çeken Votta,  bunun da ihraç ettikleri bütün sınıf traktörlerde tek tasarım merkezinin Ankara'da olması olduğunu söyledi.  "Motorundan tüm aksamlarını biz üretiyoruz" diyen Votta sözlerini şöyle sürdürdü, "Türk Traktör markası ile çıkan herşeyin hem tasarım hem de üretim anlamda yüzde 100 buradan çıkıyor. Bütün aksamlarını burada tasarlıyor ve üretiyoruz. 

Türk çiftçisi herşeyi çok iyi bilerek bir ürün araştırması yapıyor. Traktörü gördüğü ilk anda kaputu açıyor ve motora bakıyor. İçinde birçok şıklığı olan bir traktör de koysanız çiftçimiz ilk olarak motora bakıyor.  Orada Made in Ankara'yı gördüğünde de daha fazla para vereceğini bilse de gönül rahatlığıyla alıyor. Başkalarının yaptığı gibi dünyanın başka yerlerinden parçalar getirip üretim yapanlar varken, gerçek yerli traktör biziz ve yüzde 100'ümüz yerli. En küçük parçadan en büyük parçaya kadar üretimizi burada yapıyoruz.

Öte yandan  şunu çok net söyleyebilirim. Yurtdışında da ortaklık yaptığımız grubun İngiltere ve İtalya'da motor üretim fabrikaları var. Türkiye'de bu fabrikalardan motor ithal edip üstünü kapyalıp üstüne Made in Turkey basan markalar var.  Tükiye'de 10 marka varsa ve bunların hepsi kendinin yerli olduğunu söylüyorsa bunlarda belki en fazla 3'ü tam anlamıyla yerlidir."

KDV artışından çok rahatsısız

Sektördeki KDV düzenlmesine yönelik görüşlerini sorduğumuz Marco Votta, bu konudan şirket olarak çok raahatsız olduklarını belirterek şöyle konuştu: "Söz konusu düzenleme konuşulurken biz orada değildik sonradan duyduklarımızdan biliyoruzki bir kısım üreticiler traktör üretmek üzere aldıkları parçaları yüzde18'den aldıkları ve traktör satışını yüzde 8'den yaptıkları için müşteki olmuşlar ve aradaki farkı devletten kolay tahsil edemediklerini belirterek böyle bir yola gidilmiş.  Bizim finansal gücümüz var ve KDV geliri gibi bir düşüncemiz yok ama küçük üreticiler için bir sorun ve yüzde 18'le aldıkları için ürettikleri traktörü de yüzde 18'den satmak istiyorlar.

Bu konuda resmi bir başvuru yapmışlar ve şikayette bulunmuşlar. Ama alış ve satış KDV'sinin bu anlamda eşlenmesi çiftçiyi zor durumda bırakacaktır. Birden biri gelip sizin ürününüzün fiyatını yüzde 10 artırırsa ve bundan ne siz ne de karşı taraftaki alıcı bir fayda sağlamayacaksa, bu pazarın tamamen çökmesine doğru bir yol almasına neden olacak. Bundan da en çok negatif etkilecek olan çiftçiler olacak. En büyük rahatsızlığımız bu. 

Şunu unutmamak gerekir ki Türk çiftçisi ve üreticisi ciddi anlamda ürün ihraç etmeye başladı. Bu tür bir fiyat artışı bir anlamda havalanmaya başlamışken  kanatlarını kesmek olacaktır. Bu sıçramayı gerçek anlamda gerçekleştirebilmeleri  için. Ekonominin, herkesin,  hepimizin onlara destek olma zamanı.  KDV'de bir işbirliğine açığız ve bizden bir çözüm önerisi isteniyorsa biz bu konuda yardımcı oluruz ama  bir insiyatif başlatmak gibi bir durumumuz söz konusu olamaz."

Hurda teşviği 4.üncü sınıf modellerde uygulansın

Hurda teşviği konusuna da değinen Votta, Hükümet'in ne yapmak istediğinin çok net olarak bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.  "Hükümet çiftçiye para desteği mi yapmak istiyor yoksa gerçekten verimliliği artırmak kirliliği önlemek ve çiftçinin daha iyi traktörler almasını mı istiyor öncelikle bu kararın önümüze koyulması lazım" diyen Votta sözlerini şöyle sürdürdü;

"Bunu yaparkende çiftçiyi ve endüstriyi de mi mutlu etmeyi  planlıyor. İtalya'dan örnek vermem gerekirse,  orada da emisyonlara geçildiği zaman ilk başta hükümet bekledi, kaç kişi traktörünü değiştiriyor diye, daha sonra kalan traktörler için ama gerçekten eski olan traktör için teşvik verildi. Yani bir anda çiftçinin eline para verilmedi.  Hükümetin yaptığı açıklamalardan görüyoruz ki hava kirliliği ve emisyon konusunda gerçekten ciddiler ve 2014'de de bu emisyon düzenlemesi daha da yükselecek. Dünyanın geri kalanın da geçişlerde gördüğümüz üzere 2'nci sınıfdan 3'üncü sınıfa geçişte fiyatlara çok minimal bir fark yansıtabildik ama 4'e geçişte traktörün fiyatı epey yüksek bir artış gösterecek.

Çiftçinin çevreye en duyarlı traktörü kullanması hedefleniyorsa bu hurda teşviğini 4'e geçerken uygulamak gerekir. Çünkü arada 3'den alanlar 4'üncü sınıf kadar hava kirliğine duyarlı bir araç olmayacak. Bizim görüşümüz de 4'e  geçişte teşvik verilmesi yönünde."

2011'in üstüne çıkılmaz

Sektöre ve şirkete yönelik 2012 hedeflerine değinen Votta,  "İhracatta siparişler önceden alındığı için beklentim olumlu fakat iç pazarda 2011'in üzerinde bir büyüme öngörmüyorum.  Şunu belirtmeden geçmek istemem  2000 ile 2010 arasında 26 bin seviyelerinde seyreden pazarda  2010 sonrasında 60 bin üzerine çıkıldı.  Bunun üzerine bu yıl çıkmak biraz zor görünüyor sektör toplamı olarak.  Bizim için ise büyüme her konuda söz konusu olacak çünkü ihracatımız büyüyor.  2011yılında ise TARMAKBİR verilerine gore 64 bin traktör satıldı" diye konuştu.

Tarım konusundaki öngörülerine de paylaşan  Votta, "Tarım ülkemizde mükemmel ilerliyor ve geleceği çok parlak.  Çünkü bizim ürünlerimizin rekabet gücü çok yüksek. Sağlıklı büyüyen bir sektör. İnanılmaz bir potansiyel var. Baktığınızda GSMH düşüş olduğunda dahi tarım sektöründe büyüme yaşandı. Öte yandan bu yıl yağışlar çok güzel ve böyle de giderse tarımda çok güzel bir yıl geçireceğimizi söyleyebilirim" diye konuştu.

Türkiye'de 1.3 milyondan fazla traktör aktif  

Türkiye'deki traktör parkını sorduğumuz Marco Votta ilginç rakamlar paylaştı.  Votta, Türkiye'de 1'inci sınıf ve 2'inci sınıfta toplam traktör sayısı 1 milyon civarı olduğunu fakat  gerçek anlamda 2'inci sınıfın hala emisyon anlamımda kabul edilebileceğini söyledi.  "Kirlilik anlamında 2'ler 0 ve 1'lerden iyiler ve yakıt tüketimleri  idare edilebilir."diyen Votta şunları söyledi: "0'lar ve 1'ler 800 bin civarında ama burada akıllıca hareket edilmeli. Bunlar 15 yaş ve üstü traktörler. Bildiğiniz gibi Türkiye'de traktörrün yıllık bir vergisi  yok.

Dolayısıyla bu 800 bin traktörün  tarlada bahçede aktif olduğunu düşünmüyoruz ve bir yerlerde yatıyor olabilirler. Diyelim ki  hurda teşviği buradan başladı bu rakam tabiki daha alt rakamlara inecek. Hükümet burada biraz da bu traktörü kullanıp kullanılmadığı sormalı ve gerçekten kullanılıyorsa hurda teşviğini verip yenilemesi çok normal ve böyle olursa 800 bin rakamı çok aşağılara inebilir. Öte yandan 1.3 milyon dan fazla traktör ise hali hazırda aktif durumda Türkiye'de."

Sakarya yatırımı için çalışıyoruz

Sakarya'da planladıkları yatırıma değinen Marco Votta, "Başka bir yere bakmadık çünkü, Sakarya'nın İstanbul'a yakınlığı, finans merkezine yakınlığı, lojistik imkanlarının fazla olması bizim için çok önemliydi.  Zamanlama konusunda senaryoları önümüzde koyduk çalışıyoruz. Modüler bir tasarıma karar verirsek ve bunun üretimine karar verirsek bunu hemen bugün yarın da başlayabiliriz. Ama bu ne kadar etkin olur uzun vadede bizi ne kadar tatmin eder bu tip bir üretim bandı bunu değerlendiriyoruz. 

Yada daha uzun vadeli düşünerek daha yeni modeller için bir üretim tesisi kurabiliriz bunun için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ve bu daha uzun süre gerektirir. Ama benim şahsi fikrim bu tesisin en kısa sürede hayata geçmesi" dedi.  "Toprak aynı ayı toprak ama gıda ihtiyacı ve nüfus artıyor, dolayısıyla bunu daha etkin kullanmak için sanayi şart. Bunun  için sanayi ve tarım elele olmak zorunda" diyen Marco Votta,  organik tarıma uzun  bir zamandır kafa yordukarını ve şirket olarak buna yönelik üretim yapmaya çalıştıklarını, Sakarya'da planlanan yeni tesiste de Türkiye'nin ihtiyacı olan birşeyi yakaladıklarında, ülkeye faydası olan birşeyi mutlak olarak üreteceklerinin de altını çizdi.

TARMAKBİR ihtiyaçlarımızı karşılayamadı

Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği'nden (TARMAKBİR) şirket olarak ayrılmalarının gerekçelerini sorduğumuz Marco  Votta,  "TARMAKBİR, çok önemli bir üretici birliği. Fakat çoğunluk üyesi traktör üreticileri değil. Biz şirket olarak büyük üreticinin ihtiyaçlarını efektif olarak ortaya koyamadıklarını düşündüğümüzden yollarımızı ayırdık.  Eğer 200 üyesi varsa 10 tanesi traktör yapıyor, diğer kesim başka birşeyler yapıyor.  Biz Türk Traktör olarak 6'ıncı büyük otomotif üreticisiyiz ve yeni bir oluşum düşünülürse bizde düşünebiliriz" dedi.  

Rakamlarla Türk Traktör

* Türk otomotiv sanayinin kendi imkanlarıyla motor üreten ilk kuruluşu olan Türk Traktör'de 3 ve 4 silindirli olmak üzere 50HP-100HP güç aralıklarında 7 farklı motor üretimi gerçekleştiriliyor.
* Türkiye'de, 213 adet traktör, yedek parça satış bayi ve 401 adet servis merkezi ile hizmet veriyor.
* 2011 yılında toplam 40 bin adet satış yapan şirket, 2012 yılı ilk çeyrekte  ise 12 bin 177 adet traktör üretimi yaparken şirketin ihracatı 3 bin 421 ve yurt içi satışları 7 bin 484 adet traktöre ulaştı.
* İlk çeyrekte  535.4  milyon TL ciro ve 64 milyon TL net karla kapatan şirketin brüt kar marjı yüzde 20,6, FAVÖK marjı da yüzde 15 düzeyinde.
* Uluslararası pazar özelinde geliştirilen Utility sınıf traktörlerinin üretimini ilk çeyrekte artıran şirket, halen 90 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
* CNH ile yapılan anlaşma sonucu satış kompozisyonu ihracat lehine önemli bir değişiklik gösterirken, ihracat adedinin toplam satışlar içindeki payı yüzde 13'den yüzde 46 seviyesine yükseldi.

* 2012 yılında yüzde 53 pazar payı ile 24 bin adet yurt içi satş hedefleyen şirketin yıllık ihracat hedefi ise 12 bin adet düzeyinde bulunuyor.
* Şirket 2011 yılındaki 277 milyon TL'lik net karının 200 milyon TL'sini ortaklara kar payı olarak ödeyecek.
 

Bu konularda ilginizi çekebilir