Satış sonrasında fırsat büyük, 50 milyar dolarlık ihracat hedefi var
Bu yıl 28. yılını kutlayan Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetler Derneği (OSS), 247 üyesiyle toplam 5 milyar dolarlık pazarın yüzde 80’inin temsilcisi durumunda. OSS Başkanı Ziya Özalp tedarik sorununun devam ettiğini söyledi.
Volkan DEMİRKUŞAK
Türkiye’nin 85 milyon nüfusla çok daha büyük bir pazara sahip olabilecek potansiyelde olduğuna dikkat çeken Özalp, Türkiye’nin özellikle aftermarket tarafında büyük ihracat şansı olduğunu, hesaplamalarda 50 milyar dolarlık bir hedefin şaşırtıcı olmayacağını ifade etti.
Pazarın büyüme içinde olduğunu belirten Özalp, şunları kaydetti:
"2021’e paralel olarak 2022’de tekrar yaklaşık yüzde 18’lik bir büyüme artışı olduğunu söyleyebiliriz. Biz sadece bunu döviz bazında yaptık. Çünkü baktığımız zaman biraz enflasyondan arındırılmış şekilde gerçek büyümeyi söylemeliydik ama biz kendi içimizde adetsel anlamda da bakıyoruz rakamlara, acaba adetsel anlamda büyüyebildik mi diye... Yaşanan tedarik zincirindeki bütün olumsuzluklara rağmen yine en azından 2 haneli rakamlar civarında adetsel anlamda büyümenin olduğunu söyleyebiliriz. Üye yapımızın bir kısmı üretici, bir kısmı dağıtıcı... Ağırlıklı olarak dağıtıcı üyelerimizde daha fazla büyüme görüyoruz. Bizim için istihdamı artırmak da çok önemli."
Özellikle yüksek üretim kabiliyeti ve tecrübesiyle Türkiye’nin hedeflerinin daha çok üretmek, farklı pazarlar bulmak olduğunu söyleyen Özalp, geleceğin data ve IT’de olduğuna da dikkat çekti. Ortak düşünce tarzı geliştirilirse 50 milyarlık rakamların bile rahatlıkla aşılacağını söyleyen Özalp, Çin’e alternatif olmak, Orta Doğu pazarlarına dokunmak ve en önemlisi Amerika’ya ihracatı artırmanın önemine dikkat çekti.
Yüksek kargo fiyatı sektörü zorluyor
Sektörün önemli sorunlarından birisinin de yüksek kargo fiyatları olduğunu söyleyen Özalp, uygun fiyatlı yedek parça ürünlerinin kargo fiyatlarının zaman zaman parçadan daha pahalı olduğunu ve bunun tüketiciye olumsuz yansıdığını söyledi.
"Yabancı yatırım için görüşmeler var"
OSS Başkanı Ziya Özalp, yabancı yatırımcıların Türkiye'de üretim ve yatırım isteklerine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Yabancılar, özellikle başta Avrupa Birliği'ndeki ülkeler olmak üzere Türkiye pazarını yakından takip ediyorlardı. Zaten tedarik noktalarında birçok üreticiden mal alıyorlardı. Türk markaları, başta Avrupa kutularının içerisine girerek dünyada tanınır hale geldi. İnsanlar kutuyu Mısır’da da açsa, Fas’ta da açsa Türk markalarını daha fazla tanır hale geldi ve bu noktada artık direkt üreticilerimizden de bu ülkedeki firmalar ve insanlar mal almaya başladı. Avrupa'da daralan bir pazarı gördüğümüz zaman Türkiye olmazsa olmaz bir nokta. Zaten açıkça söylemek gerekirse sınırlarımıza kadar gelmişlerdi. Yani şu anda Bulgaristan ve Yunanistan’a kadar birçok önemli kuruluş, Amerikalı firmalar olsun, Avrupa'nın birçok firmaları, konsolidasyon başlattı ve büyümelerini genişlettiler. Özellikle Orta Doğu’ya bağlantı için de Türkiye, aslında bir merkez bu noktada. Birçok yabancı firma, zaten Türkiye’de üretici. Uluslararası markaların hepsi Orta Doğu merkezlerini Türkiye’den yönetiyor. Yatırım konusunda görüşmeler var, sadece Avrupalı firmalardan değil, son dönemde Orta Doğulu firmalar da bu noktada belli görüşmelere başladı. Üretim yapma anlamında da var. Burada firma satın alma, bu pazarı Türkiye'de büyütebilme veya o Avrupa pazarıyla birleştirebilmek gibi planları var."
EYT, ustalık isteyen sektörü zorlayacak
EYT'nin otomotiv sektörü için büyük bir sorun oluşturabileceğine işaret eden Özalp, şöyle konuştu: "Bazı sektörler bunu anlamadı bile, EYT nedir bilmiyor bile... Ama bizim için gerçekten büyük bir sorun. Çünkü otomotiv sektöründeki tecrübe, otomotiv sektöründe bulunan kişi sayılarının verimliliği belli bir yaş sonrasında oluyor. Bugün bir boyacı bulmak, kaportacı bulmak, bir bakımcı bulmak çok zor. Kesinlikle ve kesinlikle bu insanları kaybetmememiz lazım. Zaten ülkenin en büyük sorunu, bu noktadaki ustalık ve el işleriyle ilgili olabilecek sorunların tamamındaki profilin yok olması, meslek liselerinin eskisi kadar cazibe merkezi olmaması ve insanların , masa başı dediğimiz işlere daha fazla adapte olması. Otomotiv sektörü, tam anlamıyla bunun için hazır değil. 20 milyonluk bir geçmiş satılmış araç var. Bunların bakımı, onarımı çok önemli. EYT’ye karşı bizim bakış açımız,, zaten başından beri çok pozitif değildi. Yani ülkenin çok da fazla faydasına olacak bir durum da değildi. Çalışanları mağdur etmeden, onları iş dünyası içinde tutarak çözümler üretilmesi cazip olurdu. İnsanlar çok genç yaşlarda emekliliğine girerse, bu otomotivde zorluk yaratır."