RS logolu elektrikli sporcu
Audi’nin dış tasarımda tipik küçük değişiklikler, yeni iç özellikler ve şaşırtıcı güç artışı içeren güncellemeler yaptığı e-tron GT serisini Almanya’da test ettim. Güncellemeler, Audi’nin şasi ve batarya teknolojisinin çoğunu ödünç aldığı Porsche Taycan’da yapılan benzer değişiklikleri takip ediyor.
RS logosunu bir elektriklide görünce şaşırabilirsiniz. Tazelenmiş Audi RS e-tron GT Performance modelini kullanmak için geçen hafta Almanya’daydım. Bu hafta kaleme aldığım bu model için baştan şunu söyleyeyim; ‘nefesinizi sıkı tutun’.
Çünkü elektrikle birlikte işler iyi karışmış. Porsche Taycan model ailesiyle birlikte geliştirilen ama Audi’nin RS laboratuvarı Bollinger Höfe esintileriyle üretilen bu süpersporcu ruhlu Audi’nin 3 ayrı motor seçeneği var. S e-Tron GT, RS e-tron GT ve besin zincirinin zirvesinde bulunan RS e-tron GT Performance olmak üzere hepsi quattro aktarma sistemiyle yere yapışan modellerden RS e-tron GT Performance ile yaklaşık 300 km yol kat ettim. Kalkış kontrolü ve elektro motorların ek gücüyle 925 HP anlık güç üretebilen bu çılgın makineyle sağ koltuğunuzda oturan kişinin boynunu ve bedenini koltuğa kenetleyebilmeniz mümkün.
Süspansiyon sistemi özel
Porsche Taycan ve Panamera’da da gördüğümüz aktif süspansiyon sistemi, özel olarak geliştirilmiş. İniş ve binişlerde kolaylık sağlayan sistem, esas şovunu sürüşte yapıyor. 4 tarafında su olan bir tepsi düşünün ve üzerindeki bardaklardan su dökülmüyor. Bu modelde bunu hissettim. Bütünleşip gidip, bütünleşip dönüyor, gördüğünüz yere ulaşmanız saniyeler alıyor, inanılmaz sert bir gövde, harika bir sürüş hissi.
Laboratuvar üretimi
Sürüşün son gününde markanın sınırlı özel modellerini ürettiği Böllinger Hefe fabrikasını da ziyaret ettim. Kısıtlı üretimden kastım 6 saatte bir otomobilin üretilmesi. Her şey çok özenli ve inanılmaz bir teknoloji var. Fabrikalarda gördüğümüz bantlar yerine robotlarla sensörlü 4 tekerlekli platformların üzerinde birleştirilen RS’ler gördük. Her şey robotize. İnsan emeği olmazsa olmaz. Özellikle kalite kontrol ve son testlerde özellikle de süspansiyon testlerinde bunu gördüm. Ama gördüğüm en teknolojik fabrikalardan biriydi, üretimi izlemesi de bir hayli keyifliydi.
Batarya verimliliği üst seviyede
Elektrikli Gran Turismo’nun diğer teknolojik özellikleri de batarya verimliliği. Oldukça düşük ısılarda 13-15 C gibi verimli olarak çalışabilen yüksek kapasiteli bataryaları soğutan sıvı döngüde iç mekânı da iklimlendiriyor. Termal bir yönetim sistemiyle birbirinden ayrılan soğutmalar için vana ve pompalarda ciddi değişiklikler yapmışlar.
Kalkışta maksimum 1100 ampere kadar akım çekebilen motorun maksimum şarj akımı da 400 ampere çıktı. Sürüş esnasında direksiyon üzerindeki bir buton sayesinde öndeki aracı geçerken ek bir 70 kW güç daha üretiyor olmasına “gerek var mı” desem de hoş. 105 kWsa’lık dev bataryaları 97 kWsa depolayabiliyor. Şarj gücü de 320 kW’a çıkmış. Yüksek voltajlı bataryanın, yüksek güçlü bir şarj istasyonu aracılığıyla aracın %10’dan %80’e yalnızca 18 dakikada şarj edilebiliyor olması da ciddi bir süre kazanımı sağlıyor.