‘Otomotivde yeni yatırım için Türkiye doğru tanıtılmalı’

BUSİAD’ın yuvarlak masa toplantısında buluşan otomotiv sektörü temsilcileri yeni yatırım çekilebilmesi için Türkiye’nin yurtdışında doğru anlatılması gerektiğini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT

BURSA - Otomotivciler, Türkiye’nin yurtdışında yaratılan “belirsiz ülke" algısından rahatsız. Sektör temsilcileri Türkiye’de yaşananların hükümet tarafından yurtdışına doğru ve etkin bir şekilde anlatılmasından yana olduklarını belirterek, aksi halde önümüzdeki süreçte yeni yabancı yatırımların ülkeye çekilmesinin zor olacağını düşünüyor.

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) ile DÜNYA Gazetesi’nin ortaklaşa düzenlediği yuvarlak masa toplantısında otomotiv sektörü masaya yatırıldı. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıya, bu yılın otomotiv için rekorlarla dolu bir yıl olacağı, ancak yeni yatırım ve projelerin gelmemesi durumunda 2018 yılından sonra sektörde sıkıntıların baş göstereceği görüşü damga vurdu.

Avrupalı ana sanayilerin Türk yan sanayilerine proje vermekteki temkinli yaklaşımı, en büyük pazarı AB ülkeleri olan Türk otomotivcileri Kuzey Amerika ya da Asya Pasifik gibi uzak pazarlarda arayışa itecek. Öte yandan sektör temsilcileri vergilerin düşürülmesinin iç pazarı canlandıracağı ve canlı bir iç pazarın da yeni yatırımları çekebileceği görüşündeler. Genel kanı; güçlü yan sanayi, kalifiye iş gücü, teknolojiye uyum sağlama kabiliyetiyle Türk otomotiv yan sanayinin Avrupa için vazgeçilmez olduğu. Tüm zorlu koşullara rağmen otomotiv sektörü 'vazgeçilmezliği'ne vurgu yaparak, yatırımlarını ertelemiyor.

Otomotiv endüstrisi için gündemde olan bir diğer önemli konu da bu yıl sendikalarla imzalayacakları toplu sözleşmeler. Sektör yakaladığı rekabetçi yapının sürdürülebilirliği için yetişmiş insan gücünün de önemli olduğunun altını çiziyor.

Günal Baylan : Türkiye kendi hammaddesini üretmek için harekete geçmeli

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, otomotiv fabrikalarının önümüzdeki yıllarda da nitelikli olarak çalışabilmesi için iç piyasanın canlandırılması gerektiğini kaydetti. Büyük pazar AB ülkelerine alternatif olarak geliştirilecek pazarlar içinse hükümetler nezdinde ikili anlaşmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Baylan, sektöre sağlanan teşviklerin kapsayıcı fakat kısa süreli olduğunu da ifade etti. Günal Baylan; teşviklerin üretim yapıldıktan sonra 5 sene daha sürmesi gerektiğini, öte yandan Türkiye’nin kendi hammaddesini üretmek için de harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Baylan; “Bu noktada da devlet havaalanı yapıyormuş gibi piyasa yapıcı kuruluş modelini uygulayarak hammadde üretimi konusuna müdahil olmalı. Hammaddenin Türkiye’de üretilmesi için bir şemsiye kuruluş oluşturulursa ve alta doğru kümeleşme yapılır ve ana sanayiler de bu işe katılırsa başarı sağlanabilir” dedi.

BURHAN ÇAKIR: BU YILIN 2016’DAN DAHA İYİ OLMASINI BEKLİYORUZ

Tofaş İK Direktörü Burhan Çakır, 2016’da hem yıllık, hem aylık, hem de günlük üretim rekorunu kırdıklarını belirterek, “2017’nin özellikle ihracat pazarlarında 2016’dan daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Gelecek yıl bizim açımızdan yeni modellerin de ivmesiyle 400-450 bin bandından üretim yapacağımız bir yıl olacak. Hem içeriden hem de dışarıdan bakıldığında herkesin görmek istediği genel manzara güven ve istikrar ortamı. Sektörde bu yıl bir toplu sözleşme dönemi olacak. Sendikaların bir önceki döneme göre daha agresif olma, birbirinden üye kapma yarışında olmasını bekliyoruz. Mayıs ayında yetkiyi hangi sendika alırsa onlarla masaya oturulur. Süreci yaşayıp göreceğiz. Türk otomotiv endüstrisi olarak yakaladığımız rekabetçi yapının sürdürülebilirliği önemli. Burada da en önemli unsur yetişmiş insan gücü. Sanayi alanında çalışmak isteyen, idealinde bir sanayi kuruluşunda yer almak olan mühendis, teknisyen, EML mezununu bulmak önceki yıllara göre çok zorlaştı. Hizmet sektörüne kayma var. Sektöre cazibe kazandırma konusuna çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

ŞİRZAT KARAYEL: ERTELEME YOK, YIL İÇİNDE BÜYÜK BİR YATIRIM PLANLIYORUZ

ContiTech Lastik Sanayi Genel Müdürü Şirzat Karayel, yabancı bir şirket olarak yüzde 95 oranında ihracat yaptıklarını ifade ederek, “Müşterilerimiz dünyanın önde gelen OEM’leri. Yabancı şirket olarak Türkiye’de üretime devam ediyoruz. Ama olabilecek aksamalara karşı stoklarımızı yurtdışında tutma kararımız var. Almanya’da stoklarla ilgili hükümet teşvik programları uyguluyor. Firma için maliyet unsuru olsa da merkezimiz bunu onaylar ve hükümet de desteklerse buna uyacağız. Yabancı şirket olarak yüzde 100 Türk çalışanlarla beraber yatırımlarımız ve projelerimiz Türkiye’de devam ediyor. Yönetim olarak Almanya’da OEM’lere karşı güveni sağlıyoruz. Yatırımlarda her hangi bir erteleme yok. Tam tersine yıl içinde büyük bir yatırım planlıyoruz” dedi.

ŞÜKRÜ ERDEM: SIFIRDAN BİR YATIRIM GETİREMİYORUZ MEVCUTLARDA YATIRIMA DEVAM

Leoni AG Otomotiv Grubu Başkanı Şükrü Erdem, 2016’yı planlarının yüzde 15 üzerinde kapattıklarını vurgulayarak, “2017’de de büyüme bekliyoruz. Marka olmak ve kendini Renault, BMW, Mercedes’e kabul ettirmek bir Türk firması için kolay değil. Bu ancak bir joint venture ya da bir ortaklıkla aşılabiliyor. Diğer yabancı firmalarda olduğu gibi bizde de seyahatlerde kısıtlamalar oluyor. Bize gelmek isteyen bir yabancıya onay vermem ve onun sorumluluğunu üstlenmem lazım. İnsanların Türkiye’ye gelmekten imtina etiklerini görüyoruz. Türk yöneticisinin veya Türk insanın başarısı Avrupa’da da takdir görüyor. Ancak ülkenin politik durumuna temkinli bakış var. Dolayısıyla yabancı yatırımcı tarafından yeni yatırım gelir mi? Biraz zor görünüyor. Buraya sıfırdan bir yatırım getirme durumu yok ama mevcutlarda yatırıma devam ediyoruz.Öncelikle güven ortamının oluşması, siyasetin ve politikanın bir dengeye oturması lazım. Güçlü yan sanayimiz sayesinde şanslıyız. Burayı durdurmazlar. Ana sanayilerin buradan taşınma şansı yok. Ancak yabancılara kendimizi iyi anlatmamız lazım” şeklinde konuştu.

RIFAT ŞELE: STRATEJİK HAREKET DEĞİŞİKLİKLERİNİ DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ

Martur Yeni Yatırımlar ve Teknolojiler Direktörü Rıfat Şele, geçen yılı önceki yılların getirdiği olumlu havanın esintileri sayesinde iyi rakamlarla kapattıklarını belirterek, “Yeni iş fırsatları doğmuyor. Biraz da zor doğacak gibi. Şu anda Avrupa’da zorladığımız yeni projelerde ayrımcılık hissediyoruz. İlk sordukları sorular Türkiye’deki siyasi ortam, yaşanan terör olayları ve bunların ekonomiye etkisi. Gelip gitmeler azaldı. Her bomba patladığında iptaller oluyor. Alınan işlerle yürüyen projeler devam ediyor ama 2018-2019 yıllarına endişeyle bakıyoruz. Stratejik hareket değişikliklerini Türk firmaları olarak düşünmek zorundayız. Bazı şirketler merkezlerini yurt dışına kaydırıyor. İstemesek de önümüzdeki 3-4 yılı belki de yurt dışına yatırım yaparak sönümleyebiliriz. Türkiye’deki firmalar açısından maliyetli bir çıkış yolu. Son 3 yılda tam rahata erdiğimizi düşünürken son 1 yılda neredeyse tam tersini düşünüyoruz” dedi.

CENGİZ MUHADDİSOĞLU: SENDİKALAR BU YIL YETKİLER KONUSUNDA DAHA AGRESİF OLACAKLAR

B-Plas Genel Müdürü Cengiz Muhaddisoğlu, 2015’te yaşanan işçi sözleşmelerinin kırılmasının Avrupalı üreticilerin Türkiye’ye olan güvenini ciddi oranda azalttığını ifade ederek, “Geçişlerden dolayı bu yıl sendikalar yetkiler konusunda daha agresif olacaklardır. Otomotivde işçilik artışlarının getireceği yükleri OEM’lere nasıl yansıtacağız. Bu nedenle bu ve önümüzdeki yıl Türk otomotiv yan sanayisi açısından kritik yıllar. Ana sanayiler yatırım yapmadan önce o ülkenin iç pazarına da bakıyorlar. Biz Volkswagen, Opel’i kaybettik. Bunlar ciddi anlamda devlet politikası olarak ele alınmalı. Türkiye’de üretilen araçların vergisinin düşürülmesi iç pazarı büyütür, mevcut yatırımların devamını sağlar. Yeni yatırım konusunda akıllarını çelebilir. Türkiye jeopolitik olarak önemli bir noktada. İran sınır komşumuz, Irak, Suriye yeniden organize edilecek. Rusya pazarı da önemli. Stratejik olarak hangi alanlara yatırım yapacağımızın kararını verip bu alanlara yönelmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

AYHAN KORGAVUŞ KAUÇUK VE PLASTİK HAMMADDESİNDE TAMAMEN YURT DIŞINA BAĞIMLIYIZ

Ünver Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Korgavuş, müşterileri tarafından çok aranmasalar da çarkların döndüğünü belirterek, “DAF’la geçen yıl başlayan görüşmelerimiz sonuçlandı, ürünlerimiz test edildi, kabul edildi ve mayısın ilk haftası ilk ürünümüzü sevk edeceğiz. Bu arada Mercedes Türkiye ve Almanya olmak üzere eylül ayında üretime başlayacağız. Diğer yandan İsveç Volvo ile görüşüyorduk. Bize; “Türkiye’deki siyasi krizden dolayı biz şu anda yeni Türk firmalarını planımıza almak istemiyoruz” dediler. Diğer ana sanayilerde bir tedirginlik var ama işlerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bir diğer önemli konu da Türkiye olarak kauçuk ve plastik hammaddesinde tamamen yurt dışına bağımlıyız. Bu alanda kendi hammaddemizi üretmemizin zamanı geldi. Bu konu hükümet planlarının içinde olmalı” dedi.

SELİM BAYKAL: VERGİLER DÜŞÜRÜLÜP, İÇ PAZAR CANLANDIRILMALI

Seger Korna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Baykal, geçen yılı Türkiye satışları açısından rekorla kapattıklarını ifade ederek, “2017’de daha temkinliyiz. Türkiye’nin itici gücü olan otomotiv sektörü Avrupa’ya göbeğinden bağlı. Fakat Avrupa’da yaşanacak bir siyasi kriz bizi de etkileyecek. Hem aftermarket hem de OEM boyutunda 2017’nin de 2016 gibi devam edeceğini, fakat daha ilerisi için Türkiye’nin Kuzey Amerika ya da Asya pasifikteki gelişmekte olan pazarlarda ‘nasıl yer alabiliriz’i planlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer önemli konu da yabancı yatırımcıyı istiyoruz, fakat araba vergilerini artırıyoruz. Bence araba vergilerini bir kerede olmasa da kademeli olarak düşürüp iç pazar canlandırılmalı” diye konuştu.

ÜMİT OKYAY: BİZİ YÖNETENLER BURADA NE YAPILMAYA ÇALIŞILDIĞINI ANLATMALI

Yamas Yaşar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Okyay, 2016 Temmuz’una kadar olan süreçte Türkiye’nin Avrupalılar için çok çalışkan, yemekleri güzel, kolay ulaşılabilir, stok tutan, sipariş tutarlarında Avrupa’nın istediği minimum miktarlara düşebilen bir ülke olarak algılandığını belirterek, “O yüzden de Türkiye, Avrupa aftermarket pazarında yedek parça sektöründe yüzde 70 oranında pazara sahip. Bugün ise uzaktan bakıldığında belirsiz, gidilmesi rahatsızlık verici olan negatif bir ülke profili var. Bu belirsizlik yatırımı da durdurdu. Sektörümüzün en büyük 4 firmasının Türkiye’ye elemanlarını göndermesi yasaklandı. Yurtdışından bize gelmedikleri için biz giderek ciro azalmasını durdurmaya çalışıyoruz. Bizi yönetenlerin pazarlama faaliyeti gibi düşünerek Türkiye algısını, burada ne yapılmaya çalışıldığını anlatması gerekiyor”dedi.

SEYHAN GÜLEÇ KARADEMİR: BİZE VERİLEN ÖNGÖRÜLERİ ANA SANAYİLERİMİZ DE TUTTURAMADILAR

Özlider Plastik Bursa Şube Müdürü Seyhan Güleç Karademir, binek araca göre ticari araç grubundaki pazar paylarının daha fazla olduğunu dile getirerek, “Bir daralma yaşadık. 2016’da ticari araçta bize verilen öngörüleri ana sanayilerimiz kendileri de tutturamadılar. Dolayısıyla 2017’yle ilgili bir güvensizlik oluştu. Yabancı müşterilerimizde yeni proje verme konusunda, bizimle çalışma konusunda tedirginlik var. Temkinli davranıyorlar. Daha kısa vadeli hedefl er veriyorlar” diye konuştu.

FATİH ATEŞ: FİRMALAR AR-GE’YE FİNANSMAN SAĞLAMAKTA ZORLANIYOR

Ermetal Teknolojik Araştırmalar, Planlama ve Koordinasyon Şefi Fatih Ateş, Ar-Ge çalışmalarını finanse eden en önemli kurumlardan birinin TÜBİTAK olduğunu belirterek, “Son dönemlerde büyük bir yavaşlama var. Dolayısıyla firmalar Ar-Ge’ye aktardığı finansmanı sağlamakta zorlanıyor. Çünkü cüzi karlarla çalışılıyor. Bu da Ar-ge’ye ayrılan payı düşürüyor” dedi.

DR. MUSTAFA MUTLU: ÇALIŞTIĞIMIZ YABANCI FİRMALARDAN TÜRKİYE’YE TEMKİNLİ BİR BAKIŞ VAR

Ermetal Ar-Ge Mühendisi Dr. Mustafa Mutlu, siyasi ortamın stabil hale gelmesi, terör olaylarının son bulması ile ekonomik piyasaların da güçleneceğini kaydederek, “2016’da büyüme sağladık ama bu süreçte Ar-Ge alanında yurt dışında çalıştığımız yabancı firmalardan Türkiye’ye temkinli bir bakış var, gelmek istemiyorlar” ifadesini kullandı.

ÖZKAN YILDIRIM: OTOMOTİVDE BİR DÖNÜŞÜM DÖNEMİNDEYİZ

Deloitte - DRT Bağımsız Denetim AŞ. Denetim Ortağı Özkan Yıldırım, önümüzdeki dönemde otomotiv sektöründe de ciddi yeni yatırım gerektiren teknoloji hareketliliği yaşanacağını belirterek, “Böyle bir sürecin yaşandığı döneme girdiğinizde eğer ülkenizde risk varsa yeni yatırımı çekmekte zorlanırsınız. Otomotivde güçlüyüz, bir anda kırılıp elimizden kayacak bir şeyimiz yok. Bir dönüşüm dönemindeyiz. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek yeni yatırım çekmek adına çok önemli” dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir