Otomotiv pazarı 2019'da dengelenecek
ODD Başkanı Bilaloğlu, "2019, hem Türkiye ekonomisi hem de otomotiv sektörü için dengelenme yılı olacak. Hafif ticari vasıtayla birlikte otomotiv pazarı 450-500 bin seviyeye geldiğinde bu zaten bir dengelenme demek." dedi.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, 2019'un otomotiv sektörünün dengeleneceği bir geçiş yılı olacağını belirterek, "Hafif ticari vasıtayla birlikte otomotiv pazarı 450-500 bin seviyeye geldiğinde bu zaten bir dengelenme demek." dedi.
Ali Bilaloğlu ve ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce, derneğin yeni çalışmaları ve geleceğe yönelik projeleri hakkında bilgi vermek amacıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda, ODD'nin yeni logosu da tanıtıldı.
Toplantıda yaptığı konuşmada, yeni yönetim kurulu olarak otomotiv sektörünü daha ileri götürmek için gereken alt yapıyı sağlamayı hedefleyerek yola çıktıklarını anlatan Bilaloğlu, bu kapsamda dernek çalışmalarını aktarmak amacıyla toplantılar yapacaklarını söyledi.
Bilaloğlu, ODD'nin 1987'de 5 üye ile faaliyete geçtiğini anımsatarak, "O dönem, pazar sadece üretim demekti ve yaklaşık 140 bin adet seviyelerindeydi. 30 yıl sonra bugüne geldiğimizde ODD olarak 47 uluslararası otomotiv markasını temsil eden 30 üye firmaya ulaştık. Toplam pazar 9 aylık dönemde 480 bine ulaşırken, üretim 1 milyon 167 bin ve 9 aylık ihracat rakamları 972 bin oldu." diye konuştu.
ODD'nin otomotiv sektöründe faaliyet gösteren temsil yeteneği en büyük ve önemli çatı kuruluşlarının başında geldiğini vurgulayan Bilaloğlu, şunları kaydetti:
"Misyonumuz, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren satış ve servis mercilerinden bağımsız olarak tüm markaların temsilcisi olmak ve bu alandaki tüm paydaşları kapsamak, dolayısıyla tüm paydaşlar ve karar alıcıların maksimum faydada buluşmasını sağlamak. Bu noktada en önemli konulardan biri de sektör adına paylaşılan rakamların şeffaf, kanun ve mevzuatlara uygun olması, tüm paydaşlar ve karar alıcılar tarafında objektif, hızlı ve ölçülebilir elde edilmesini sağlamak. Mühendislerin de dediği gibi ölçemediğin hiçbir rakamı iyileştiremezsin. ODD olarak, verilerle sektörün nabzını tutmaktayız. Bu verileri, güncel tutarak, hızlı ve en etkili şekilde ilgili tüm paydaşlarla paylaşmak suretiyle sektörün gelişimine de katkı sağlamaya yönelik hizmet sunuyoruz."
"Otomotiv sektörü ekonominin bir yansımasıdır"
Ali Bilaloğlu, otomotiv sektöründeki büyüme ve küçülme trendlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomi ve büyümenin bir yansıması olduğunu ifade etti.
Bu yıl ilk 3 ay pozitif başlayan bir ekonomi ve büyümenin sonucu olarak sektörde yüzde 2,17 artış gerçekleştiğini aktaran Bilaloğlu, şöyle konuştu:
"Ancak döviz kurları ile faizlerde meydana gelen volatilite ve artış sonucu ikinci çeyrekte yüzde 20'lik, üçüncü çeyrekte ise yüzde 51'lik daralma gerçekleşti. Seneye de bu görünümün devam edeceğini varsayıyoruz. Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) da belirtildiği üzere 2019, Türkiye ekonomisinin dengeleneceği bir geçiş yılı olacak. Otomotiv sektörü de Türkiye'nin lokomotif sektörü olarak aynı şekilde etkilenecektir. Türkiye olarak güçlü ekonomimiz, sağlam yönetimimiz ile bu süreci en kısa sürede ve en az hasarla atlatacağımıza inancımız tamdır. Özellikle açıklanan programlardan YEP ve Enflasyonla Topyekün Mücadele Programlarını çok önemsiyoruz. Bu konuda otomotiv sektörü olarak üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz."
"Autoshow'u daha teknoloji fuarı niteliğinde yapmak istiyoruz"
Konuşmasının ardından Ali Bilaloğlu basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gelecek yıl için sektöre yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine Bilaloğlu, "Üyelerimizin öngörüsü ile toplam pazar 2019'da, geçmiş 5 yılın ortalamasının altına düşülmesiyle dengelenmeye girilecek. Geçmiş 5 yılın ortalamasına baktığımızda 850 bin civarında bir toplam pazardan bahsediyoruz. Hafif ticari vasıtayla birlikte otomotiv pazarı 450-500 bin seviyeye geldiğinde bu zaten bir dengelenme demek." yanıtını verdi.
Bilaloğlu, otomotivin bire bir dövize endeksli bir sektör olduğuna işaret ederek, "Bu açıdan fiyatlardaki artışa baktığımızda, otomotiv sektörü bunun çok gerisinde kaldı. Barem politikası ve vergi dilimi dikkate alındığında, otomotiv sektörünün enflasyonla mücadeleye en büyük destek veren sektörlerden biri olduğunu göreceksiniz." dedi.
Autoshow Fuarı'nın gelecek yıl gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Bilaloğlu, şunları kaydetti:
"Artık fuarların otomotiv dünyasındaki önemi tartışılmakta. Daralan kar marjıyla birlikte fuarlarda çok maliyetli bir pazarlama söz konusu. Bu nedenle otomotiv sanayisinde fuarlar gitgide tartışılan ve fiyat-fayda dengesi artık görülemeyen bir pazarlama enstrümanı gibi algılanmaya başlamasından dolayı, dünya uluslararası fuar sayısı gitgide azalmakta. Bu ister istemez Türkiye'ye de yansıyor. Öte yandan fuarlarda eskiden, 1970-1980'li yıllarda olduğu gibi ilk defa orada ürünü görme gibi bir durum olmuyor. Bugünkü iletişim politikası ve teknolojiyle birlikte sosyal medyada fuara gitmeden ürünün tüm detaylarını görüyoruz.
O yüzden dünya çapında farklı farklı fuarlar ve stratejiler birleşmeye başladı. Biz de dernek olarak işin bu boyutu ile çalışmaya başladık. Teknoloji firmalarının çoğu yabancı sermayeli. Bunları da işin içine alacak şekilde bir faaliyet ve planlama içerisindeyiz. Bu firmalarla konuşuyoruz. Onları getirebilmek için çok daha geniş bir hazırlık yapmamız gerek. Bunlar neticelenirse, Autoshow'u daha teknoloji fuarı niteliğinde yapmak istiyoruz."
Bilaloğlu, lüks otomobilde ÖTV ve KDV dahil edildiğinde yüzde 200'ü geçen bir verginin söz konusu olduğuna işaret ederek, "Sektörümüzde bir vergi artışı beklentisi yok." dedi.
"Yeni veri tabanımız Magma Data'yı hayata geçirdik"
ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce de, toplantıda yaptığı konuşmada, derneğin kurumsal kimliğinde yenilenme sürecini başlattıklarını söyledi.
Teknolojideki gelişmelere, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların çok hızlı adapte olduğunu, bu gelişmelerin kurum kültürlerine, üretimden satış sonrası hizmetlere kadar tüm iş yapış süreçlerine dahil edildiğini belirten Erce, "ODD'nin yaptığı çalışmalar ve geliştirmelerle daha da güçlü bir yapıya kavuşması, sektörün temsil yeteneğini de artırarak üyelerine katkı sağlayacaktır. Bugün burada kurumsal kimliğimizin geliştirilmesinin önemli bir adımı olarak yeni ODD logosunu da tanıttık." ifadelerini kullandı.
Erce, ODD'nin en önemli sorumluluklarından birinin de gerek üyelerine gerekse otomotiv sektöründeki paydaşlara, bilgiyi zamanında ve en doğru haliyle sunmak olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dernek olarak üstlendiğimiz bu misyon, dünyada veri büyüklüklerinin ve değerinin geldiği noktada çok daha önem arz eder oldu. ODD, 15 yıldır sektörel veri çalışmalarını bir veri tabanı üzerinden yürütmekteydi. Hazırlık ve altyapı çalışmalarının ardından teknolojinin getirdiği yeniliklerden faydalanarak daha kapsamlı bir veri tabanı alt yapısına geçtik. Böylesi dinamik ve sürekli gelişen bir sektörde, bilgiyi güncel ve değerlendirilebilir kılmak adına ODD Veri Tabanı'nı da yeniledik. Bu denli büyük bir verinin, hızlı ve işlenebilir bir şekilde üyelerimize sunulması amacıyla çalışmalarımızı tamamlayıp, markalaştırma süreci ile Magma Data ismini verdiğimiz yeni veri tabanımızı hayata geçirdik. Magma Data artık çok daha kapsamlı bir veriye kaynak oluşturacak."
Otomotiv pazarına dair verileri de aktaran Erce, "Satış adetleri bakımından 2017 sonu itibarıyla dünya genelinde 18, AB ülkeleri arasında da 6'ncı sırada olan bir pazara sahibiz. Üretim bakımında da dünya genelinde 14 ve AB ülkeleri arasında 5'inci sıradayız. Ancak bugün otomotiv pazarı bu yıl ciddi bir daralma yaşıyor. Geride bıraktığımız 9 aya baktığımızda, 480 bin adetlik satışla, bir önceki yılın aynı döneminde gerçekleşen 647 bin adetlik satışa oranla yüzde 26'lık daralma görülüyor. Öyle sanıyoruz ki yıl sonunda 600 bin adetler seviyesinde bir pazar gerçekleşecek." diye konuştu.
"Türkiye otomotiv pazarı, potansiyelinin gerisinde"
Hayri Erce, otomobil sahipliği oranları, yaşlı araç parkı ve iç pazarın potansiyeline dair de bilgi vererek, "Türkiye, önemli bir iç pazar potansiyeline sahip. Dünyadaki otomobil sahipliği oranlarına baktığımızda bunu daha net görebiliyoruz. Türkiye'de kişi başına düşen otomobil sahipliği 199 adetle, Batı Avrupa ortalamalarının çok altında. Aynı şekilde araç yaşına göre baktığımızda binek otomobilde araç parkında yer alan 20 yaş üstündeki araç sayısının yaklaşık 4,3 milyon adet olduğunu, 16-19 yaş arasında araç sayısının ise yaklaşık 1,5 milyon adet olduğunu, yani bir başka değişle yaklaşık yüzde 34'ünün 16 yaş ve üstü olduğunu görüyoruz." değerlendirmelerini yaptı.
Otomotiv ekosisteminin korunması gerektiğini vurgulayan Erce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son yıllarda yaratılan iç pazar, ana ve yan sanayinin başardığı üretim ve ihracat, bunların da ötesinde tüm sektörün ana oyuncuları ve bağlı sektörleriyle yarattığı istihdam ülkemiz için çok kıymetli. Otomotiv, peşinden birçok sektörü sürüklüyor olmasıyla da önemli bir konumda. Ülkemizin lokomotif sektörlerinden otomotivin ihtiyacı teşvik programlarının yanı sıra iç pazarı yeniden 1 milyon seviyelerine taşıyacak politikaların geliştirilmesi, güven ortamı ve istikrarın sürdürülebilir kılınmasıdır. Önümüzdeki dönemde de otomotiv ekosisteminin korunarak geliştirilmesi, küresel otomotiv arenasında sektörümüzün rekabet gücünün devamlılığı ve desteklenmesi adına çok önemli."
Hayri Erce, konuşmasının ardından Autoshow Fuarı'nın düzenlenmesine ilişkin soru karşısında, "Fuarlar konusundaki sıkıntılara, farklı ülkeler çeşitli çözümler üretiyor. ABD'de gerçekleştirilen CES Fuarı bunun en son örneği. Avrupa'da da son iki fuarda olduğu gibi bunun örnekleri var. Teknoloji firmalarının otomotiv şirketleri ile bir araya geleceği bir hale dönüştürmeye çalışılıyor. Bizim de amacımız; otomotiv fuarlarını teknolojiyle birleştirip, ziyaretçilere çok daha farklı boyutta gelişmelerin gösterileceği fuarlar boyutuna getirmek. İçinden geçtiğimiz gelişmeleri de dikkate almak zorundayız. Autoshow için 2019 ile ilgili nihai kararı vermedik. Nihai kararı verdiğimiz zaman sizinle paylaşacağız." yanıtını verdi.