İşte 3 kıtada faaliyeti olan Bursa merkezli 'global' bir Türk şirketi

Çin'de bir şirket satın alıp üretime başlayan, halen 3 kıtada 13 ülkede faaliyet gösteren otomotiv yan sanayi şirketi Orhan Holding, 7 bin kişilik çalışanı ve 650 milyon euroluk cirosuyla bir 'gizli şampiyon' olarak dikkat çekiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - Türk şirketlerinin globalleşmesi ile ilgili çalışmalarda gözden kaçırılmaması gereken bir şirket var: 3 kıtada, 13 ülkede faaliyeti olan, 650 milyon euro cirolu otomotiv yan sanayi şirketi Orhan Holding.

Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Orhan birkaç yıl içinde 1 milyar euroluk ciroya ulaşacaklarını söylüyor. Bursa'daki fabrikasının yanı sıra Çin'den Hindistan'a ve Rusya'ya tüm dünyanın merceğine aldığı ülkelerde üretim yapan Orhan Holding, globalleşme yolunda attığı önemli adımlarla pek çok şirket için  güzel bir örnek oluşturuyor. ABD'li bir dev olan DANA'nın akışkan transfer sistemleri birimini 2007 yılında satın alan Orhan Holding, 2008 yılında Romanya'da, 2010 yılında Kore'de, geçen yıl ise Hindistan, Çin ve Rusya'da yatırımlara imza attı. Bundan sonrası bu ülkelerdeki faaliyetleri geliştirip, büyütmeyi yönetme zamanı...

ABD'li firma satışa çıkardı 1 yılda 85 milyon $'a satın aldı

Murat Orhan, babası İbrahim Orhan'ın 1972 yılında Teknik Malzeme'yi kurması ile başlayan yolculuğa, Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği eğitiminin ardından ABD'de MBA'i tamamlayıp Türkiye'ye döndüğü 1994 yılında katıldı. 1994 krizi otomotivin dışarıya yönelmesini beraberinde getirdi. Murat Orhan da bu vizyonla Bursa'daki otomotiv yan sanayi  işini dünyaya açma hedefini belirledi ve Orhan Holding'in globalleşme macerası sahip olduğu Nobel Automotive şirketi ile 2007 yılında imza attığı satın alma ile başladı.

Orhan Holding, Türkiye'deki faaliyetlerine ortak olduğu akışkan yakıt sistemlerinde global bir dev olan DANA'nın bu alandan çıkma kararı sonrası önemli bir fırsat yakalamış. Murat Orhan bu satınalmayı şöyle anlatıyor: "8-9 milyar dolar cirolu bir şirket olan DANA, 'bu bizim ana işimiz değil' diyerek yaklaşık 500 milyon dolarlık bir iş olan akışkan yakıt sistemlerinden çıkma kararı aldı. 2006 yılında bunu açıkladılar. Biz de yurtdışına nasıl açılırız'ın arayışı içindeydik. Ortaklarımızın ayağına basmadan yurtdışına açılmanın arayışındaydık. Sıkıntılı bir süreçti çünkü DANA Chapter 11'a girdi, mahkemelerle uzun bir süreçten sonra 2007'de satın almayı gerçekleştirdik. Bir anda Meksika, ABD'de, İngiltere, İspanya, Fransa, Slovakya ve Türkiye olmak üzere birçok ülkede faaliyet gösterir olduk."

85 milyon dolara alınmış DANA'nın akışkan yakıt sistemleri işi. "Ciddi bir avantajımız vardı, konuyu da, ortak olduğumuz için şirketi de, çalışanları da tanıyorduk. Şirketle ilgilenen rakiplerimiz kadar araştırma yapmamız gerekmedi bu nedenle. Müşterilerimiz olan Renault ve Peugeot gibi şirketler de bizi çok motive ettiler, desteklediler."

Hindistan'da üretim 2013'te ortaklık için görüşüyoruz

2007 yılında yapılan satın almanın iki yıl sonra bir kriz patlamış. "Her şeye rağmen doğru bir açılımdı, biraz beklesek yapamazdık. Faydalarını şimdi görüyoruz" diyor Murat Orhan. 2008 yılında Romanya'da, 2010 yılında Kore'de yatırımlara imza atılıyor. 2011 yılında ise ikinci büyük atılım yapılıyor ve Orhan Holding önce Rusya, sonra Hindistan, son olarak da Çin'de yatırım yapıyor. Hindistan'da ve Rusya'da üretim yapmak üzere şirket kuran Orhan Holding, Çin'de ise üretim yapan bir şirketin yüzde 51'ini satın aldı. "Hindistan ve Rusya'da müşterilerimize taahhüdümüz var, 2013 yılında üretime başlayacağız. Hindistan'da ortaklık yapmak için görüşmeler yapıyoruz, biz ortaklık kültürü olan bir şirketiz."

Akışkan taransfer sistemleri ana faaliyet alanı ama Orhan Holding yan sanayide ürettiği diğer ürünleri de yurtdışında üretmeyi planlıyor.

"Şimdiye kadar atmamız gereken tüm adımları attık" diyor Murat Orhan. Bundan sonrası, gidilen 13 ülkede büyüme zamanı. Murat Orhan, "Bugün ciromuz 650 milyon euro. Bunun global kısmı 200 milyon eurodur. Otomotiv pazarında küçük bir ciro bu. Sektörde konsolidasyonlar devam edecektir. Biz en az 1 milyar euronun üzerine mutlaka çıkmalıyız. Buna 2015'te ulaşmayı hedefliyorduk. Kriz girdi araya, biraz yavaşladık. Çin, Hindistan ve Rusya'da ciddi fırsatlar var. Bu büyüme ile bu yine de mümkün" diyor.

Bünyesinde 7 bin kişi çalışıyor gözlemlediği hataları yapmıyor

Orhan Holding bünyesinde bugün 7 bin kişi çalışıyor. DANA'nın akışkan yakıt sistemleri birimini aldıktan sonra Orhan Holding, şirket yönetimde önemli bir değişiklik yapmamış. "Biz yerli bir şirket olarak yabancıların bir ülkeye geldiğinde yaptığı doğruları ve yanlışları gözlemlemiştik. Yanlışları yapmamak üzere yola çıktık. Her şirketin başına bir Türk getirmedik bu nedenle. Bazı firmalar bu hatayı yapıyor, Türkiye'yi bilmeyen bir yabancıyı getirip şirketin başına koyuyor. En iyi ihtimalle zaman kaybediyor. Biz bu nedenle uluslararası bir kültür olarak yaklaştık konuya. Amerika'ya Amerikalı, Hindistan'a Hintli sektörü çok iyi bilen yöneticiler atadık. Her lokasyona da bir- iki kişi Türk yöneticiler de gönderdik. Burayla iletişimi sağlamak üzere..."

Ortalama yüzde 20 büyüyor transfer sistemlerinde ilk 3'te

Orhan Holding Avrupa'da üretilen otomobil koltuk kılıflarının yüzde 7'sini üretiyor. Koltuk kılıfında kullanılan plastik profillerde Avrupa piyasasının yüzde 20'sini üretiyor. Transfer sistemlerinde ise Avrupa'daki ilk 3 üreticiden biri konumunda. Orhan Holding, son kriz öncesine kadar yüzde 20 ortalama ile büyüyen bir şirket. Murat Orhan önümüzdeki sene yine bu ortalamayı yakalayacaklarını düşünüyor. "Çok bilinen bir şirket değiliz ama bizi bilen de biliyor" diyen Murat Orhan, müşterileri olan dev otomotiv firmalarının gittiği tüm pazarlarda bugün aktif hale geldiklerini belirterek şöyle devam ediyor:

"Biz Hindistan'a, Çin'e oradaki müşterilerimize hizmet vermek için, o pazara yönelik üretim yapmak için gidiyoruz. Müşterimiz olan şirketler güvendikleri üreticilerin onlarla birlikte gittikleri ülkelere yatırım yapmasını teşvik ediyor. Herkes cesaret edemiyor. Sadece finansal kaynak değil insan kaynağı da çok önemli. Ama bizim bu kaynağımız var."

Bizim adımız alıcıya çıkmış

Bir aile şirketi Orhan Holding. Yabancılardan teklif almadıklarını söylüyor Murat Orhan, "Bizim adımız alıcıya çıktığı için daha çok 'bizi alın' diye teklif geliyor" diyor. Geçtiğimiz 3 yılda her ayın iki haftası seyahatlerde geçmiş. Ocak ayında Amerika'daymış, sonra Çin'deki şirketi incelemeye gitmiş, önümüzdeki ay Fransa yolcusu... Murat Orhan bu seyahatlerde zaman buldukça fotoğraf çekiyor. Asıl fotoğraf meraklısı olan ise annesi... Orhan Holding 8 yıldır çok önemli bir uluslararası fotoğraf yarışması düzenliyor. Murat Orhan spor ve kitap okumaya da zaman ayırmaya çalıştığını belirtiyor ama "en büyük hobim çocuklarım" diyor.

Global iş dünyasından notlar...

Kar eden firmayı hiçbir dönem ucuza alamazsınız

* Brezilya'da üretim şu anda çok cazip değil. Brezilya pazarı için bile Meksika'da üretim yapmak daha cazip görünüyor bugün. Brezilya'yı gündemimize 3-4 yıl sonra ilave ederiz.

* Avrupa'da satışa çıkan çok şirket var ama sırf ciro büyümesi için şirket alınmaz. Bir örnek vereyim: DANA transfer sistemleri işini satışa çıkardığında biz sadece Avrupa tarafı ile ilgilendik, Amerika tarafıyla ilgilenmedik. Pazarlık sırasında Amerika'dan iki, Meksika'dan bir fabrikayı satın aldığımız 85 milyon dolarlık kısıma kattık. Geri kalan bölüm aynı düzeyde büyüktü ama 1 dolara satıldı. Borçsuzdu ama 30 milyon dolar zarar ediyordu. Kar eden bir firmayı hiçbir dönemde ucuza alamazsınız. 

* Ar-Ge ile işin teknolojisini siz geliştirmediğinizde sipariş hemen başka bir şirkete kayar. Ana otomotiv sanayii 10 yıl öncesine kadar her işi dışarı outsource ederdi. Son 5-10 yılda 'acaba çok mu dışarı verdik, teknolojinin bir kısmını içeride tutmamız gerek' eğilimi var son dönemde. 

* Patlamalı motorların emisyon değerleri sürekli gelişiyor. Elektrikli aracın payının artması zaman alacak gibi görünüyor. Ben şahsen hibrid sistemlerin daha öne çıkacağını düşünüyorum. 

* Çin çok enteresan bir süreç yaşıyor. BMW 7 serisinin en çok satıldığı ülke. Biraz marka olan ürünler alışveriş merkezlerinde Türkiye'den 3 kat pahalı satılıyor. Starbucks örneğin çok pahalı ama Çinliler lüks hayat nasıl diye tadına bakmak için bir kere içiyor. Zengin kesim farkı belli etmek için markayı ucuz bulursa almıyor. 

* ABD'nin üretim bahçesi olan Meksika'da uyuşturucu çeteleri ile devlet arasındaki mücadele insanları tedirgin ediyor. Ama üretim devam ediyor. Orada çalışan Türk arkadaşlarımız var. Bir sanayi şehrinde, daha güvenli bir bölgedeler. 

* Rusya ve Çin, kapasite artışının talep artışından fazla olduğu iki pazar. Ciddi fiyat rekabeti ve karlılık sorunları ile ayıklanmalar başlayabilir bu ülkelerde.

Yerli otomobil olabilir ama...

"Yerli otomobil teknik olarak üretilebilir ama... Aması var. Yerli otomobilin tarifi nedir. Teknik olarak olabilir ama bir marka yaratmak gerek. Türkiye'ye mi satacağız, dünyaya mı? Tam adını koymak gerek olayın. Bu işin devlet stratejisi olması gerek, devletin stratejik olarak işin içinde olması gerek."

Bu verimlilik olmasa Türkiye'deki çok fabrika krizde kapanırdı

Murat Orhan, arz talep dengesini iyi kuramayan şirketlerin yok olacağını söylüyor. Bütün otomotiv firmalarının Avrupa'da küçülme beklediğini, ama Çin ve Rusya'da üretim artışı planladığını anlatıyor. Yani kapasite artıyor ancak talep açığı var. Bu noktada Türkiye'deki otomotiv sektörünün verimliliğinin çok önemli olduğunu anlatan Orhan, "Bu verimlilik ve kalite olmasa bugünkü fabrikalar krizde kapanırdı. Türkiye'deki üretim Avrupa'ya yapılıyor. Bu pazar daralıyor. Neresi daha ucuz ve kaliteli yaparsa oraya yaptırırlar üretimi. En büyük riskimiz bu. Ama Ford, Renault gibi çok şirket merkezden uçakla adam getirtiyor Türkiye'ye, 'nasıl yapıyorlar' diye inceliyorlar. Biz de o konumdayız" diyor.

Önce 'sen yaparsın' dediler sonra globalleşmek şart oldu

"Babam İbrahim Orhan her işi zamanında ve kaliteli olarak yaparak otomotiv şirketlerinin dikkatini çekmiş. Teknik malzeme sağlarken, yarattığı bu güvenle 'bu işi de sen yaparsın' denilerek yan sanayiye yönlendirilmiş Bursa'daki firmalar tarafından. Önce sünger üretimine başlanmış. Sonra koltuk işi, egzoz üretimi... Yay firması batıyor, 'gidin bu işi çözün' diyorlar. Müşteri açısından hep problem çözücü, verdiği sözleri tutan bir firma olarak algılanması sayesinde hızla büyüyor. Sonrasında da hangi işe girmemiz talep edilirse girdik. Ama bir noktadan sonra ipler global otomotivin eline geçmeye başlıyor , bazı kararlar yurtdışında verilmeye başlıyor. İşte o zaman da bizim global olmamız gerekti. Direkt global müşteri ile temasınız olması gerekiyor. Bu nedenle 2000'lerden sonra arayışa girip global bir şirket olma yoluna girdik."

'Eleştirdiğiniz ürün bizim ürettiğimiz değil, numuneniz'

"Eskiden yurtdışına satış yapmak istediğimizde 'kalite' kaygısı olurdu. Şimdi kalite argümanını Çin'e karşı kullanıyorlar, eskiden bize karşı kullanırlardı. Hatta bir keresinde bir firma bize bir numune verdi ve aynısından yapmamızı istedi. Ürettik yolladık, arkadaşımızla bakıyorlar, bir sürü eksikliğini çıkardılar, sayıyorlar. Arkadaşımız dedi ki 'İyi de o eksiklerini sıraladığınız sizin numuneniz, bizim ürettiğimiz değil ki.' Şimdi yalın üretimle en kaliteli üretimi yapan Türkiye'deki firmalardır. Ödüller alıyoruz müşterilerimizden, benchmark olarak alınan bir şirket olduk diyebilirim."

ABD'de ciddi iyimserlik var rüzgar olumluya döndü

"ABD'de ciddi bir iyimserlik görüyoruz. Amerika'da başladı bu kriz, oradaki rüzgarların olumlu olması çok önemli. Avrupa'da da, Türkiye'de de insanlar başta çok korktular finansal dalgalanmadan ve harcamaları kestiler. İşini kaybetmeyen işini kaybedeceği korkusu ile, Türkiye'de ise işini kaybeden komşusuna ayıp olmasın diye alışveriş yapmıyordu. Ama insanlar alıştı artık bu sürece. Şimdi Avrupa'da krizin çözümünde sonuca yaklaşılması çok önemli."

Bu konularda ilginizi çekebilir