Ermetal, ana yan sanayi üretiminde kabuk değiştiriyor

Türk otomotiv sanayisinin öncü kuruluşlarından olan Ermetal; Fiat, Renault, Ford, Toyota gibi dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerinin ana yan sanayisi olarak hizmet veriyor. Şirket, üretim gamının değişmesiyle birlikte vizyonunu da geliştiriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kenan SERTALP

Fiat, Renault, Ford, Toyota gibi dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerinin ana yan sanayisi olan Ermetal, Türk otomotiv sanayisinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda yeniliği açık planlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Geleceğe yönelik planlamasını şekillendirirken üretim gamında değişime gittiklerini vurgulayan Ermetal CEO’su Yesari Süalp, yeni projelerin devreye alınacağının müjdesini verdi.

25 milyon euro ihracat hedefi

Süalp, Ermetal, Erkalıp, Plasmot, Bürosit ve Ergıda olmak üzere toplam 5 firmayı bünyesinde bulunduran Ermetal Şirketler Grubu 2024 yılında 25 milyon euro ihracat yapmayı planladıklarının altını çizdi.

Yesari Süalp gelecek planları hakkında şunları söyledi: “Şu andaki veriler göz önüne alındığında Ermetal olarak kabuk değiştirme sürecinin içerisindeyiz. Üretim gamının değiştiği bu dönemde otomotivdeki yeni modellerin oyunun içine dahil olması bizi bu sürece dahil olmaya itiyor.

Üretimde özellikle 2008 ve 2010 modelleri araçlar artık yerlerini yeni modellere bırakacak. Temmuz ayından sonra bantlarda yeni araçlar olacak. Elektrikli ve modifiye araçların piyasada tercih edilmesi sektöre ayak uydurmak adına bu tarafa yönlenmeyi zaruri kılıyor. Yurt dışı ihracatımızın 2024 yılında 25 milyon euro civarına ulaşmasını bekliyoruz.

Bu sebeple üretim gamının da değişmesine ayak uydurarak yeni projeleri devreye almaya devam edeceğiz.’’ Otomotiv sektöründe iki yıllık süreçte kriz havasının hakim olduğunu belirten Süalp, gelecekten umutlu olduğunu sözlerine ekledi. Süalp sektörde kriz ortamını aşmada yeniliğe açık olmanın önemini vurgulayarak “Sektörde iki senedir kriz ortamı hakimdi.

Pandemi, çip ve enerji krizi, malzeme maliyetleri, yüksek enflasyon rakamları üretimlerde zaman zaman aksamalara ve düşüşlere neden oldu. Ben yılın son çeyreğinden itibaren daha düzenli bir çalışma ortamının geleceği ve yeni projelerle birlikte sektörün ivme kazanacağını düşünüyorum.

Üretim gamı değişiyor ifadesinden kastım yani metal yapıyorduk da plastiğe döndük ya da plastikten alüminyuma döndük anlamında değil. Yani ürün gamımız iki sene içerisinde yüzde 50-60 bandında tamamen yepyeni bir hale dönüşecek. Bu dönüşümde hem şirket hem yatırımlar hem de insan kaynağı olarak doğru ve yeniliğe açık alanda yer almak en doğru sonuçları verecektir” diye konuştu.

Kur dalgalanması sektörü olumsuz etkiliyor

Kur fiyatlarındaki dalgalanmanın otomotiv sektörünü de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Süalp, kur fiyatlarında planlı bir politika izlenmesi gerektiğini söyledi. Kurda planlı ve stabil bir ortamın yatırımcının elini rahatlatacağını belirten Süalp “Otomotiv sektöründe işin yüzde 70’i ihracatla olduğu için seçimin bu anlamda bizim üretim adetlerimizde büyük değişime neden olacağını düşünmüyorum.

Seçim bizde sektörel olarak büyük bir etken değil ama ekonomik koşullar, döviz ve enflasyondaki hareketlerin bizi etkilemesi kaçınılmaz. Şu anda araçlar yok satılıyor. Bunun sebebi ekonomik tercihlerden kaynaklanıyor. Türkiye sonuçta araçların yüzde 60’ının ithal olduğu bir ülke. Ekonomik dalgalanma çok olursa yani pahalılık olursa bu oran haliyle düşer. Ama genel üretim adetleri açısından Avrupa'dan ihracatta sıkıntı olmadığı sürece etki düşük olur.

Fakat ülkenin ekonomik koşulları bütün herkesi zorluyor. Finansmana erişenler iş yapıp daha fazla kazanırken finansman konusunda sıkıntı yaşayan şirketler iflasın eşiğine geliyor. Neredeyse tüm sektörlerde bu tablo aynı. Kur fiyatlarında bir standart oluşturulması muhakkak gerekiyor. Sürecin planlı ve stabil olması hem güven ortamı oluştururken hem de yatırımcının da elini rahatlatacaktır’’ dedi.

TOGG'a da parça üretiyoruz

TOGG söz konusu olduğunda uçlarda ve hamasi tutum izlemenin doğru olmadığını belirten Yesari Süalp, “Yerli ve milli aracın yüzde 100 her parçasının bizim tarafımızdan üretilmesi de mümkün değil. İlk aşamada yüzde 45-50’lik millilik oranı çok önemlidir.

Batarya fabrikasının kurulması, yapılan girişimler elbette pozitif görülmeli. Bu durumda küçümseme içeren söylemler doğru değil, her fabrikanın kendi şanzımanını yapması nasıl beklenemezse TOGG’a da böyle bir misyon yüklemek haksızlık olur” ifadelerini kullandı.

“Biz firma olarak da TOGG’a parça yapıyoruz” diyen Süalp, TOGG ele alınırken sürecin politize edilip kutsanmasına da yapılanların küçümsenerek yok sayılmasına da karşı olduğunu söyledi. Süalp “Bu süreçte yerli ve milli aracın bir kesimin tartışılmaz kabul edip göklere çıkarmasına da bir kesimin itibarsızlaştırıp yerin dibine sokma çabasına da karşı olduğumu belirtmek istiyorum.

Türkiye hali hazırda 8 fabrika ile araç üretilen bir ülke. Devletin sağladığı teşvik ile son derece modern bir fabrika kuruldu. Bunu görmezden gelmek doğru olmaz. Dünyanın izlediği elektrikli araç trendinin konsept olarak tercih edilmesi çok doğru ve olumlu. Hükümete kızmak başka, gerçeği reddetmek başka. Biz olumlu gerçeği reddetmeyenlerdeniz’’ diyerek sözlerini noktaladı.