Mikro işletmeler teşvikle desteklenmeli

Çukurova SİFED Başkanı Berman Mantı, Türkiye’nin mikro işletmelerini ve politikalarını DÜNYA’ya değerlendirdi. Berman Mantı, Türkiye’deki mikro işletmelerin taleplerinin yerine getirilmesinin ve teşviklerle desteklenmesinin bölgesel kalkınma adına büyük bir adım olduğuna dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ziya İPEK

Türkiye’de 2 milyon 151 bin dolayında şirketin yüzde 87,5’inin mikro işletme olduğunu anımsatan Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (Çukurova SİFED) Başkanı Berman Mantı, ekonomik ortamın daha stabil bir ortama çekilmesinin yanında ciddi bir insan kaynağı, istek, arzu ve motivasyonu olan bu işletmelere teşvik ve destek sağlanması halinde, Türkiye’nin ihracat ve istihdamda önemli mesafe kaydedeceğini söyledi.

Berman Mantı, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, mikro işletmelerin Türkiye ekonomisi için önemine değindi. Bu işletmelerin büyümesi için gerekli adımların atılmasının elzem olduğunu vurgulayan Mantı, bölgesel kalkınma için ise iş birliği ve entegrasyonun önemini vurguladı.

Türkiye’de şu anki en büyük problemin finansa erişim olduğunu kaydeden Berman Mantı, Türkiye’de hizmet sektörünün yüzde 60 dolaylarında, inşaat, tarım, üretim ve sanayi sektörlerinin de yüzde 40 oranına tekabül ettiğini, bu dengelerin değişmesinin ve ülkenin daha çok üretebilir potaya girmesinin gerektiğine işaret etti.

“Bu faiz ortamında yatırım iştahı belli seviyede tutulamaz”

İş dünyasının bugün beklemediği birçok riskle de aynı anda baş etmek zorunda kaldığını ifade eden Berman Mantı, “İş dünyası ne zaman güneş açacağını ne zaman yağmur yağacağını bilmek ister.

Aksi takdirde yatırım iştahı da düşer. Yüzde 60’ın üzeri faizin olduğu bir ortamda siz yatırım iştahını belli bir seviyede tutamazsınız ki Türklerin gerçekten yatırım iştahı birçok ülkeye göre çok da yüksektir. Avrupa’ya gittiğiniz zaman Avrupa’daki halkın iş dünyasının, ‘daha ne kadar az çalışırız’ diye, Türkiye’de ise, ‘ne kadar daha çok çalışabiliriz?’ diye tartıştığını görürsünüz. İş Kadınları Derneği Başkanlığı'nı da yaptım.

Biz de ikinci, üçüncü emekliliğini yaşaması gereken herkes bir girişimin peşinde. Bu sadece para için asla değil” diye konuştu. Türklerin girişim ruhunun gerçekten çok yüksek olduğunu, bunu işletmelerde görmenin mümkün olduğunu aktaran Berman Mantı, sözlerini şöyle sürdürdü: “2024 yılında 2 milyon 150 bin 898 şirketimiz var. Bu kadar işletmenin yüzde 87,5’i 0 ile 9 arasında işçi çalıştırabiliyor, mikro işletmelerimiz var.

Sadece bin işçi çalıştıran firma sayısı 618’i buluyor. 85 milyon, bu kadar istekli çalışmaya, bu kadar girişim ruhu olan bir insan kaynağı olan, bu kadar bir harcı, bu kadar mayası olan bir toplulukta bu işletmeler niye büyüyemiyor, çünkü konjonktür sürekli değiştiği için büyüme ekosisteminin içinde yer alamıyorlar.

Ülkemizdeki ekonomik ortamı daha stabil bir ortama çekip, ülkemizdeki 87,5 oranındaki mikro işletmelerin büyümesine, AR-GE yapmalarına katkı sağlayıp kendilerini taşıması projelendirilmeli. Bununla ilgili iktisadi politikalar üretilmeli, bu işletmeler KOBİ bile değil evet doğru ancak ciddi bir insan kaynağı, istek, arzu ve motivasyon var. 87,5 içine giren işletmeleri büyüttüğümüz zaman, ihracat gelecek, istihdam sağlanacak.”

Yatırım iştahının olması için stabil bir ekonomik iklim gerektiğine işaret eden Berman Mantı, vatandaşın bütçesinin etkilendiği bir ortamda işletmelerin de etkilendiğini dile getirdi.

Sosyal güvenlik primleri, işçilik maliyetleri, kira ve vergilerin artmasından dolayı ülke dışındaki rekabetin kaçırıldığına dikkat çeken Berman Mantı, “Burada 3 euroya ürettiğiniz ancak başkasının daha düşük fiyata mal edip sattığı bir ürünü, pazara nasıl sunacaksınız? Şu an Avrupa ülkelerinde de pahalılık var ancak inanın Avrupa fiyatları bu kadar da agresif değil. Enflasyon var ancak çarpan etkisi bizdeki kadar yüksek değil” ifadelerini kullandı.

‘İşletmesini bir üst lige taşımak isteyen teşvik edilmeli’

Berman Mantı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim mikro işletmelere odaklanmamız gerekiyor. Evinin dışına çıkmış, işletmesini kurmuş, odağına ülke ekonomisini almış üretmeye çalışan büyük bir insan kaynağı var. 2 milyonu aşkın bir işletmeden bahsediyoruz. Bu işletmelerin neden yüzde 87,5’i neden 0 ile 9 arasında işçi çalıştırıyor, demek ki orada bir problem var.

Bu işletmeler büyürse ekonomi büyür. Hedef bu işletmeleri büyütmek olmalı.” Bu işletmelerin ihracata yönelik olanlarını mercek altına almak gerektiğinin altını çizen Mantı, “Bugün işletmeler uygulamada ve pazar bulmada zorluk yaşıyorlar. E-ticaret konusunda bizim işletmelerin en büyük sorunu reklam ve Ar-Ge’dir. Yani işletme sini bir üst lige çekebilecek kapasiteye sahip değil maddi olarak, bu açıdan dar alanda paslaşıyor. Bu tür işletmelere teşvik verilmeli, şirketler kendi haline bırakılmamalı, bu şirketlerin gidişatları, yaptıkları işler izlenmeli.

Bazı mikro işletmelerin bir virajlık işi kalmış, işte o virajı almalarını kolaylaştırmak gerekiyor. Ülkedeki şirketlerin yüzde 87,5’i belli bir alanda sıkışmış. İşte orta gelir tuzağı da burada bizi yakalıyor. Bu işlemelerin ihracat yolunun açılması lazım” diye konuştu. Her ilin kendi bünyesinde, her yıla yönelik yıldızlarını yetiştirmesine vurgu yapan Berkan Mantı, iş dünyasının kendi bölgesinde know-how’ını diğer şirketlerle paylaşıp önünü açarak pazara dahil etmesinin şart olduğunu aktardı.

Herkesi kendi ilgi alanına göre birçok şeyi yapmaya çalıştığını ancak sahadakilerin artık uygulama beklediklerine işaret eden Berman Mantı, şöyle devam etti: “Kadın girişimciye nasıl girişimci olması gerektiği anlatılmamalı artık. Oralarda girişimcilik ofisi gibi insanların direkt görüşebileceği, örneğin e-ticaretin nasıl yapılacağını aktaran ofislerin kurulması gerekiyor.

Çünkü artık bir noktaya kadar pazar bulunması ve paylaşılması gerekiyor. Adana ve Mersin’deki kadın üreticilerin envanterini çıkaracağız. Böylelikle işletmelere gittiğimizde, alışverişinizi buradan yapın diyebilmeliyiz. Bu konuyu da iş dünyasına sunacağım. Adana’dan çıkmış çok güzel hikayeler var. Diyeceğiz ki siz de bir firmanın elinden tutun. Stratejik ortaklık yapın, bu çalışmaları önümüzdeki günlerde açıklayacağız. İşletme kendi haline bırakılmamalı. Her şeyi devletten de bekleyemeyiz. O yüzden sosyal sorumlulukla bölgedeki işletmelere destek verilmeli.”