Markalar, bu yıl yurt dışında 700’den fazla mağaza açacak

BMD Başkanı Öncel, yurt dışında Türk markalarına çok ilgi olduğunu belirterek, “2017’yi 3 bin 150 mağaza ile kapattık. Bu yılı 4 binle kapatırız diye düşünüyoruz” dedi. Öncel,”Piyasa gerçekleriyle uyuşmayan kira sözleşmeleri en kısa zamanda yenilenmeli." ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İBRAHİM EKİNCİ

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel’le yurtdışı mağazacılığı konuşmak için buluştuk. Açılışlar devam ediyor mu? Yavaşladı mı yoksa? Hangi pazarlar öne çıkıyor?.. Bir yavaşlama izlenmediğini söyledi; “Türk markalarına çok ilgi var. Biz de pek çok şey öğrendik. Şimdi başkaları bizden öğreniyor. 2017’yi 3 bin 150 mağaza ile kapattık. Hız kesme yok. Olmayanlar da açıyor. 2016’da 2 bin 500’dü. 650 mağaza açılmış. Bu yılı 4 binle kapatırız diye düşünüyoruz” dedi. Bu konuda Turquality desteklerinin de önemli katkısı olduğunu kaydetti. Her mağazanın Türkiye’yi temsil ettiğini belirten Öncel, “Mango, İspanyoldur. Ülkesinin adını da taşır. Türk markalarının dışarıda mağaza açmaları Türkiye için de ayrıca önemlidir” diye konuştu.

Öncel’e göre mağazacılıkta Balkan ülkeleri öne çıkmaya başladı. Bu bölgede Türkçe konuşan nüfus da önemli bir avantaj olarak gözüküyor. Bu da mağazalara personel bulmayı kolaylaştırıyor. Kuzey Afrika ülkelerinin ciddi büyümeler gösterdiğini, Rusya, Ukrayna gibi ülkelerin mağazacılıkta hala önemli pazarlar olduğunu belirtti. Bir dönem İran heyecanı vardı. Onlarca marka, onlarca yeni mağaza açma planı açıklamıştı… “Önemli gelişmeler oldu. Yine de beklendiği kadar çok açılış olmadı. İran ‘yüzde 20 İran malı olacak’ şartı getirdi. Gümrüklerde de sıkıntı var. Bir kapıda yüzde 15 olan vergi diğerinde yüzde 20 olabiliyor. İranlı ortaklarla iş yapılıyor” dedi Sinan Öncel.

Yabancı markalar niye gidiyor?

Bir de Türkiye’den gidenler var. Yabancı markalar… Debenhams, C&A, Top Shop ve daha başka birçok yabancı markanın Türkiye operasyonlarını durdurduğu veya daralttığı gözleniyor… “Bunun dört nedeni var” dedi Sinan Öncel. Şöyle saydı:

“Birincisi ithalat vergileri. Hükümet iç pazarı korumak için birçok ürün ithalatına vergi getirdi. İthalat vergileri artınca üretimin bir kısmını Türkiye’de yapmaları gerekiyor. İran bunu söylediğinde biz oralarda atölyeler kurduk. İkincisi, gümrükte bekleme süreleri uzadı, ciddi test maliyetleri çıktı. Üçüncüsü, yabancı şirketlerin piyasaya uyum sağlaması bizden daha zor. Beşincisi, yerli markalar fiyatta avantajlı, rekabet edemiyorlar.”

Söz döndü dolaştı, perakendenin kronik sorunu, mağaza kiraları konusuna geldi. Bu konu da bir dokun bin ah işit halinde…

"Ticaret savaşı tırmanıyor kurdan çok endişeliyiz"

Öncel’in kiralar ve diğer konulardaki açıklamaları da şöyle:

• Perakende de maliyet artışları fiyatlara tam yansıtılamıyor. Firmaların verimliliği karlılığı düşüyor. Firma değerleri de düşüyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri kur artışları…

• AVM’ler, mağaza kiraları ile ilgili sorunda bir düzenleme ihtiyacı acil. Böyle bir ticaret düzeni adil değil. Perakende 3 – 5 ayda bir kira belirsizliği yaşıyor. Acaba mal sahibi kirayı ne yapacak? Halden anlayanlar var ama ciddi bir kesim de ne yazık ki anlamıyor.

• Mağazayı dövizle kiraya veren mal sahibine TL’ye dönelim dendiğinde “benim de döviz borcum var” diyor. 10 yıllık AVM’nin nasıl döviz borcu olur?

• Kiracı – mal sahibi ilişkilerinde ahilik anlayışıyla bağdaşmayan, hiç adil olmayan bir düzen var. “Zarar ediyorsan çık” diyor. 3 aylık dövize bağlı teminat mektubu veriyoruz. Bazı küçük AVM’lerde 5 yıldan önce çıkamazsın, çıkarsan 2 yıllık kirayı toptan ödersin gibi şartlar konulmuş. Biz yine sesimizi duyurabiliyoruz, hiç duyuramayan esnaf kesimleri var. Bana mail atıyorlar, “Bir çare bulun” diye…

• Çok kolay çözülür aslında. Çıkacaksan 2 ay önce haber ver. Benim bir AVM’de kiram yüksekti, sahibi dostumdu, indirim yap dedim, çık dedi. Çıktım. Biraz da böyle yapmak gerekir. Sürekli mız mız olmak da gerekmiyor. Arz – talep işlesin. İndirim alıyor ama kira hala Euro ile… Yine çıkıyor.

• Pek çok AVM’de makul yaklaşım da var. İnanılmaz işbirliği anlayışı ile davranan esnaf AVM’leri var. Teşekkür etmek lazım. Pek çok AVM, yatırımcı derneğinin söylemlerini paylaşmıyor. Erzurum’da bir AVM, ciro’dan kira payı ile açıldı. Yüzde 100 dolulukla… Bazı yerlerde sabit kira, artı ciro payı usulü var. Ciro artınca kira artıyor. Ama zarar ettiğinde paylaşmıyor.

• Rusya’da yapıldı. Ruble ile ilgili oldu. 1 dolar 33 rubleden 96’ya çıktı. Döviz krizi patladığında kuru 55’e sabitledi.

• Burada çok büyük bir terör saldırısı atlatılıyor. En çok iş yapılan gün cumartesi… Bereket atlatıldı ama bir gün boş kaldık. Ay sonunda bir günlük kira indirebilir, bir jest yapabilirsin… Bombaların patladığı zamanlarda bile bir şey yapılmadı. En son bir açıklama yaptılar, çözüm bulacağız filan dediler. Bu öneriyi hemen konuşalım dedik. Hiçbir cevap gelmedi.

• Hesap çok basit. Türkiye’deki AVM’lerde 12 milyon metrekare kiralanabilir alan var. Perakendeci bu alanın yüzde 35’i, yani 4.2 milyon metrekaresi için günlük kur üzerinden kira ödüyor. En düşük metrekare kira bedeli olan 30 dolar / avro sepeti üzerinden hesaplarsak 3 yılda kira maliyetlerimiz yüzde 70 arttı. 2015’te 4.1 milyar TL olan yıllık maliyetimiz bugün 7 milyar TL’ye dayandı. Günlük kurda ısrar eden AVM’lere bu yıl fazladan en az 3 milyar TL fazladan ödeme yapacağız. Bu rakamla 10 bin mağaza açabilir veya 5 bin TL brüt maaşla bir yıl boyunca 54 bin kişiyi istihdam edebilirdik.

• Bizim çözüm önerilerimiz belli. Piyasa gerçekleriyle uyuşmayan kira sözleşmeleri en kısa zamanda yenilenmeli. İsteyen kirasını dövizle ödesin, yeni projelerde mutlaka TL seçeneği olsun. Dövizle kiralamaya da sınırlama getirilmeli. Yasal mevzuat bizi esir etmesin. Perakendeci zarar eden mağazadan 3 ay önceden haber verme koşulu ile cezasız çıkabilmeli. ‘Kazan – kazan’ formülü ve ‘ciro kirası’ yaygınlaştırılmalı.

Bu konularda ilginizi çekebilir