Zeyport tedarikçilerin derdine çare olamadı

Yıllardır İstanbul'da bir ikmal merkezi kurma isteği olan gemi tedarikçilerinin hayalini Zeyport da gerçekleştiremedi. Çünkü limanın alt yapı eksikliği ve ek ücretler tedarikçilerin maliyetini artırdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

İSTANBUL - Gemilere kumanya ve her türlü malzemeyi sağlayan firmaların oluşturduğu bir kuruluş olan Gemi Tedarikçileri Derneği'nin 30 üyesi bulunuyor. Bir o kadar da derneğe üye olmayan firma var. Bu şirketlerin sektörde yarattığı pazar büyüklüğünün yılda 300 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Gemi Tedarikçileri Derneği Başkanı Yorgo Saris sektörün yaşadığı sıkıntıları ve daha çok gemiye ürün satabilmek için yapılması gerekenleri DÜNYA'ya değerlendirdi.
Gemilerin alış veriş ettiği süper marketler olarak da kabul edilen gemi tedarikçileri en çok maliyetlerden dertli. "Karadeniz ve Akdeniz'de sefer yapan gemiler ikmallerini Türkiye'den yapsın istiyoruz fakat bunun için fiyatların düşük hizmetin kaliteli olması lazım" diyen Saris, yılda 60 bin civarında gemi hareketinin olduğu Marmara'da bir hala bir ikmal merkezi oluşturulamadığını dile getirdi.
 
Dünya ülkeleriyle rakbet halinde olduklarını söyleyen Saris, gemi tedarikçilerinin iş hacmini artıracak bazı düzenlemelerin yapılması konusunda beklentileri olduğunu belirtti. Boğazlardan geçen gemilerin yanı sıra, limanlara ve tersanelere gelen gemiler de göz önüne alındığında ciddi bir ikmal potansiyeli olduğunun altını çizen Saris, "Bizim amacımız hem hizmet verilen gemi sayısını artırmak hem de satılan ürün miktarı ve çeşitliliğini artırmak. Türkiye'ye gelen gemilerin yüzde 30'una ikmal verebiliyoruz.  300 milyon dolarlık bir girdi sağladığımızı tahmin ediyoruz. Son 10 senede pazarı büyüttük ama daha da büyütme isteğimiz var. Bunun için devletten rahat ve çabuk operasyon imkanı yaratmasını istiyoruz. Gümrük duvarları bizi çok zorluyor" dedi.
 
'Zeyport ıstırap vermeye başladı'
 
Yedi yıldır ikmal noktası olarak hizmet veren Zayport'un bir cazibesi olmadığını dile getiren Yorgo Saris, şöyle devam etti: "Bu ikmal noktasından malı yüklemek, limandan çıkmak ve gemiye gitmek son zamanlarda ıstırap vermeye başladı. Zeyport'un imkanları çok kısıtlı, iki gün öncesinden malımı getirip buzhaneye bırakamıyorum, kapasite yok. Altyapı imkânları kısıtlı. Kamyonlar içeri giriyor bir bedel ödüyoruz. Motora yüklemek için ekstra bir ücret, limana gitmek için yine ekstra bir ücret ödüyoruz. Mesai dışında ikmal yapıyorsak mesai ücreti ödüyoruz. Tedarik şirketlerin antepoları Karaköy'de fakat gümrük işlemlerini Zeytinburnu'nda  bulunan Gümrük Müdürlüğü'ndeyapmamız gerekiyor. Bu nedenle Zeytinburnu'na bir aktarma yapmamız gerekiyor. Bütün bunlar hep maliyeti artıran unsurlardır. Bizim gemilere
yapılan tedarikin ortalama değeri bin ile 5 bin dolar arasındadır ve bunun içinde 500 liralık masraf çok ciddi bir tutardır. 4 bin liralık bir teslimatta 700 liralık masraf çıkabiliyor. İkmal limanı oluştururken maliyetlerimizin düşeceğini bekliyorduk ama aksine bütün maliyetler arttı. İkmal merkezinin bir cazibesi olmalı."
 
'Tahsilat en büyük sıkıntımız'
 
Tahsilatların gemi tedarikçilerin her zaman en büyük sıkıntısı olduğunu dile getiren Başkan Saris, bu sıkıntının sadece kriz döneminde olmadığını belirterek "Denizcilik piyasalarının çok iyi olduğu dönemde dahi biz tedarikçiler güneş yüzü görmedik. Her zaman zorla paramızı aldık. Bizim üyelerimizin ortalama tahsilat süresinin 5 ay olduğunu söyleyebiliriz. Ürün verdiğimiz şirketlerden paramızı alamadığımızda geminin üzerine gidip haciz etme şansımız vardı fakat Türk Ticaret Kanunu'ndaki değişiklik bu hakkı bizden aldı. Gemi alacağımız deniz alacağı kabul edildi. Armatör gemiyi sattığı zaman geminin üstüne gidip hak talep edemiyoruz. Biz de  şimdi tanıdığımız güvendiğimiz firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz" diye konuştu.
 
'Kruvaziyerden pay alamıyoruz'
 
Son yıllarda kruvaziyer şirketleri rotalarını Türkiye'ye çevirdi. Yılda bin 500 kruvaziyer gemi limanlara uğrak yapıyor. Fakat bu gemilerin ikmalinde tedarik şirketleri yeterli payı alamıyor. Dernek Başkanı Yorgo Saris nedenini şöyle açıklıyor: "Kruvaziyer şirketleri istedikleri ürün çeşidini Türkiye'de bulamadıkları veya belirli ürünler pahalı kaldığı için bunları Avrupa'da oluşturduğu lojistik merkezlerden tedarik ediyorlar. Türkiye'den meyve sebze alıyorlar. Büyük bir potansiyel fakat tedarikçiler olarak çok pay aldığımızı söyleyemeyiz. Pastadan pay alabilmemiz için bu şirketlerin ikmal merkezi olmamız lazım ve bunun için de bir altyapı kurulması gerekiyor."