Navlunda sözleşmeler artık haftalık

Piyasalardaki dalgalı seyir navlun sözleşmelerinde yeni dönem başlattı. Lojistikçi navlunda ‘artış’, ihracatçı ve ithalatçı ise ‘düşüş’ olur beklentisiyle yıllık sözleşmeleri artık haftalık yapıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

aysel-007.jpg

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİ- KAD) Başkanı Turgut Erkeskin, piyasalardaki ciddi dalgalanmaların etkisiyle navlunların da bir anda büyük değişiklikler gösterdiğine dikkat çekerek, “Sektörün navlun anlaşmaları çok farklı bir platforma oturdu. Kur artışı da bunda çok etkili oldu. Artık kimse uzun dönemli anlaşma yapmıyor” dedi. Bir taraftan taşımacıların dalgalanmaları öngöremediği için uzun dönemli fiyat vermekten çekindiğini belirten Erkeskin, diğer taraftan ithalatçı ve ihracatçı firmaların dönemsel navlun düşüşlerinden istifade etmek istediğini ifade etti. Erkeskin, “Daha önceleri bir yıl ya da üç aylık yapılan navlun sözleşmeleri artık hemen hemen her taşıma tipinde haftalık yapılıyor” dedi. 

‘Navlun’ departmanları kuruluyor 

Mevcut piyasa koşullarında uzun dönemli navlun sözleşmesi yapmak isteyen firmaların belli primleri de gözden çıkarması gerektiğini dile getiren Erkeskin, “Lojistik firmaları navlundaki artışa karşı kendilerini korumak zorunda. Dolayısıyla risk primini işin içine koyabiliyorlar. Çünkü çok oynak, değişken bir yapı söz konusu” dedi. Hızlı değişen bir navlun piyasasının iş yükü ve maliyeti artırdığına dikkat çeken Erkeskin, sürecin daha iyi yönetilmesi için lojistik firmalarının bünyelerinde navlun yönetimi departmanı kurmaya başladığını belirtti. Erkeskin, “Hızlı değişen navlunları yönetmek bizim için kolay bir süreç değil. Her hafta değişik navlun çalışması yapıp, müşterilerle bunu paylaşmak ve her seferinde aslında bir kez daha rekabetçi olma baskısı üzerinizde gerçekten zor bir süreç. Dolayısıyla firmalarımızda da yeni bir yapı oluşmaya başladı. Bir sanayi firmasının satın alma departmanı gibi bizlerin de kendi bünyelerinde yapılanan bu navlun yönetim departmanı sürekli piyasayı takip ediyor. Hangi armatör, hangi havayolu şirketi, hangi destinasyonda hangi fiyatlarla iş yapıyor? Bunları sürekli tarıyorlar ve ona göre kendi navlunlarını oluşturuyorlar” diye konuştu. 

Ukrayna’daki olayların taşımacılık sektörüne olumsuz yansıdığına dikkat çeken Erkeskin, “Sektör sıkıntılı bir süreçten geçti ama son dönemde biraz daha rahatladı. Ama bölgesel farklılıklar var. Karadeniz’de navlunun düştüğünü görüyoruz. Ama öte taraftan Uzakdoğu navlunlarında bir artış görüyoruz. Hatta bazı konteyner hatları TEU başına 500 dolarlık zamlardan bahsediyorlar. Havayolu taşımacılığında ciddi dalgalanmalar söz konusu” diye konuştu. 

‘Kota sorunu mutlaka çözülecek’ 

Uluslararası karayolu taşımacılığında yaşanan kota ve belge sorununun sektöre büyük kayıplar yaşattığını dile getiren Erkeskin, bu engellerin sadece Türk taşımacılarını ve Türk firmalarını değil yurtdışındaki alıcı firmaları da etkilediğini vurguladı. Ticaretin serbestleşmesi için bu engellerin mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Erkeskin, “Bütün sektör bu konuda güçbirliği yapmış vaziyette. Biz de UTİKAD olarak bu çalışmaları destekliyoruz. Tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Bu sorunlar mutlaka çözülecek. Avrupa Birliği eğer ticareti geliştireceğim diyorsa bu sorunları mutlaka aşmalı. Biz artık tek tek ülkelerle bu sorunları konuşmaktansa AB’nin tümünü kapsayacak bir çerçeve anlaşması ile bu engellerin ortadan kalkmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. 

‘Herkes uzmanlığını yapmalı’ 

UTİKAD olarak gündemlerindeki en önemli konulardan birinin de kanun ve yönetmeliklerin uygulanması ve yönetilmesi olduğuna dikkat çeken Erkeskin, yetersiz kalan denetimlerin sektörde haksız rekabete yol açtığını dile getirdi. En fazla sıkıntının R2 ve C2 belgelerinin denetimi konusunda yaşandığına vurgu yapan Erkeskin, firmaların belgesine sahip olmadığı alana girerek verimliliği düşürdüğünü ifade etti. Fiziki taşıma kapasitesine sahip TIR işleticisi firmaların C2 belgesi aldığını belirten Erkeskin, “Bu firmalar kendi araçları dışında başka araçları yükleyemez. Başka bir araç için fatura kesemez. Ancak R2 belgesine sahip firmalar taşıma işleri organizatörleri olarak her türlü aracı yükleyebilir. Ancak uygulamada böyle değil.C2 belgeli firmalar kendi araçları dışındaki araçları da yüklüyorlar” diye konuştu. Dernek olarak haksız rekabetin önüne geçilmesi için R2 belgesine sahip firmalarının haklarının korunmasını talep ettiklerini vurgulayan Erkeskin, şöyle konuştu: “C2 belgeli firmaların neredeyse tamamı bunu yapıyor. Başka alanlara girdikleri için kendi iş alanlarındaki verimlilikleri de azalıyor. Bu haksız rekabete yol açıyor. Bu nedenle ölçek ekonomilerinden yararlanamıyoruz. Hem C2 hem de R2 belgeli firmalar kendi alanlarında iş kapasitesini artırabilirlerse çok daha verimli çok daha karlı çalışabşilecekler ve daha fazla yatırım yapabilecekler. Aynı şey C2 için de geçerli onlar da kendi alanlarında çok daha verimli çalışacaklar. Bu sayede kaynak israfı da ortadan kalkacak. Daha rekabetçi olacaklar. Bu konu da denetimlerin artırılması gerekiyor.

İstanbul 2014’te lojistik başkenti olacak! 

Dünyanın en büyük lojistik organizasyonlarından biri olan FIATA 2014 Dünya Kongresi’nin bu yıl 13-18 Ekim tarihlerinde İstanbul'da yapılacağını hatırlatan Erkeskin, “Dünyanın gözü Türkiye’de, biz de bu avantajı kullandık. Dünya lojistikçilerini Türkiye’ye getirmeyi başardık. Bu kongre ile 2014’te lojistik başkenti İstanbul olacak” dedi. Katılımcı sayısının bini aşmasını beklediklerini ifade eden Erkeskin, kongre ile ilgili şu bilgileri verdi: “Şimdiden 350 kişi başvuru yaptı. Bu çok iyi bir rakam. Son bir iki ayda asıl başvurular olacak. Kongrede birçok ülkenin ulaştırma, turizm ve ekonomi bakanlarını ağırlayacağız. Dünya Ticaret Örgütü’nden ve Dünya Gümrük Örgütü’nden yöneticiler gelecek. Dünyanın farklı ülkelerinden bizim gibi lojistik dernekleri temsilcileri kongreye katılacak. 5 gün boyunca dünyanın kalbinin atacağı yer burası olacak. Ekol ana sponsor olarak çok büyük destek veriyor. Yine çok önemli sponsorlarımız var. Bakanlıklar destekliyor. FIATA kongrelerinde bir ilki de İstanbul’da gerçekleştireceğiz. Bir gün boyunca tüm dünyadan gelen bine yakın lojistik firması ikili görüşmeler yapma fırsatı bulacak. Dünyanın her yerinden katılım var. Özellikle Uzakdoğu’dan ve Afrika’dan çok yoğun katılım söz konusu." 

Lojistikçiler ‘gümrükleme’ yetkisi istiyor 

Lojistik firmaları olarak gümrük müşaviri istihdam ederek gümrükleme işi yapmak istediklerini dile getiren Turgut Erkeskin, “Yurtdışında gümrükleme hizmeti verebiliyoruz ama kendi ülkemizde bu hizmeti veremiyoruz” dedi. Gümrük müşavirliği yapmak için kurulan firmaların taşımacılık hizmeti verebildiğini ancak taşımacılık hizmeti için kurulan firmalar gümrük müşavirliği yapamadığını belirten Erkeskin, “Burada mantık hatası var, bunun düzeltilmesi lazım” dedi. Lojistik firmalarına gümrükleme yetkisi verilmesi ile sektörde verimliliğin artacağına dikkat çeken Erkeskin, “Biz lojistik firmaları olarak gümrükleme yapabilirsek, hem ticarete hız katmış olacağız hem de verimlilik artarken maliyetler azalacak. Ayrıca, ön beyanlarda ifade yanlışlığından kaynaklı kesilen ağır cezaların da önününe geçilerek firmaların bu konudaki sıkıntıları giderilmiş olacak” diye konuştu. Yetkilendirilmiş yükümlü ve izinli gönderici olabilme kriterlerinin şu anda gerçekleştirilebilir olmadığını belirten Erkeskin, “Almanya, Hollanda ve Fransa’da işini belli kriterlere uygun yapan firmalar 3 kişi de olsa bu belgeyi alıyor. Bizde bu belgeyi alma koşulları çok ağır” diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir