Kapasiteyi kullanamayınca maliyette Romanya’ya yetiştik
Otomotiv iç pazarda rekor satış adetlerine ulaştı fakat üretimde rekora imza atamadı. Geçen yıl toplam üretim yüzde 7 düştü, ihracat yerinde saydı. Yerli payının gittikçe düştüğünü söyleyen OSD Başkanı Eroldu, “Bu yüzden kapasiteyi kullanamıyoruz. Bu maliyetlerle Romanya’ya yetiştik. Seneye onlardan pahalı oluruz. Bu büyük bir sorun” dedi.
Ali YILDIRIM
İç pazarda satışlar oldukça canlı bir yılı geride bırakırken, otomotiv sanayi aynı tempoyu yakalayamadı. Çarklar hız kesti ihracat düştü. Tesisler kapasite kullanımını arttıramadı bu yüzden maliyetler de patladı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, 2024 yılında toplam üretim yüzde 7 gerileyerek 1 milyon 365 bin 296 adede düştü. Otomobil üretimi yüzde 5 azaldı 1 milyon adedin altında kaldı. Üretim ticari araç grubunda yüzde 11, ağır ticaride yüzde 25, hafif ticaride ise yüzde 9 hız kesti. İhracat ise geçen seneye paralel bir seyir izlese de yüzde 0,3 kaybetti.
Yaşanan bu tablo karşısında OSD Başkanı Cengiz Eroldu, yaşanan sorunları sıraladı. İstanbul’da gerçekleşen toplantıda sorularımızı cevaplayan Eroldu, en büyük sorunun maliyetler olduğuna değindi. Buna neden olanları sıralayan Eroldu “Hem üretimde hem de iç pazarda yerli payımız düşüyor. Kapasiteyi kullanamıyoruz. Bu yüzden maliyet artıyor. Üretim maliyetlerinde Romanya’ya yetiştik. Seneye onlardan daha pahalı oluruz. Bu büyük sorun” dedi.
“Trendimiz aşağı doğru”
Üretimdeki düşüşün kapasitelere yansıdığını anlatan Cengiz Eroldu, 2024 yılını toplamda yüzde 70 kapasiteyle kapattıklarına değindi. Eroldu “Avrupa’da başlayan bir talep azalması var. Türkiye kamyon sanayi ağırlıkla ihracatçı olduğu için onun da burada olumsuz etkisini görüyoruz. Keza otobüs-midibüs grubunda da yüzde 54’ten yüzde 52’ye düştük. Traktörde de ağırlıklı iç piyasa kaynaklı yüzde 75’den yüzde 61’e gerileyen bir kapasite kullanım var.
Bunların hepsi maliyetleri etkiliyor. Olumsuz etkilenmiş oluyoruz. Zaten bir ülkedeki makro ekonomik dengelerden dolayı oluşan bir rekabet kaybı var. Bunun üzerine bir de kapasite kullanımında düşüklük olduğu zaman bu rekabet kaybı daha da büyüyor. Bu açıdan özellikle bu zorlu yıllarda bu kapasite kullanım oranının yukarı çıkmasını son derece destekleyici ve önemli buluyoruz. Ama maalesef buradaki trendimiz yukarı doğru değil aşağı doğru” diye konuştu.
“ÖTV matrahı gerçeklere uygun güncellenmeli”
“Otomotiv endüstrisi Türkiye ekonomisine en büyük ihracatı getiren sektör konumunda. Bu açıdan her toplantıda söylüyoruz ama muhakkak korunması, kollanması lazım. Bu ekonomik değeri ülke olarak da kaybetmememiz lazım” diyen Cengiz Eroldu, üretim rekabetçiliğinin artık aşındığını ifade etti. Eroldu, “Şu an aynı seviyedeyiz seneye Romanya’dan daha pahalı olacağız.
Türkiye’de 2022 yılında 4-5 euro mertebesinde olan saatlik ücretler 2024 yılında 11 eurolara geldi. 2025 yılında da bir miktar daha ihracat anlamında yukarı çıkabilir. Burada bizim ne yapmamız lazım, bir verimliliğimizi artırmamız lazım. İkincisi kapasite kullanımımızın artması lazım. Çünkü kapasite kullanımımızın azalması da bir maliyet unsuru sonuçta. Sizin 100 liralık masrafınız varsa, 100 lirayı 100 araca bölmekle 60 araca bölmek arasında bir fark var.
Birisinde 1 lira çıkıyor diğerinde 1,5 lira çıkıyor basit olarak. Bunun yolu da, bizim iç pazardaki yerli payının artırılması. Engelli araç ÖTV muafiyetinden yalnızca yerli üreticilerin ürettikleri araçların kapsama alınması konusu oldu, önemli bir adım. Tabii iç pazardaki yerli payının artırılmasının ana konusu ise 2022’den beri değişmeyen ÖTV matrahlarının tekrar günün gerçeklerine uygun bir şekilde güncellenmesinden geçiyor” ifadelerini kullandı.
“Fiyat rekabeti arttı”
Avrupa’da yaşanan son gelişmelerle birlikte, araçlara olan talepler eskisi gibi değil. Talebin azalmasının Türkiye için bir tehdit olacağını anlatan Cengiz Eroldu, “Avrupa’da arz fazlası ortaya çıkacak. Bunu zaten 2024 yılının son aylarında gördük. Büyük bir bulunurluk oldu Türkiye pazarında. Çünkü Avrupalı üreticiler Avrupa’da satamadıkları malları, ürünleri rahatlıkla Türkiye pazarına sokmaya başladılar. Fiyat savaşları Türkiye pazarında da arttı. Dolayısıyla biz de bunlarda tabii etken değiliz, edilgeniz. Bu karmaşık tablo Türkiye otomotiv sanayi için de aslında önemli bir riski içinde barındırıyor. Tabii bir yandan da Çin rekabete giriyor bu anlattıklarım üzerine” açıklamasını yaptı.
“Türkiye’de asıl teşvik iç pazar”
Türkiye’de büyük bir pazarın olduğuna değinen Cengiz Eroldu, mevcut şartlarda bile neredeyse 1.3 milyon adet araç satıldığını hatırlattı. Türkiye’de asıl teşviğin iç pazar olduğunu belirten Eroldu, “Türkiye’de 2.5 milyon araç satılsa bambaşka bir şey olur. Bu yüzden yerli sanayinin korunmasını istiyoruz. Yatırıma gelecek olanları bekliyoruz. Büyük bir potansiyelimiz var. Türkiye pazarı ne kadar büyük ve cazip olursa yatırımı da buraya çekmeyi o kadar kolaylaştırıyor. Otomotiv işinde yüzde 100 ihracat projesi olmuyor. Yüzde 30, yüzde 70 gibi bir denge tutturmamız lazım en az. Ekonomi yönetimi de destekliyor bizi” dedi.
“Yerlilik oranı düştü üretim azaldı”
Üretimde yaşanan düşüşü yerlilik oranına bağlayan Cengiz Eroldu, “İç piyasada yerlilik oranı azaldı” dedi. Toplam satışlarda yerlilik oranının yüzde 31’e kadar indiğinden bahseden Eroldu şöyle devam etti: “Hafif ticari araçlarda maalesef yüzde 27’ler. Ağır vasıta tarafında ise pozisyonumuzu koruyoruz. Yani burada otobüs, minibüsle yüzde 100, traktörde 90’a yakın, kamyonda ise yüzde 63 seviyesinde. Kamyon üretimindeki daralma aslında tamamen ihracat kaynaklı. Kamyon talebinde azalma olursa bu aslında ticarette yavaşlama sinlayi verir."
“Çinliler kârlılıktan fedakârlık edecekler”
Türkiye’de üretim yapacak Çinli üreticilere değinen OSD Başkanı Eroldu: “Her şeylerini kendileri yapıyorlar. Çok tedarikçileri yok. Buraya gelindi mi işler değişir. Rekabet kaybı başlar. Çin’in bugün en rekabetçi olduğu alan gövdesi çünkü kendi sacını kendi yapıyor. Türkiye’de biz Erdemir’den ve dışardan alıyoruz. Şimdi onu Türkiye’ye getirdiği zaman onu kaybedecek ve zaten bu sektörün özelliğidir.
Siz bir otomobili bitmiş halde taşımakla o otomobili 3 bin tane parçaya ayırıp paketleyip taşımak arasında ciddi bir lojistik maliyeti var. Şu anda lojistik maliyetleri de çok arttığı için her halükârda bu iş bilmekten bilmemekten değil işin doğası gereği bitmiş araç yerine parçalanmış aracı getirip burada monte etmek daha pahalıya çıkar. Türkiye’de üretim tarafında tabi bir fiyat beklentisi de oluştu. Bu şartlarda tablo fiyata
nasıl yansıyacak. Siz orada kârınızdan feragat edersiniz, karşılarsınız, karşılamazsınız o ayrı bir konu. Onu tabi bilmemize imkân yok. Ne kadarlık bir kar verimlilikleri var ama onlar da bir hesap yaparak geliyorlar sonuçta rekabetçi olacaklarını düşünüyorlardır. Yoksa bu yatırımı yapmazlar.
Sanayinin çarkları için OSD'den 5 öneri
1-Yerli sanayi korunmalı ve bu yüzden yerlilik payının hızla artması gerekiyor.
2- Matrah dilimlerinde düzenleme şart. Bunun en büyük etkisi yerli modellerde görünecek.
3-Kapasite kullanım oranımız gittikçe düşüyor. Bunu arttırmamız gerekiyor.
4-Verimli çalışamıyoruz. Bunu arttırmamız lazım. Ekonomik denge tekrar kurulacak.
5-Hurda teşvikinin artık gerçek anlamda uygulanması gerekiyor. Yerli modellere yönelik.