"Kadınlar, erkeklere göre yüzde 24 daha fazla verim alıyor"

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, çiftçi kadınlara iştirakleri olan alışveriş platformu Pazarama aracılığıyla komisyonsuz ve kargo ücreti desteğinin bütçesi artırılarak 2025 yılında da devam edeceğini söyledi. Yılmaz, "Kadınların, erkeklere göre yüzde 24 çalıştıkları topraktan daha yüksek verim elde ettiğini görüyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet Hanifi GÜLEL

İş Bankası, 15 Ekim Dün­ya Çiftçi Kadınlar Gü­nü’nde Türkiye’nin fark­lı bölgelerinde tarımsal üreti­me katkıda bulunan girişimci ve çiftçi kadınlarını “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” et­kinliğinde buluşturdu. Tür­kiye İş Bankası, iştiraki olan alışveriş platformu Pazara­ma aracılığıyla komisyonsuz ve kargo ücreti desteğini artı­rarak 2025 yılında da sürdü­recek.

100. yılını kutlayan İş Bankası’nın, bu özel günde bu yıl ikincisini gerçekleştirdi­ği “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde kadın­ların tarımdaki önemli rolü, sektördeki zorluklar ve çö­züm önerileri ele alınırken, 8 çiftçi kadın ilham verici hikâ­yelerini paylaştı. Çiftçi kadın­ların ve kadın kooperatifleri­nin İş Bankası iştiraklerinden çevrimiçi alışveriş platformu Pazarama aracılığıyla komis­yon ve kargo ücreti ödemeden ürünlerini satabiliyorlar.

“Kadınların tarıma ek katkısı 1 trilyon doları bulabilir”

Kars’tan İstanbul’a, Art­vin’den Bursa’ya, Aydın’dan Hakkari’ye, Hatay’dan Ri­ze’ye, Tekirdağ’dan Muğla’ya, Denizli’den Mersin’e kadar çok sayıda kadın çiftçinin et­kinlikte olduğunu kaydeden İş Bankası Genel Müdür Yar­dımcısı Sezgin Yılmaz, kendi­sinin de bir çiftçi annenin oğ­lu olduğunu belirterek, dün­yada kadınların tarımdaki emeğinin görünür olmadığını ifade etti. Dünya genelinde ta­rımda çalışanlarının yüzde 40 kadınlardan oluştuğunu akta­ran Yılmaz, “Bizim gibi geliş­mekte olan ülkelere baktığı­mızda bu oran yarısında fazla. İstatistiklere göre ülkemizde tarımda yaklaşık 5 milyonu kişi istihdam ediliyor.

Bunun yaklaşık 2.5 milyon kısmını çiftçi kadınları oluşuyor. Yi­ne ÇKS kayıtlarına baktık 250 bin çiftçi kadın var ve toplam ÇKS kaydının yüzde 15’ini oluşturuyorlar. Tarımsal emeğin neredeyse yarısı ka­dındayken, iş mülkiyete geldi­ğinde gelir adaletine geldiğin­de kadının geride bırakıldığı­nı ve sektörde görünmez bir rol oynadığını görülüyor. Yine Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgü­tü’nün (FAO) bir çalışmasına göre eğer tarımda kadınlar, erkeklerle aynı fırsatlara sa­hip olabilselerdi dünyada ta­rım sektörüne yapacakları en ek katkının minimum 1 tril­yon dolar olacağı belirtiliyor.

Bununla beraber kadınlar, er­keklere göre yüzde 24 çalış­tıkları topraktan daha yüksek verim elde ettiklerini görüyo­ruz ve daha kaliteli üretim ya­pıyorlar. Tüm bunlar aslında çiftçi kadınlarının sektörde daha da güçlenmesi, daha gö­rünür hale gelmesini gelme­sinin gerektiğini bir nevi or­taya koyuyor. İşte bu yüzden kadınlara fırsat eşitliği sağla­mak olduğunu düşünüyoruz. Bu sürecin ilk basamağı ola­rak da kadınların finansmana erişimin yanı sıra teknik, diji­tal ve teknolojik bilgiye eriş­mesi gerekiyor. Biz de işte tam burada devreye giriyoruz. İş Bankası olarak yüz yıldır des­tek veriyor” dedi.

TARİŞ’in, Türk Şeker Fab­rikaları’nın kuruluşunda ön­cü rol oynayan İş Bankası’nın kuruluş yıllarından itibaren tarımı destekleyen çalışma­lar yürüttüğünü ifade eden Yılmaz, bugün de tarımı mil­li bir mesele olarak gördükle­rini vurguladı. Yılmaz, “Kadı­nın Gücü: Geleceğin Tarımı” kampanyalarıyla Pazarama iş birliği kapsamda çiftçi kadın­ların ürünlerini platform üze­rinden herhangi bir komisyon almadan ücretsiz kargo ya­parak 2024 yılı sonuna kadar sizlere destek verdiklerini bil­dirdi.

Üretici kadınlarımızın en büyük sorunlarından bir tanesinin de pazara eri­şim olduğunu gördükle­rini ileten Yılmaz, “Sade­ce kendi yöresinde, kendi ürününü kapsama alanı içerisinde bunların satı­şını yapıyorlar. Biz bunları Türkiye’ye ve dünyaya aç­mayı istedik. Sizlerden öy­le güzel bir ürünler, öyle gü­zel sonuçlar geldi ki 2025 yı­lında da bunu desteğimizin devamının geleceğini müjde­sini verebilirim ve bütçesi de artırılarak” diye konuştu.

Yılmaz, destek olunca sa­hada kadınların neler yapı­labileceğini hep birlikte gör­düklerini aktararak, bu ko­nuda biz de kurum olarak elimizden gelen desteği bu­günden sonra daha fazla ola­cağını söyledi. İş Bankası, öte yandan bu yıl ilk ve önümüz­deki yıl Pazarama’da en çok satış yapan kadın üreticileri yurt dışında kendi alanlarıyla ilgili modern işletmeleri ye­rinde görmesini sağlayacak.

Markalaşma son derece kritik öneme sahip

Markalaşmanın önemine değinen Yılmaz, kadınla­rın üretimde ön planda oldukları, kooperatifleş­meyi başardıkları böl­gelerde, ürünler katma değerli hale geliyor ve o bölgenin ekonomisini de canlanmaya başladığını ifade etti. Markalaşma­nın son derece kritik bir öneme sahip olduğunu aktaran Yılmaz, “Kadınla­rın bir marka yaratması, kırsal kalkınmaya da kat­kı sağlıyor ve hatta tersi­ne göçü artırıp, gelir ada­letsizliğine kadar pek çok soruna çözüm olabilir. Çiftçi kadınlarımızla yap­tığımız görüşmelerden de yola çıkarak kendimi­ze altı ev ödevi çıkardık. Finansal okuryazarlık, geniş pazarlara erişim, güçlü iletişim, markalaş­ma, teknik bilgi, dijitalleş­me ve teknoloji mutlaka geliştirilmesi ve bizim de destek vermemiz gere­ken konular. İş Bankası olarak tüm bu alanlarda ve kadın çiftçilerimizin hi­kayelerinde hep yanında olacağız” dedi.

“Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde kendi başarılarını yazan kadınlar hikayelerini paylaştı

Sigorta olmadığı için gençler kente gidiyor

Kars’ta hayvancılık yapan Hilal Erben, üniversite eğitiminin ardından annesinin şehirde bir memurluk işine girmesini önermesine rağmen köyüne dönerek aile işi olan hayvancılığı büyütme karar verdiğini aktararak, “Toprağa minnet borcum var, fakat çoğu genç kırsaldan kente yerleşiyor. Bunun sebebi ise sigorta imkanı olmamasından kaynaklanıyor. Yaptığımız işe meslek gözüyle bakılmıyor. Hayvancılık işine dört tane simental düve alarak başladım. Bu ülkenin yapı dışı köydür ve köy gerçekten birer fabrikadır. Biz o fabrikanın içinde sadece küçük bir dişliyiz. Dişli olduğu sürece çark olduğu sürece de fabrika işler. Siz büyükler bizim yolumuza ışık tuttuğunuz sürece biz gençler zaten başarılı oluruz” dedi

Çay toplayanların çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor

Rizeli çay üreticisi Fatma Saruhan ise çay üretimine nasıl başladığını anlatırken, gençlerin çay üretimine uzak olmasının nedenlerine değindi. İş Bankası ile tanışmasının 50 yıl öncesine dayandığını ve ilk kumbarasını bankadan aldığını belirten Saruhan, “Gençlere hem kızıyorum hem de hak veriyrum. Çay toplama döneminde çay gidilirmen, diğer dönemde ise evde oturuyorlar. Gençler de bir sosyal güvence ile emekli olmak istiyorlar. Bu yüzden çay toplayanların büyük çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor” diye konuştu.

Enginarı yurt dışına göndermek istiyor

30 yıllık aile işletmesi Adalılar Çiftliği’nde ata tohumu enginar üretimi yapan Halide Adalılar, zaman içinde pazarlama işini üstlenmesinin ardından ürettikleri enginarların tüketiciye ulaşması için yürüttüğü çalışmaları aktardı. Adalılar, pandemiye kadar Aydın ve çevre şehirlere verdiklerini, COVİD-19 ile beraber kızının aracılığıyla internete satış yaptıklarını ve o dönemde çok iyi enginar sattıklarını anlattı. Adalılar, bundan sonra yurt dışına açılmak istediğini söyledi.

Kars Kaz Evi ile üreticilere pazar yeri açtı

Nuran Özyılmaz, ailesinin geçimini sağlamak üzere 1990’lı yıllardan itibaren ticaretle uğraşmaya başladığını belirterek, son olarak Kars’ta açtığı yöresel yemekler sunan “Kars Kaz Evi” restoranının ve köylerde kaz yetiştirici ailelere istihdam sağlamaya başladığını söyledi. Özyılmaz, kazın çok göç verildiğini ve o şehri beklemek zorunda olduğunu belirterek, “Kars’ta 4 masa ile restoranaçtım. Sonra yöresel restoran eksikliğini görerek 6 ay içinde kaz evini kurdum. Fakat ürün tedarikinin çok zor bir ürün seçtim. Bazı üreticilerle kaz üretmeye başladık, böylece kaz üreticilerine bir pazar açtım ve bugün itibarıyla yetiştiriciler 500 bin anaçla şu an sezona yavru kesimine hazırlanıyor” dedi.

İstanbul'da balıkçılık yapan bir kadın

Uludağ Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunu olan Beyza Aydın, kurumsal yaşam yerine girişimciliği tercih etme kararının ardından üretici ve girişimci bir kadın olarak yaşadığı zorluklara rağmen Erdek’te kendi ektiği mahsulleri sunduğu bir kahvaltı salonunu hayata geçirme hikayesini anlattı.

Poyrazköy’de balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat, yaşadıkları köyde kadınların balıkçılık yapmasına yönelik önyargılara karşın eşiyle ve dört oğluyla birlikte balıkçılık işini nasıl büyüttüklerini paylaştı.

Kraliçe arıları Türkiye'deki arıcılara gönderiyor

Uludağ’ın eteklerindeki kırsal Yiğitali Mahallesi’nde kurulan kooperatifin başkanı Emine Örnek, Atatürk’ün talimatıyla kurulan ancak daha sonra atıl kalan okul binasının kooperatife dönüştürülme sürecini ve kooperatif çatısı altında yürütülen çalışmaları dile getirdi.

Borçka ilçesinde UNESCO koruması altındaki Macahel’de 24 yıldır arıcılık yapan Melahat Gülbin, TEMA’nın kırsal kalkınma projesine başvurmasıyla başlayan kraliçe arı üretim yolculuğunu anlattı.