Isı yalıtımıyla her yıl 15 milyar dolarlık tasarruf sağlayabiliriz
Türkiye’de toplam enerji tüketiminin yüzde 32,7’si binalarda gerçekleşiyor. Bu enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutmada harcanıyor. Yapı stokunun yüzde 75’inin yalıtımsız olması nedeniyle binalardaki enerji tüketimi, gelişmiş ülkelerin 5 katını buluyor. İZODER’e göre Türkiye, yıllık 12-15 milyar dolarlık tasarruf sağlayabilir.
Recep ŞENYURT
Isı yalıtımının ısınma ve soğutma amaçlı enerji tüketimini yarı yarıya azaltarak cari açığı ve enerji faturalarını düşürdüğünü kaydeden Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Emrullah Eruslu, “Binalarımızı ısı yalıtımı ile daha az enerji tüketen yapılar haline getirdiğimizde, her yıl yaklaşık 12-15 milyar dolarlık tasarruf sağlayabiliriz” dedi.
İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, Türkiye’nin enerjisinin yüzde 71’ini ithal ettiğini, doğalgazda ise bu oranın yüzde 99’a ulaştığını belirtti. Eruslu, toplam enerji tüketiminin yüzde 32,7’sinin binalarda gerçekleştiğini ve bu enerjinin yüzde 80’inin kışın ısınma, yazın ise soğutma için harcandığını vurguladı. 2023 yılında Türkiye’nin enerji ithalatına yaklaşık 70 milyar dolar ödediğini ifade eden Eruslu, binaların yalnızca yüzde 25’inin yalıtımlı olması nedeniyle enerji faturasının yüksek olduğunu belirtti.
Doğru uygulanan yalıtımla binaların enerji tüketimini azaltan, çevre dostu bir yapıya kavuşmasının büyük önem taşıdığını dile getiren Eruslu, gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğini artırmaya yönelik çeşitli adımlar atılarak enerji limitlerinin düşürüldüğünü, ancak Türkiye’de hâlâ 2008 yılında tanımlanmış enerji limitlerinin kullanıldığını hatırlattı.
Almanya, Ankara’dan 6 kat daha tasarruflu
Avrupa Birliği’nde 2019’dan itibaren tüm yeni kamu binalarının neredeyse sıfır enerjili olacak şekilde tasarlandığını ifade eden Eruslu, 2020’den bu yana ise tüm yeni binaların aynı yaklaşımla inşa edildiğini belirtti. Eruslu, gelişmiş ülkelerde binaların, ısıtma ve soğutma ihtiyaçları için yıllık enerji tüketimi 30-50 kWh/m2 olacak şekilde yalıtımlı yapıldığını, oysa Türkiye’de bu tüketimin 120-150kWh (birim metrekare / yıl) seviyesinde olduğunu vurguladı.
Enerji israfının Türkiye’de gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında 3 ila 5 kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Eruslu, Almanya ile aynı iklim koşullarına sahip Ankara’daki iki benzer binayı örnek gösterdi. Almanya’daki binanın yıllık 30 kWh/m2 enerji tükettiğini belirten Eruslu, Ankara’daki binanın ise 170 kWh/ m2enerji harcadığını ifade etti.
“22 milyon konutun sadece yüzde 25’i ısı yalıtımlı”
Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerinin gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmesini gerektiğine işaret eden Eruslu, binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonunun bu noktada büyük önem taşıdığını ve revize standardın bir an önce çıkarılmasını beklediklerini vurguladı. Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2018’den itibaren inşa edilen ve zorunlu olarak su yalıtımı yapılan bina sayısının ise toplam yapı stokunun sadece yüzde 1,5-2’sini oluşturduğunu açıklayan Eruslu, “Yaklaşık 10 milyon bina, 22 milyonun üzerinde konutun bulunduğu ülkemizde bu oranlar maalesef tasarruflu bina sayısı konusunda olmamız gereken noktadan çok uzakta bulunduğumuzu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda iklim değişikliğiyle bağlantılı politikaların, uluslararası ekonomi ve ticaret gündeminin merkezine yerleştiğini, Avrupa Birliği’nin açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ve buna bağlı olarak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) bu politikalara ivme kazandırdığını dile getiren Eruslu, şunları kaydetti: “Yalıtım, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile son derece uyumlu bir uygulamadır. Binalarımızı yalıtımlı hale getirmek, enerji verimliliğini artırırken karbon emisyonlarının azalmasında da etkili oluyor. Yalıtımsız ve enerji verimsiz yapılar nedeniyle atmosfere salınan karbondioksitin dünyaya verdiği zararın önüne geçmek elimizde.”
“Enerji verimliliği için finansal destek sunulmalı”
Dünya genelinde yalıtım sektörü verilerine değinen Eruslu, gelişmiş ülkelerin daha büyük pazar kapasitesine sahip olduğunu vurguladı. Avrupa Birliği’nde kişi başı ısı yalıtım malzemesi tüketiminin, Türkiye’nin 2,5 ile 3 kat üzerinde olduğunu belirten Eruslu, bu farkın enerji verimliliği politikalarının etkinliğinden ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının başarısından kaynaklandığını söyledi.
Türkiye’nin de benzer reformlara ihtiyaç duyduğunu ifade eden Eruslu, enerji verimliliği konusunda ilerleme sağlamak için mevzuatların gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılması, denetimlerin etkinleştirilmesi, doğru yalıtım malzemeleri ve uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, tüketicilere finansal destekler sunarak mevcut konutların yalıtımının iyileştirilmesi ve kentsel dönüşüm fırsatlarının değerlendirilmesini istedi.
“Kentsel dönüşümü çok büyük bir fırsat olarak görmemiz lazım”
Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 32,7’sinin binalarda tüketildiğini ve yalıtımlı binalarda ısı kayıplarının ciddi anlamda azaltıldığı göz önüne alındığında enerji verimliliği ve tasarrufunu sağlama konusunda işe yalıtımdan başlamak gerektiği aktaran İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, sözlerine şöyle devam etti: “Kentsel dönüşümü binalarımızı gelişmiş ülke standartlarına yükseltmek ve ülkemizi taşıdığı enerji yükünden kurtarmak için çok büyük bir fırsat olarak görmemiz lazım.
Tüm binaların çatı, duvar ve döşemelerinde ısı yalıtımı yaparak ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15 azaltabiliriz. Türkiye’deki binaları enerji verimli hale getirerek (En az C sınıfı binalar) enerji fiyatlarına bağlı olarak her yıl 12-15 milyar dolar tasarruf elde edebiliriz. Enerji verimliliğini artırma noktasında yalıtım kalınlıklarını da yeniden değerlendirmek durumundayız.
Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalı, üçlü camlama çözümlerine yönelmeliyiz.”
Enerji maliyetlerindeki artış ısı yalıtımını büyüttü
Yalıtım sektörünün ısı, su, ses ve yangın yalıtımı olmak üzere dört ana başlıkta hizmet verdiğini, özellikle enerji maliyetlerindeki sürekli artışın, ısı yalıtımının ekonomik kazanımını ortaya çıkardığı için sektör içindeki pazar payının daha fazla büyüdüğünü anımsatan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, 2023 yılında yalıtım sektörünün üretimden satışlarının 2 milyar dolara, toplamda ise tüm hizmetler dahil 7 milyar dolara yaklaştığını belirtti. Sektörün doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik istihdam sağladığını vurgulayan Eruslu, ihracatta son yıllarda önemli bir ivme kaydedildiğini ve Türkiye’nin yalıtım sektörü için küresel bir üretim merkezi olma yolunda ciddi yatırımlar yaptığını ifade etti.