İş stresi ve çalışan tükenmişliğine dikkat
Michael Page tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 47’si mevcut işini stres ve iş yükü fazlalığı nedeniyle bırakmayı düşünüyor, yüzde 29’uysa stresi daha az bir görev için daha düşük maaşlı işlere razı olduğunu ifade ediyor.
Modern çalışma dünyasında iş stresi iş yerlerinin en büyük sorunlarından biri haline geldi. Yoğun iş temposu, yüksek beklentiler ve dijital dönüşümün hızlanması çalışanların üzerindeki baskıyı artırıyor.
İş stresi, dünya genelinde de artan bir endişe kaynağı. Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi›nden Prof. Dr. Jeffrey Pfeffer, iş stresinin küresel ekonomideki etkilerini vurgulayarak şunları söylüyor: “İş stresi, sadece bireylerin sağlığını değil, aynı zamanda işletmelerin karlılığını ve sürdürülebilirliğini de ciddi şekilde etkiliyor. İşverenlerin bu sorunu ciddiye alarak, çalışan refahına yatırım yapmaları, uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir.”
Türkiye’de iş stresi, ekonomik belirsizlikler ve yoğun çalışma saatleri gibi faktörlerden dolayı daha da belirgin hale geliyor. Bu durum, çalışanların ruh sağlığına olumsuz etkilerde bulunuyor ve işletmelerin verimliliğini düşürüyor.
Global ölçekte ise iş stresi, iş gücünün sürdürülebilirliği ve işletmelerin uzun vadeli başarısı için kritik bir sorun olmaya devam ediyor. Özellikle pandeminin etkileri, uzaktan çalışma ve iş-yaşam dengesi konularında daha fazla farkındalık yaratırken, işverenlerin çalışan refahını artırmaya yönelik adımlar atmaları giderek daha önemli hale geliyor.
Uluslararası işe alım ve danışmanlık şirketi Michael Page tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa genelindeki yeni bir araştırma, çalışanların yüzde 49’unun işini stresli bulduğunu, yüzde 47’sinin mevcut işini stres ve iş yükü fazlalığı nedeniyle bırakmayı düşündüğünü, yüzde 29’ununsa stresi daha az bir görev için daha düşük maaşlı işlere razı olduğunu ortaya koyuyor.
Tükenmişlik sendromu işletmelere zarar veriyor
Yakın zamanda yaklaşık 4 bin iş arayan ve çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen bu araştırmaya göre, çalışanların işyerinde ihtiyaç duyduğu koşullar ile işverenlerin şu anda sundukları arasında kopukluk görülüyor. Araştırma, Türkiye dahil tüm Avrupa genelinde iş stresi dalgasının yaygınlaşmakta olduğunu ortaya koyuyor.
İş stresi, çalışanların ruh sağlığını etkilemekle kalmıyor aynı zamanda işletmelere de zarar veriyor. Katılımcıların yüzde 32’si çalışmalarının takdir görmemesi, yüzde 27’si bunaltıcı iş yükleri ve yüzde 33’ü iş ve özel yaşam dengesini kurma mücadelesi nedeniyle iş yerinde stres yaşadıklarını belirtiyor. Çalışanlarda artan tükenmişlik sendromu tehlikesine rağmen, pek çok şirket iş gücünün refahını destekleme konusunda yetersiz kalıyor. Çalışanların yalnızca yüzde 14’ü şirketlerinin ruh sağlığı desteği sunduğunu söylüyor.
Stresi azaltmanın yolları
İş stresi ve tükenmişlik sendromu hem Türkiye’de hem de dünya genelinde işletmeler için büyük bir tehdit oluşturuyor. İşverenlerin, çalışanlarının refahını ve mutluluğunu ön planda tutarak iş stresini azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeleri ve uygulamaları büyük önem taşıyor. Michael Page’in araştırma sonuçlarına göre, iş stresinin çözümü ve mutlu bir işyeri yaratmak için işverenlere pratik öneriler şu şekilde sıralanıyor:
-Takdir sürecini hızlandırın: Takdir eksikliği, dört çalışandan birinde ciddi strese neden oluyor. Bu sorunu çözmek için yöneticileri ekiplerinin sıkı çalışmasını ve başarılarını düzenli olarak takdir etmeye teşvik edin. Çalışanı takdir uygulamaları, iyi performansları kutlamanın ve iş gücüne değer verdiğinizi göstermenin güçlü bir yolu.
-İş yükünü hafifletin: İş süreçlerini basitleştirebileceğiniz, gereksiz toplantıları ortadan kaldırabileceğiniz ve iş gücünüze biraz nefes alma alanı sağlayabileceğiniz alanları belirleyin. Yöneticileri düzenli molalar vermeye ve örnek olmaya teşvik edin. Eğer yöneticiler aralıksız çalışıyorsa ekipleri de aynısını yapma konusunda baskı hissedecektir. Son denemelerde umut verici sonuçlar veren haftada dört gün çalışma yöntemiyle, çalışanların iş stresinin azaldığı ve zihinsel sağlıklarının daha iyi olduğu, işletmelerin de üretkenliğini koruduğu gözlemleniyor.
-İş-yaşam dengesine öncelik verin: Araştırma, çalışanların yüzde 64’ünün uzaktan çalışmayı ofiste olmaktan daha az stresli bulduğunu gösteriyor. Ancak stres seviyelerini değerlendirmek, iş yüklerini yönetmek ve uzaktaki çalışanların kendilerini yalnız veya bunalmış hissetmemeleri için ihtiyaç duydukları desteği sağlamaya özen gösterin.
“İş stresi konusunda eylemsizliğin maliyeti çok yüksek”
Michael Page tarafından gerçek-leştirilen Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa genelinde gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, iş stresinin sadece bireysel düzeyde değil kurumsal düzeyde de önemli sorunlar doğurduğunu gösteriyor. Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert bu durumu şöyle değerlendiriyor: «Bir iş yerinde çalışanlar iş stresi nedeniyle ayrılmak üzereyse tehlikede olan sadece onların zihinsel sağlığı değil, aynı zamanda o şirketin geleceğidir.
O nedenle iş stresini azaltmaya yönelik gerçek bir taahhütte bulunmak işveren için stratejik bir zorunluluk. Aksi halde eylemsizliğin maliyeti çok yüksek olur. Çalışanların sağlığına ve mutluluğuna yatırım yapan işverenler, onların tüm potansiyelini ortaya çıkarır ve işletmelerini uzun vadeli başarıya hazırlar."