İhraç pazarlarımız rakibimiz oluyor
Türkiye’nin ihracatta lider sektörlerinden hazır giyim sektörüne yüzde 10 katma değer yaratan konfeksiyon yan sanayiinin temsilcileri, özellikle Uzakdoğu’dan gelen ürünlere karşı gümrük vergisi talep ediyor.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Sektör temsilcileri, DÜNYA ile düzenlenen Ortak Akıl Toplantısı’nda sıkıntı ve çözüm önerilerini dile getiren sanayiciler, “Biz içeride oyalanırken müşterimiz olan Fas, Cezayir gibi ülkeler üretime başlayıp Avrupa’da rakibimiz oluyor” vurgusu yaptılar.
Hazır giyim ürünlerinin tamamlayıcısı olarak katma değere en az yüzde 10 katkı sağlayan konfeksiyon yan sanayi, hem iç hem de dış pazarlarda müşteri kaybetmekten dertli. İthal ürün baskısının yüzde 40’ları bulduğu sektör, iplik ve kumaşta olduğu gibi ithal ürünlere karşı anti-damping vergisi talep ediyor.
Askı, dar dokuma, düğme, etiket, fermuar, tela ve metal aksesuar olarak yedi farklı kola ayrılan konfeksiyon yan sanayi sektörünün temsilcileri DÜNYA Gazetesi ile ortaklaşa düzenlenen Ortak Akıl Toplantısı’nda sıkıntı ve beklentilerini masaya yatırdılar. Sektörün her kolundaki ortak sorun ise, finansman ve istihdam.
Yaklaşık 5 bin firmanın üretim yaptığı ve maliyetler nedeniyle imalatta sıkıntılı günler geçiren konfeksiyon ve yan sanayii, son dönemlerde artan maliyetler ve Çin’in yeniden oyuna dahil olması nedeniyle iç pazara giren ithal ürünlere karşı mücadele ediyor.
Hazır giyim ihracatında yaşanan daralmanın etkisiyle dolaylı ihracatında kayıplar yaşayan yan sanayii, direkt ihracatta da rekabette zorlanıyor.
Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) Başkanı Dr. Murat Özpehlivan, “Biz içerde oyalanırken, eskiden ürün verdiğimiz müşterilerimiz üretime geçip rakibimiz olmaya başladı” diyerek sadece Çin’e değil Fas, Cezayir gibi ülkelere de dikkat çekti. Özpehlivan, tişört üretirken yan sanayi ürününü Türkiye’den alan Cezayir, Fas gibi ülkelerin yan sanayi yatırımına başladığını kaydeden Özpehlivan, “Biz oyalanırken kimse durmuyor. Müşterilerimizin üretime hazırlandığını fuarlardaki makine siparişlerinden anlıyoruz.
Sonradan toparlansak da eski resim olmayacak karşımızda. Bu sektörler kolay kurulmadı ama kaybetmek çok kolay. Şu anda Türkiye’nin yaşadığı da aslında çok keskin bir geçiş. Bu hazır giyim siparişleri bir daha Türkiye’ye dönecek mi? Dönmeyecek mi? Yani çok gelişmiş bir altyapımız var. Avrupa’nın dibindeyiz. Gelişmiş insan kaynağımız var, makine altyapımız var. Ama biz şu anda rakip üretiyoruz” dedi.
Ana sanayinin ‘olmazsa olmazı’
Sektörü ana sanayinin ‘olmazsa olmazı’ olarak nitelendiren Özpehlivan, yan sanayi sektörünü, geldiği noktada hem hazır giyim ihracatını arttıran ve geliştiren hem de kendi başına dünyanın birçok ülkesine ihracat gerçekleştiren önemli bir endüstri dalı diye tanımladı.
Tekstil aksesuarlarının ürün üzerinde oluşturduğu katma değerin hazır giyim sektörü için en önemli fark yaratan etkenlerden biri olduğunu dile getiren Özpehlivan, “Hazır giyim sektöründe yaklaşık yüzde 10 civarında kullanıldığı varsayılan konfeksiyon yan sanayii ürünleri kendi başına yaklaşık 1.5 milyar dolar net ihracat gerçekleştiren önemli bir sektör.
40 milyar doları aşan tekstil ve hazır giyim ihracatı içinde ise sektörümüzün payı 3.7-4 milyar dolar. Köklü bir geçmişi olan konfeksiyon yan sanayii sektörümüz dünyada ikinci sırada yer alıyor. Bu gücümüzü kaybetmeyelim” noktasına dikkat çekti.
Sanayici ‘nasıl para bulurum’
derdinde Türkiye’nin yüksek faiz, yüksek enflasyon gibi finansal sarmala girdiğini dile getiren Özpehlivan, “Sanayicimiz, ‘yeni ne yatırımı yapabilirim’, ‘ne üretebilirim’, ‘nereye satabilirim’ soruları yerine güne ‘parayı nasıl bulabilirim’ sorusuna odaklana rak güne başlıyor. Bu sarmala girdiğimiz anda maalesef artık çok geç kalmış olacağız.
Biz içeride bunlarla oyalanırken de ihraç müşterilerimizi rakip olarak görmeye başladık” vurgusu yaptı. Özpehlivan’a göre, Türkiye şu anda merkeze enflasyonu aldı, ‘enflasyon düşsün gerisi ne olursa olsun’ yaklaşımı hakim. Enflasyonu düşürmenin mantığı faizi artırmak ama artan faiz de sanayiciyi batıracak. Özpehlivan, “Bu kuruluşlar kolay kurulmadı ama kaybetmek çok kolay. O yüzden bu süreçte biraz daha yumuşak geçiş yapmak lazım” dedi.
Sadece ihracat değil iç pazar da daraldı
Başta AB pazarı olmak üzere global pazarda yaşanan resesyonun etkisinin yanında maliyetler nedeniyle fiyat tutturamayan Türkiye, bölgedeki önemli müşterilerini kaybetmeye başladı.
Ancak yan sanayii açısından iç pazarda da durum çok parlak değil. KYSD Başkanı Özpehlivan, “Biz sadece ihracata çalışmıyoruz; Laleli, Merter, Osmanbey, Zeytinburnu, Bayrampaşa bölgeleriyle de ticaret yapan firmalarız var. Bu bölgedeki üreticilerimiz de Rusya-Ukrayna savaşının negatif etkisiyle sipariş kaybedince yan sanayide de iç talebin düşmesine neden oldu. Özpehlivan, özellikle son dönemde negatif etkinin çok hissedilmeye başladığını söyledi.
Yatırım kredi borçları ötelensin
Pandemi sonrasında hazır giyim tarafında Türkiye’ye yoğun bir talep olması konfeksiyon yan sanayiinde bir hareketlilik yaratırken, sektör kuruluşları talebi karşılamak için üretimini hızlandırdı ve yatırımlar yaptı.
“Bu yatırımların da artık ödeme vadeleri geldi” diyen KYSD Başkanı Özpehlivan, şöyle devam etti: “O dönem uygun faizli kredilerle ciddi yatırımlar yapıldı ama bir anda işler negatife döndü. Sektör firmalarımızın mevcut yatırım kredilerinin ya ötelenmesi veya uygun oranla yapılandırılması lazım. Çünkü yüzde 10’la kullanılan krediyi bugün yüzde 50 ile yapılandırmak borç yükünü daha da artıracak” diye konuştu. Yan sanayicinin bir başka sıkıntısı da iç pazardaki alacakları tahsil edememek.
KYSD Başkanı Özpehlivan, piyasada konkordato başvurularının artmaya başladığına dikkat çekerek, “Firma mahkemeye başvuru yapıyor, 2-3 ay sonra konkordato ilan ediyor ve ödeme yapmıyor. Ama biz bu 2-3 ayda ürün tedariki sağlıyor, mal veriyoruz. Alacağımız şişiyor. Ödeme yükümlülüğünü gerçekleştiremeyecek bir firmada risk yükleniyoruz” yorumunu yaptı. Özpehlivan’a göre, Türkiye’de konkordatonun yapısının değişmesi gerekiyor, ticari alacakların kapsam dışında tutulması gerekiyor.
KDV alacakları teminata çevrilsin
Yan sanayi sektörü KDV konusunda da dertli. Yüzde 10 KDV ile ürün satan sektör, hammaddeyi yüzde 20 KDV ile alıyor. Sektör temsilcilerinin bu noktadaki talebi hammaddede KDV’nin yüzde 10 ya da daha makul bir seviyeye çekilmesi. Öte yandan sektörde 20-30 milyon TL KDV alacağı bulunan firmalar olduğuna dikkat çeken Murat Özpehlivan, şunları söyledi: “Bu alacağı dururken firma bankadan yüzde 50 faizle kredi almaya uğraşıyor. Bu alacaklar ya paraya ya da bir teminata çevrilsin.”
İç pazara dönük KGF’ler devreye girsin
Konfeksiyon yan sanayicisinin bir başka talebi de ihracatçıya olduğu kadar iç pazara dönük kredi politikasının geliştirilmesi. Bu noktada KGF kredilerine dikkat çeken Murat Özpehlivan, “Pandemi döneminde firmalarımız tıkandığı anda nokta atışıyla KGF destekleri devreye girdi. İşte bugün de o tıkanma noktası yaşanıyor. Şu an gördüğümüz hep ihracat tarafının desteklendiği. İhracat yapan firmalarımız desteklensin ama iç pazara çalışan firmalar gözardı edilmesin. Bizim iç pazarda verdiğimiz müşteri de ihracatçı. 50 milyar dolarlık bir eko-sistemin içindeyiz” dedi.
Yan sanayici de vergi koruması istiyor
Hazır giyim, iplik ve kumaş sektöründe ithal ürünlere uygulanan gümrük vergilerinin artırılması, yan sanayiciyi de harekete geçirdi. Ortak Akıl Toplantısı’nda buluşan sektör temsilcilerinden yükselen ortak talep, iç pazara sokulan konfeksiyon yan sanayii ürünlerinin tamamına gümrük vergisi uygulanması. 150 bine yakın kişiye istihdam sağlayan yan sanayii sektörünü stratejik bir alan olarak gösteren KYSD üyeleri, “Biz de bu stratejik sektörün biraz daha ilgi görmesini, ithalata yeni getirilen vergilerin bizde de uygulanmasını istiyoruz" vurgusu yaptı.