“Hileli ürünler arıcıyı meslekten koparıyor”

 Türkiye’de resmi verilere gö­re 120 bin tona yakın, araş­tırma şirketleri ve sektör tem­silcilerine göre ise 60-70 bin ton civarında bal üretiliyor. Üreti­min düşmesinde çok önemli bir etken olan zor şartlar altın­da, konar ve göçer arıcılık ya­pan aileler, taklit, tağşiş ve hile­li yöntemlerle üretilen bal ben­zeri ürünlerle başa çıkamayınca mesleklerini terk etmeye başla­dı. Balparmak ise 2018’de kur­duğu Arıcılık Akademisi ile bu­güne kadar 7 bin arıcıya eğitim verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet Hanifi GÜLEL

Yeni eğitim döneminin açılışında konuşan Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Ucuza satılan hi­leli ürünler arıcıyı meslekten koparıyor, gençleri ve kadınla­rı mesleğe kazandırmamız la­zım. Arıcı ailelerinin gençleri de meslekte bir gelecek görmediği için artık mesleği devam ettir­mek istemiyor. Bu sorunlar yü­zünden arıcıların ortalama yaşı 55’e kadar yükseldi. Genellikle aile mesleği olarak yapılan ve bir sonraki kuşağa aktarılan kadim arıcılık bilgileri de yok olma teh­likesi ile karşı karşıya’’ dedi.

Yarım asra yakındır arıcılarla sektörü geliştirmeye çalıştıkla­rını ve arıcılık mesleğinin sür­dürülebilirliğini sağlamak için uğraş verdiklerini ileten Altı­parmak, 2018’de kurduğumuz Balparmak Arıcılık Akademisi bünyesinde bir yandan arı sağ­lığına yönelik eğitimler verir­ken, bir yandan da gençleri ve özellikle kadınları mesleğe ka­zandırmaya çalıştıklarını söy­ledi. Akademisi’nin 2025 yılı eğitimlerinin “Bal arısı sağlığı” konulu eğitimle başladığını ak­taran Altıparmak, “Yarım asır­dır hem işimiz hem de gücümüz olan bu mesleği korumayı ve ya­şatmayı, doğal bala ve arıya kar­şı bir sorumluluk olarak görü­yorum” diye konuştu.

‘’Bal ürününde kadın emeği çok kıymetli’’

Arıcı nüfusunun yaşlandığı­nı ve Türkiye’de arıcıların or­talama yaşının 55’in üzerine çıktığına değinen Altıparmak, ‘’Bu ailece yapılması gereken bir meslek. Gençler ve kadınlar bu işte neredeyse yok denilecek kadar az. Halbuki katma değerli arı ürünlerinde, örneğin arı sü­tü üretimi hassas bir süreç ge­rektiriyor bu nedenle bu ürün­de kadın emeği çok kıymetli” şeklinde konuştu. Ancak sahte bal sorununun sektördeki her­kesin tadını kaçırdığının altını çizen Altıparmak, ‘’Tüm dünya­da ses getirecek yöntemler ge­liştiriyoruz. Ama kalıcı çözüm için sektördeki markalar, arı­cı birlikleri ve devlet yetkilileri olarak hepimizin bir araya gelip birlikte kalıcı çözüm üretmesi gerekiyor” dedi.

Kovan başına verimlilik 25 kiloya çıkarılabilir

Arı sağlığını etkileyen hastalık zararlılarından ve bunların kontrolü konusunda bilgi veren Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın ise FAO verilerine dünya ortalama kovan başına verimlilik yaklaşık 18,1 kilo iken, Türkiye’nin kovan başına ortalama bal veriminin ise 14 kilo civarında olduğunu belirtti.

Aydın, ‘’Her ne kadar ülkemiz, bitki florasının çeşitliliği açısından avantajlı bir konumda olsa da günümüzde karşı karşıya olduğumuz iklim krizi ve çevre kirliliği, bu avantajın tam anlamıyla değerlendirilmesini zorlaştırıyor. Çünkü arıcılarımız teknik aracılığı bilmiyor. Dolayısıyla temel amacımız, arıcılığı bilimsel olarak öğretmek. Çünkü doğru bir teknikle verilen eğitimle Türkiye’de verimlilik ve kalite somut şekilde 25 kiloya çıkaracak potansiyele sahip” dedi.