Hammaddede ‘koruma’ kalkanı üretime zarar veriyor
Başta bakır ve endüstriyel mutfak eşyaları olmak üzere metal sektörünün ana kolları ile ayakkabı sektörlerinde artan nihai ürün ithalatı, endişe yaratıyor. Hammaddede yüzde 70 ile 90 oranında ithalata bağımlı olan bakır ve endüstriyel mutfak ile belirli ara mamulleri ithal etmek zorunda kalan ayakkabıda, yurtdışından hammadde alımlarındaki ‘koruma’ önlemlerinin düşürülmesi ya da tamamen kaldırılması talep ediliyor.
Nurdoğan A. ERGÜN
Özellikle Türkiye’de ikamesi bulunmayan ve endüstrinin temel ihtiyacı olan hammadde ithalatında gümrük vergilerinin sıfırlanması isteniyor. Örneğin endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün ana hammaddesi paslanmaz çelikte halen yüzde 12 gümrük vergisi uygulanıyor ve anti-damping soruşturma süreci devam ediyor.
Endüstriyel mutfakta ithalat %21 arttı
Endüstriyel mutfak ürünleri grubunda bitmiş ürün ithalatının yüzde 21’leri bulduğunu açıklayan Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, bu durumu sektör adına ‘kırmızı alarm’ olarak nitelendirdi. Bunun en temel nedenini hammaddeye uygulanan vergiler olduğunu savunan Topuz, “Geçen yıl yüzde 8’den 12’ye çıkarılan ek verginin bu yılbaşında düşürülmesini bekliyorduk ama olmadı. Bitmiş ürün ithalatındaki artışın ana nedeni paslanmaz çeliğe gelen zamalar. Üretimin düşüp ithalatın artması büyük tehlike. Bu gümrük vergilerinin yeniden ele alınması gerekiyor” diye konuştu.
Bakırdaki ithalat artışı yüzde 59’u buldu
Demir dışı metaller grubundan 2024 ihracatını yüzde 7.61 ile en fazla artıran alt gruplardan bakırda, geçen yılın ihracatı 2.22 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Hurda ihracatının ise yüzde 74’lere çıktığı sektörde, hammadde dışında da artan ithalat rakamları göze çarpıyor. Son bir yılda filmaşin ve bakır tel ithalatında yaşanan artışa dikkat çeken İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Bakır Komitesi Başkanı Sevgür Arslanpay, yüzde 59’u aşan ithalatın 1.5 milyar doları geçtiğini kaydetti.
Bu ürünlerlerin kapasitesi ve üretimiyle ilgili Türkiye’de sorun bulunmadığını ifade eden Arslanpay, “Bakır zaten yüzde 90’ın üzerinde ithal hammaddeye bağlı bir sektör. Biz sıkıntı yaşarken hammadde yerine bitmiş ürün geliyor” dedi. Artık bakır boru ithalatının da başladığına işaret eden Arslanpay, Özbekistan, Rusya, İran gibi ülkelerden gelen sübvansiyonlu ürünlerin iç pazardaki sanayi üretimini olumsuz etkilediğine vurgu yaptı.
Sadece paslanmaz çelikte değil plastik, alüminyum, galvaniz, yassı çelik gibi hammaddelerde de gümrük vergisi uygulandığını söyleyen TUSİD Başkanı Bekir Topuz, hammaddelerin tamamında gümrük vergilerinin kaldırılması gerektiğini belirtti. Türkiye’de üretimi olmayan bütün hammaddelerde ‘koruma’nın kaldırılmasını isteyen Topuz, “Çünkü bizim ithalatımızda artan maliyet, ihracatımızı etkiliyor. Gümrük vergisi, bitmiş ürün bakır kabloya, boruya gelsin, miksere gelsin. İhracatçıya hammadde vergisi çıkarılmasın” ifadelerini kullandı.
“Kendi duvarlarımızı örmemiz gerekiyor”
Dünya genelinde teknolojik gelişimle birlikte endüstrinin bakıra olan talebinin arttığını dile getiren Kayalar Bakır’ın Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Kaya, “Bakır kullanımı ile ilgili ciddi bir ekosisitem oluşuyor. Endüstri ile birlikte kullanım etap etap büyüyor. Yani artık göz ardı edilemez bir element. Ama Türkiye’nin gelecekteki cari açık ve ulusal sanayisinde en büyük kaslardan bir tanesi bakır. Şu anda kullandığımız telefondan ayakkabıya her yerde bakırın bir dokusu var” dedi.
Sanayide yeşil dönüşümle birlikte hurda kullanımının çok önemli hale geldiğini vurgulayan Kaya, “Biz de yeşil bakır konseptiyle yola çıkıyoruz. Yeşil bakır olabilmemiz için de hurdamızı kullanmamız gerekiyor. Bununla ilgili bir politika üretmemiz lazım. Yani ihtiyacımız olan bir hammaddeyi muhakkak kendimizin kontrol etmesi gerekiyor. Bakırda hurdayı satmayalım, katma değere dönüştürüp satalım” diye konuştu.
Avrupa’nın hurda alımı konusunda ciddi bir baskısı olduğuna işaret eden Kaya, “Bir yanda Gümrük Birliği anlaşmamız var, hurda satışını durduramıyoruz. Ama başta AB olmak üzere ülkeler hurdasına duvarlar örüyor. Bizim de sanayi ve ülke menfaatini düşünerek kendi duvarlarımızı örmemiz gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. Kaya, Londra Metal Borsası’na kote LME depolarının bir an önce açılması gerektiğine de işaret etti.
Ayakkabıda ithalat 70 milyon çift adede çıktı
Geçtiğimiz yılı en sancılı kapatan sektörlerden biri ayakkabı oldu. İhracatta yüzde 20’nin üzerinde kayıp yaşayan sektörde, ithalat ise yüzde 150’leri aştı. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, “İthalatta 25 milyon çiften 70 milyon çift adete çıkan bir rakam var. Bunun çoğunluğu küresel markalardan kaynaklı. Burada üretme kriteri getirilmeli” dedi. Hammaddeye uygulanan yüksek vergi oranlarına da değinen İçten, bitmiş üründe yüzde 40 olan gümrük vergisinin ara mamulde yüzde 100’ü aştığını söyledi.
“Pes etmeyecek, çantamızla kapı kapı dolaşacağız”
İhracatçının elinde çantasıyla kapı kapı dolaşıp malını pazarladığını söyleyen Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger ise, “Biz bu dönemde taşın altına elimizi değil gövdemizi koyduk. Kârsızlık, kârlılık gözetmeden üretim çarklarını döndürdük. Döndürmeye de devam ediyoruz. Bundan da gocunmuyoruz. Paslanmaz çelik, döküm, alüminyum sorunlarımız hep devam etti. Görünen o ki bitmeyecek de. Çünkü üretiyoruz. Başka ülkelere ürünlerimizi sattığımızda kendi markamızı değil ülkemizin markasını, Türkiye algısını oralarda dalgalandırıyoruz. Bu kolay değil ama pes etmeyeceğiz” yorumunu yaptı.