“Hammadde karteline teslim olmak istemiyoruz”
İş dünyasının en önemli sorununun finansmana erişim, ilave vergiler ve lojistik olduğunu belirten EVSİD Başkanı Talha Özger, “Hammaddeye gelen ek vergiler bunca zorluk içinde ilave yük getiriyor. Hepsi tamam ama ithalat karteline teslim olmak istemiyoruz” diye konuştu.
Fikret ÇENGEL
İhracatta değer bazında Çin, Almanya, İtalya ve Hollanda’nın ardından 5’inci sırada yer alan ev ve mutfak eşyaları sektörü, lojistik, hammadde ve işçilik maliyetleri nedeniyle fiyatlandırma yapmakta zorlanıyor. Dolar kurundaki yükselişin ihracatçıyı rahatlatmadığını ifade eden Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, “İşçilik maliyetlerimiz 6 ayda bir artıyor. Geçmiş dönemlere baktığımızda bu yılda bir oluyordu ve maksimum yüzde 20’lik artışlar yaşanıyordu. Bu da ihracatta fiyatlandırma yaparken bizi zorlamıyordu. Ama şimdi dolar bazlı maliyetlerde işçiliği de artırmamız gerekiyor. Zaten ürünü satarken zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz.
Ayrıca üretimlerini kiralık alanlarda yapan firmalarımız var. Onlar da kira artışı gibi çok ciddi bir sorunla baş başa kaldılar” diye konuştu. 2023 yılını 3,2 milyar dolarlık ihracatla kapattıklarını belirten Özger, “2024 yılında ihracatta hedefimiz yeniden 3,5 milyar dolar seviyelerine gelebilmek. Amacımız kg başına ihracat değerimizi 4,5-5 dolar seviyelerine çıkarmak. 2024 yılı zor bir yıl olacak” dedi.
En büyük sorun finansmana erişim
Talha Özger, iş dünyasının birincil gündeminin halen finansmana erişim sorunu olduğunu belirterek, “Hem deprem bölgesinde hem Anadolu’nun farklı köşelerinde üretim yapan bütün firmalarımızın şu an en büyük sorunu finansmana erişim. Eximbank kredilerinden, kamu bankalarının vereceği desteklere kadar sağlanacak her türlü finansman kaynağının faydası olacağını görüşündeyiz. Finansmana erişim konusunda atılacak her adım, yapılacak her katkı bizlere olumlu yansıyacak. Özellikle işçilik maliyetlerini karşılayabilmek adına kamudan destek almamız gerekiyor” dedi.
Geçtiğimiz yıldan bu yana farklı coğrafyalarda devam eden ‘Made in Türkiye’ bilinirliğini yayma çalışmalarından sonuç almaya başladıklarını ifade eden Özger, şunları söyledi: “Latin Amerika’da sektörümüzü market zincirlerine, toptancılara tanıtmayı başardık. Güney Afrika ürünlerimizi keşfetmeye başladı. Avrupa zaten ihracatçımızı tanıyordu. ‘Made in Türkiye’ söyleminin bir devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. İtalya dendiğinde aklımıza tasarım, Almanya dendiğinde sağlamlık geliyorsa Türkiye algısı için de sektör sektör çalışmamız gerekiyor.”
“Ek vergiler için mücadele ediyoruz”
Ek gümrük vergilerinden kaynaklı sorunlara da dikkat çeken Talha Özger, “Asyalı rakiplerimizde böyle bir vergi yok. Ek vergilerle hala mücadele ediyoruz. Hammadde tüccarlarının insafına kalmış durumdayız. Karlılıklarımız zaten cüzi; hayatta kalma mücadelesi veriyoruz” diye konuştu. “Sektör oyuncuları olarak hepimiz aynı gemideyiz. Beraber bu dalgalardan kurtulacağız, bu gemiyi limana yanaştıracağız” diyen Özger, “Hiçbir zaman karamsar olmadık. Her dönem üretim çarklarımızı döndürdük, döndürmeye de devam edeceğiz. Bildiğimiz işin en iyisini yapacağız. Gitmiş olduğumuz fuarlarda, etkinliklerde, ziyaretlerde ülke imajına katkı sunmaya devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Sanayi teşvikleri sadeleşmeli
Ocak ayında Almanya’da gerçekleştirilen Ambiente 2024’e 300 Türk firmasının katıldığını söyleyen Talha Özger, “Bu yıl fuarda ziyaretçi sayısının düştüğünü gözlemledik. Bu durum bize marka algımızı güçlendirmemiz gerektiğini bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki dönemde ürünkalitemizi, tasarım ve farklı bakış açılarıyla çeşitlendirmemizin hayati önem taşıdığını düşünüyoruz.” yorumunu yaptı. Sanayiye verilen teşviklerin sadeleştirilmesi gerektiğini belirten Özgener, “Çok karmaşa var. Daha sade ve sonuç odaklı bir sisteme geçmemiz gerek. Yabancı para birimi cinsinden kredi faizleri yüzde 10’larda. İhracatçılar bu kadar para kazanamıyoruz ki. Ancak koşullar nedeniyle mecbur kalıyoruz. Bu da belimizi büküyor” şeklinde konuştu.
Panama, Malezya, Avustralya ve Hong Kong’ta etkinlikler...
İstanbul’da 27-28 Mayıs tarihlerinde 7’nci kez düzenlenecek Invitation Only Türkiye etkinliğinde 60 ülkeden 200’e yakın satın almacıyı ağırlayacakları bilgisini paylaşan Talha Özger, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Geçen yıl otel konseptinden çıkarak yeni bir lokasyona geçiş yaptık. Bu yıl yerimizi Lütfi Kırdar’a taşıdık. Tüm paydaşlarımızla birlikte hedefimiz, Türkiye’ye daha önce gelmemiş toptancı ve market zincirlerini üreticilerle buluşturup ihracatımıza katkı sağlamak. 2024 yılında Panama, Malezya, Avustralya, Hong Kong gibi farklı coğrafyalarda etkinliklerimiz olacak.”
Dolar için bir şey demeye çekiniyoruz
Dolar kurundaki yükselişin ihracatçıyı rahatlatmadığını ifade eden Talha Özger, “Ürünü satarken zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz. İşçilik maliyetlerimiz 6 ayda bir artıyor. Dolar bazlı maliyetlerde işçiliği de artırmamız gerekiyor. Rakamlar telaffuz ediliyor ama dolar için bir şey demeye çekiniyoruz. Üretimlerini kiralık alanlarda yapan firmalarımız da var. Onlar da kira artışı gibi çok ciddi bir sorunla baş başa kaldılar” bilgisini verdi.
Rotayı ‘lojistik’ belirleyecek
Kızıldeniz’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren EVSİD Başkanı Talha Özger, “Kızıldeniz’de krizle birlikte hammadde fiyatları yükselişe geçti. Plastikte yüzde 90; çelik ve alüminyumda yüzde 100 dışa bağımlıyız. Biz fiyat artışını hissettik ama Asyalı üretici bu artışı hissetmedi. Hammadde artışındaki fiyatların tümü lojistik kaynaklı” dedi.