“Haksız rekabet tarım makinelerinde yüksek teknolojili üretimi engelliyor”

TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Bayramoğlu, tarımsal mekanizasyon konusunda Türkiye’nin ulaştığı konumun iç pazardaki talebi karşılayacak seviyede olduğunu söyledi. Bununla beraber marka bilinirliği ve yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesi noktasında yetersiz kalındığına atıfta bulunan Bayramoğlu, üretimde nitelik eksikliğine dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Bayramoğlu, Türkiye’de tarım sektörün ihtiyaç duyduğu tarımsal mekanizasyon araçlarının tamamına yakınının imal edildiğini söyledi.

Bayramoğlu, satış adetleri bakımından ölçek ekonomisi, marka tanınırlığı nedeniyle üretimi rasyonel olmayacak ürünler; çok büyük tarımsal arazilere ve işletmelere uygun kapasitede traktörle çekilir veya özellikle biçerdöver, pamuk hasat makinesi gibi kendi yürür hasat makineler, çok yüksek seviyede mühendislik içeren makineler, özellikle mühendislik bilgi, teknoloji ve alt yapı gereklilikleri akıllı tarım ekipmanlarını bu konuda istisna olduğuna değindi

Binde 3’ten yüzde 1.6’ya yükselen başarı hikayesi

İthalat ile karşılanan üst düzey mekanizasyon araçlarının çok düşük bir seviyede imal edildiğini hatırlatan Gökhan Bayramoğlu, şu bilgileri paylaştı: “Sektörde 2022 itibarıyla ithalatın iç pazarı karşılama oranı, genel makine endüstrisinin oranı olan yüzde 65.4’ün altında, yüzde 19.5’tir.

Bu değere göre bütün makine sektöründe ithalata en az bağımlı ikinci alt sektör, tarım makineleridir. 2000’lerin başında 20-30 milyon dolar seviyesinde ekipman, 30-40 milyon dolar seviyesinde traktör ihracatı yapan ve dış ticaret açığı veren Türk tarım makineleri endüstrisi, bugün 1.5 milyar dolar seviyesini aşan ihracatı ile dış ticaret dengesini kurmaya, hatta kayda değer bir ölçüde fazlasını vermeye başladı. Bu değişim, ülke sıralamasından da izlenebilir. 2001 yılında 31’inci sırada olan ve toplam dünya ihracatından binde 3 pay alan Türkiye, 2022 yılını 17’nci sırada tamamladı ve toplamdan aldığı payı yüzde 1.6’ya yükseltti.”

Sektörün daha fazla gelişim göstermesinin öncelikle iç pazarın, yerel tarımsal işletmelerin bu gelişime uygun makine talebinde bulunmasına bağlı olduğunu kaydeden Bayramoğlu, “Tarım arazilerinin genellikle küçük parsellerden oluşması ve oldukça dağınık bir şekilde bulunması sektörü de olumsuz etkiliyor.

Bu durum ortak makine kullanımındaki yetersizlikler ve özellikle çiftçilerin alım gücünün düşük olması, yurt içi talebin de orta-düşük teknolojili ve düşük kapasiteli makineler üzerinde yoğunlaşmasına yol açıyor, bu da katma değeri düşük bir üretime sebep oluyor. Düşük katma değerli, düşük teknolojili üretim ise sektöre yeni firmaların dahil olmasına neden oluyor. Genel makine sektöründe girişimci sayısı bakımından ilk sırada tarım makinelerinin yer alması bir tesadüf değil” değerlendirmesini yaptı.

“Haksız rekabet kârlılığı düşürüyor”

İç pazarda firmaların önemli bir kısmının kalite ve teknolojiden ziyade fiyat rekabetinin öne çıktığını vurgulayan Gökhan Bayramoğlu, şöyle devam etti: “Bu “haksız” rekabet, faaliyet kârlılığını düşürüyor, düşük kâr marjları da doğal olarak Ar-Ge faaliyetleri başta olmak üzere nitelikli teknoloji kullanımını, nitelikli istihdamı, markalaşma ve pazarlama harcamalarını azaltıyor. Firmalarımızın genel olarak işletme sermayelerinin yetersiz olması da bu bahsi geçen alt yapı yatırımların yetersiz kalmasının önemli bir diğer sebebi.”

Fason üretimin gelişmesi marka bilinirliğini düşürüyor

 Diğer yandan sektörün sadece ihracata özel ürün üretmesinin bazı istisnalar hariç mümkün görülmediğini ifade eden Bayramoğlu; bunun temel nedenlerini şöyle sıraladı: “Küresel pazarlarda marka bilinirliğinin olmamasının yanı sıra beta versiyon ürünler için sahayla, yabancı çiftçilerle sürekli iletişim içinde olunması gereği.

Marka bilinirliğinin bulunmayışı, fason üretimin de son derece gelişmiş olmasına sebep olmakta. Ekipman imal eden bazı firmalar, imal ettikleri makineleri yurt dışından siparişi veren firmanın etiketi ile bu kuruluşlara göndermekte ve alıcılar bu makineleri kendi markaları ile dün yanın çeşitli ülkelerine satmakta. Bu yöntemle gerçekleşen ihracat rekabetçi kalite ve teknolojiye sahip olunmasına rağmen imalatı yapanın markasının tanınmasını engeliyor.”

Sektörün Ar-Ge yetkinliği ülke ortalamasının üzerinde

 TARMAKBİR Başkanı Bayramoğlu, sektörün Ar-Ge yeterliliğini ise şöyle değerlendirdi: “Merkez Bankası’nın 2023 verilerine göre 2022 yılında makine sektöründe faaliyet giderleri içinde ArGe harcamalarının payı yüzde 4.5 seviyesinde iken tarım makinelerinde bu oran 7.9 seviyesinde.

Buna göre tarım makineleri endüstrisinde ortalamanın çok üzerinde bir Ar-Ge faaliyetinde bulunulduğu söylenebilir. Bununla birlikte sektörde gelişmiş ülkelere göre değerlendirildiğinde yeterli ölçüde bir Ar-Ge faaliyeti yapıldığından söz edilmesi mümkün değil. Çalışmalar, daha çok ürün geliştirme olarak tanımlanabilir.

Bu olumsuzluğun ölçek sorunu, riski asgaride tutma eğilimleri, kısa vadedeki getiri beklentileri, laboratuvar yatırımları, araştırmacı istihdamı gibi maliyetleri göze alamaması gibi farklı birçok nedeni olmakla birlikte, sınaî mülkiyet hakları konusundaki haksız rekabeti önleyecek yasal düzenlemelerin çok geç yapılması ve mevcut durumda fikri ve sınaî haklar hukuk ve ceza mahkemelerinin çok yoğun iş yükü önemli iki nedendir.

Yerel tarımsal işletmelerin ya da çiftçilerin alım gücünün yetersiz olması ve talebin düşük teknolojili ürünlerde yoğunlaşmasının yanı sıra endüstrideki kâr marjlarının gelişmiş ülkelere göre düşük olmasının da bu olumsuzluğa olan katkısı büyük. Makine sanayisinde vergi sonrası dönem net kâr oranı 2022 yılında yüzde 10.6 iken tarım makinelerinde bu oran yüzde 9.7 seviyesindedir.”

Sektör büyük yatırımlara ihtiyaç duyuyor

ARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Bayramoğlu, Türkiye ve dünya tarımındaki gelişmeler dikkate alındığında sektörün ihtiyaç duyduğu bazı majör yatırım alanlarını şöyle sıraladı: ● Biçerdöver, pamuk hasat, pancar hasat gibi kendi yürür hasat makineleri

- Kendi yürür ilaçlama makineleri

- Kendi yürür yükleyiciler

- Akıllı tarıma yönelik makine, donanım-ekipman ve yazılımlar

-Yüksek kapasiteli hasat makineleri

-Süt sağım tesisleri, sağım robotları ve ilgili yazılımlar Yenilenebilir enerji sistemleri

- Dairesel ve doğrusal hareketli sulama sistemleri

- İklim akıllı sistemler, erken uyarı, önleme sistemleri ve ekipmanları

-Bağ ve bahçe mekanizasyonuna, özellikle hasat işlemine yönelik makineler