Özmen Un, teknoloji yatırımları ile sektöründe liderliğe oynuyor

Türkiye’nin ilk “karanlık değirmeninde” el değmeden ürettiği 100’ün üzerinde un çeşidiyle iç piyasanın önemli markaları arasında yer almanın yanı sıra 40 ülkeye ihracat yapma başarısı gösteren Özmen Un, çok sayıda yenilik ve yatırımlarla sektöründe liderliği hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Güneş DOĞDU SOYLU

Özmen Un markasıyla günlük 580 ton ve Yeni Un markasıyla günlük 150 ton olmak üzere iki tesislerinde topl amda 730 ton buğday kırma kapasitesine ulaştıklarını aktaran Özmen Un Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, “Grubumuz bünyesinde 300 kişilik ekibimizle hedeflerimizi ilerliyoruz. Halihazırda markalaşma ve kurumsallaşma süreçlerimizi hızlandırmaya, sosyal hak ve imkanları iyileştirme konularına eğildik. Çalışmalarımızın olumlu etkilerini şimdiden gözlemliyoruz” dedi.

“Güvenli gıda üretiminde de fark yaratıyoruz”

Firmalarının Ar-Ge ve iş geliştirme operasyonlarıyla sektöründe her daim fark yaratmaya odaklandığına işaret eden Erhan Özmen, “Üniversiteler, kıymetli akademisyenlerimiz ve özel sektör ile var olan iş birliklerimiz giderek güçleniyor” şeklinde konuştu.

Geleceğin ununu, endüstri 4.0 teknolojisi ile insan eli değmeden ürettiklerini ve sahip oldukları karıştırma teknolojileriyle buğday aşamasında değil, un aşamasında karışımlar yaptıklarına da değinen Erhan Özmen, şöyle devam etti: “Böylelikle kullanım amacına, kuruma ve kişiye özel unlar üretebiliyoruz. Karanlık değirmen ile el değmeden üretilen unlarımız ile güvenli gıda üretiminde de fark yarattığımızı söylemeliyim. Ar-Ge ekibimiz ve akademi ile olan iş birliklerimiz ile 100 çeşidin üzerinde ürün gamına ulaşırken yenilikçi ve değer yaratan ürünlerimiz ile sektöre yön vermeye devam ediyoruz.”

Her lezzet için ayrı bir un çeşidi üretme becerisi

Ürünleri kapsamında mutfak tariflerinde yer alan hemen her lezzet için özel unlar bulunduğu bilgisini veren Erhan Özmen, özellikle baklavacılar için özel olarak ürettikleri Zivago ve Antep Unu ile sektörde olumlu yönde ayrışmaya devam ettiklerini vurguladı.

Ayrıca Bezosta, Tozluk, Renata, Mozaik ve diğer un çeşitleriyle her sofrada bulunduklarını söyleyen Özmen, “Sahip olduğumuz değerler gereği işimizin başarılı bir üretimle bitmediğinin, kaynak yönetiminin ve döngüselliğin giderek daha büyük önem kazandığı yeni bir dünyada yaşadığımızın bilincindeyiz. Bütün süreçlerimizi geliştirmek ve yeni iş birlikleriyle yan ürünleri katma değerli ürünlere dönüştürmek için yatırım yapmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Dünya mutfağı için de özel unlar üretiyoruz”

 Ürüne özel un imalatı sayesinde sektörde güçlü bir konuma geldiklerine atıfta bulunan Erhan Özmen, İzmir’in boyozu için ayrı, Diyarbakır’ın kadayıfı için ayrı, Kayseri’nin mantısı için ayrı un ürettiklerini anımsattı. Sadece Türk Mutfağına ve zanaatkarlarına ait ürünler için değil, kruvasan, pizza, ekşi mayalılar, bagetler, makaronlar gibi dünya mutfağının farklı ürünleri için de özel unlar ürettiklerine vurgu yapan Özmen, “Buğday kalitesi ve niteliği açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biriyiz.

Yüzlerce çeşidi ve karakteristik özellikleri olan tahılın ve buğdayın da yetiştirildiği topraklarda değirmencilik yapıyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz en önemli kazanımlardan biri, buğday çeşitlerinin ürünlere dönüştüğünde gösterdiği performans ve ortaya koyduğu karakter üzerine yaptığımız detaylı çalışmalar oldu. Buğday kalitesi ve niteliği açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biriyiz” ifadelerini kullandı.

“Yöresel ürünlere yönelik üretimle talep dinamik oldu”

Yöresel mutfakların öne çıkan ürünlerine yönelik yaptıkları imalatla iç pazarda dinamik şekilde büyüyen ve üretim kapasitelerini zorlayan bir süreçten geçtiklerini sözlerine ekleyen Erhan Özmen, şunları kaydetti: “Avrupa’nın en modern, sayılı tesislerinden birine sahibiz, dünyanın en saygın gıda güvenliği denetleme kurumları tarafından denetleniyor ve en yüksek skorları alıyoruz.

Buğdaylarımızın her tanesini, değirmene girmeden önce peeling teknolojisi ile bütün yabancı maddelerden ve olası tüm zirai atıklardan arındırıyoruz. Sahip olduğumuz tüm yetkinliklerin bizi iç pazarda da farklı bir yere konumlandırdığını ve ayrıştırdığını söyleyebilirim. Dünya mutfağına özel üretim yapmamız nedeniyle ABD, İngiltere, AB ülkeleri ve Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere, 40 ülkeye ihracat yapıyoruz.”